Netflix’in bir başka Türk yapımı içeriği Andropoz oldukça ses getirdi. Bu içeriğimizde Andropoz dizi incelemesi, Andropoz dizi konusu ve Andropoz dizi oyuncuları yer alıyor.

Andropoz Dizi Konusu

Andropoz dizisinde 50li yaşlarına gelmiş olan Yusuf’un zamandan ve hayattan şikayetlerini görüyoruz. Saç rengini değiştirip bir imaj değişikliği yapıyor ve daha genç bir görünüm elde ediyor böylece. Bunun yanı sıra sürekli zamanı kendisini öldürmek isteyen bir katil olarak tasvir ederek, hayatta aslında ne yapmak istediğini düşünüp içsel bir arayışa sürükleniyor gibi. Zaten hayatında yapmak istediği ve önce kendisiyle başladığı değişimler çevresi tarafından yanlış anlaşılıyor. Onun bu yeni halinden dolayı kendisinin bir hastalığı olduğunu düşünen ailesiyle birlikte birtakım olayların gelişimine şahitlik ediyoruz. Andropoz sadece bu Andropoz üzerinden gitmiyor ve hemencecik olaylar farklı şekilde farklı karakterlerin üzerinde şekillenerek başka bir boyuta taşınıyor.

Dizi Engin Günaydın’ın imzasıyla zaten beklendiği gibi komediyi içinde bol bol barındırıyor ek olarak dram ve gerilim diyebileceğimiz ögeleri içinde barındırıp harmanlıyor.

Andropoz Dizi İncelemesi:

Andropoz dizisi Netflix’te ya da TV’de gördüğümüz Türk dizilerinden farklı bir yapım diyebiliriz. Bazı şeylerin absürt olduğunu görmezden gelirsek bir oturuşta merakla izlenebilecek bir Türk yapımı olduğunu söylemekte zarar yok. Öncelikle dizinin işlenişi başta sanki sadece Engin Günaydın’ın hayat verdiği Yusuf karakterinden olacak gibi görünse de bu çarçabuk değişiyor. Birçok karakterin olay örgüsüne dahil olmasıyla ve izleyiciyi kasmadan, zorlamadan kendini izletiyor.

Hikayesinde dizinin absürt şeyler dışında herhangi bir sorun yok. Yeri geliyor güldürüyor yeri geliyor anlam veremediğiniz bir gerginliği tırmandırıyor ancak bu çok büyük değil. Engin Günaydın, ekranlarda fazla görmediğimiz ancak gördüğümüz zaman keşke daha çok projede yer alsa dediğimiz oyunculardan birisi. Böylece 6 bölümlük Andropoz ile onu ekranlarda görmek oldukça keyifliydi.

Öte yandan dizide en çok konuşulan ve tartışılan isim Tamer Karadağlının oyunculuğuyla ilgili konuşmak gerekiyor. Kendisi role girmiş ancak biraz zorlama olsa da oynadığı karakter yüzünden pek de sırıtan bir oyunculuk yok. Öncelikle kendisinin sosyal medya mahkemelerindeki imajını biliyoruz ve bu rolü kabul etmesi de aslında biraz kendisi için zor. Yine de bu rolü almış ve çatır çatır oynamış diyebilirim.

Tamer Karadağlı varsa izlemem diyenler muhtemelen ne Netflix’in umurunda ne de senaryoyu yazan Engin Günaydın’ın. Eklemeye gerek yok ancak bizim de Tamer Karadağlı var, bunu izleyip bir de yazmışsınız diyecek birisi varsa bizimde umurumuzda değil.

Genel anlamda oyuncu kadrosu olarak geniş, hikaye olarak zengin ve farklı bir içerik sunuyor Andropoz dizisi. Bu güzel hikayeye Taylan Biraderlerin yorumu ve dokunuşları eklendiğinde akıp giden bir altı bölüm ortaya çıkıyor. İzlemeyi düşünenler için Andropoz dizisini tavsiye ediyoruz!

Not: Dizi henüz çok yeni olduğu için inceleme ve konu kısmını çok uzatmadan spoilersız bir şekilde hazırladık.

Andropoz Dizi Oyuncuları:

Andropoz dizisinin oyuncu kadrosunun genişliğinden bahsetmiştik şimdi kimler var ve ne yapmışlar bakalım!

Engin Günaydın: Yusuf
Tamer Karadağlı: Halit
Derya Karadaş: Meryem
Şebnem Hassanisoughi: Fadime
Turgut Tunçalp: Mahmut Timuçin
Gülçin Santırcıoğlu: Şahinde

Yönetmen: Taylan Biraderler
Senarist: Engin Günaydın
Tür: Dram/Komedi

The post Andropoz Dizi İncelemesi ve Konusu, Oyuncuları – Netflix appeared first on En Güncel Film Önerileri.

İçeriğimize hoş geldiniz. House of the Dragon dizisinin garip bir bölümünü geride bıraktık. House of the Dragon oldukça durağan gözüken bir bölümle bizi karşılasa da aslında bazı karakterlerin üzerinde önemle durdu.

House of the Dragon 4.bölüm incelemesi spoiler içerir.

House of the Dragon Dizi İncelemesi, ilk üç bölüm: House of the Dragon Dizi İncelemesi – Game of Thrones Evrenine Dönüş!

Game of Thrones evreninde geçen dizinin 4.bölümünü geride bıraktık ve bu bölümde gördüklerimiz aslında dizinin geleceğindeki olayların bazılarına zemin hazırladı. Yukarıda söylediğimiz gibi bu bölüm biraz durağan ancak şehvetin öne çıktığı bir bölüm oldu. Bölüm boyunca bolca cinsellik içeren sahne gördük. Bunların en önemlisi Prenses ile Daemon arasında olan yakınlaşmaydı. Hatta bu da değil, Prenses ile Criston Cole ile olan yakınlaşma diye düzeltmek gerekiyor.

Kitaplarla ilgili spoiler vermeye gerek yok ancak herkesin bildiği ve bahsettiği şeylerin zemininde biraz da Sir Criston Cole yatıyor. Bu sebeple, bu bölümü önemsiz izleyici çekmek için cinsel sahnelerle doldurmuşlar deyip geçmeyin. Elbette dizinin bu bölümündeki bazı sahneler, birçok kişi için fazla olabilir ancak Game of Thrones evreni işte böyle bir evren.

Bunu bu şekilde kabul edebilir ya da izlemeyi bırakabilirsiniz.

Şimdi gelelim dizinin bu bölümde bizlere sunduğu şeylere. Daemon, eve dönüş yaparak, kazandığı zaferi ve tacı Kralına yani ağabeyi Viserys’e verdi. Böylece iki kardeşin kısa sürelide olsa tekrar barışıp birbirlerine olan sevgilerini görmüş olduk.

Viserys zaten kardeşini seviyor ve bunu önceki bölümlerde görmüştük. Daemon için bu durum tam olarak bilinmezlikte. Saf kötü bir karakter olmayan Daemon, ağabeyine yeterince saygı duymasa da sevgi besliyor.

Her ne kadar kendisi sadece iyi niyetli bir dönüş yapmamış olsa da hanedanına düşkün olduğunu biliyoruz. Zaten Prenses ile arasında geçen küçük yakınlaşma da bunu gördük. Evet burada bir amca-yeğen ilişkisine tanıklık etmek üzereydik ancak sonradan bu olmadı. Bu kadarı bile fazlaydı ancak Targaryen hanesinde akraba evliliklerine şaşırmak gereksiz. 8 Sezonluk Game of Thrones dizisinde bu ilişkilerden bahsedilmişti ve bu evrende de bahsediliyor.

House of The Dragon Dizi Analizi, Daemon Targaryen

Prensesin evleneceği kişiye karar veremeyişi ve bu işi yarım bırakışı kralla olan ilişkisini yine zedelemiş durumda. Orta Çağ en büyük esin kaynağı olan eserin politik evlilikler üzerinde durması pek şaşırtıcı değil zaten. Kral bile olsan siyaset için evlilik yapmak durumunda kalıyorsun sonuç olarak.

Bu bölümde bolca kadın-erkek eşitsizliğine değinildi. Prenses ve Daemon saraydan çıkıp halkın içine karıştıklarında, kadın bir varisle nasıl alay edildiğine tanıklık etmiş oldular.

Zaten dizinin ilk üç bölümünü incelerken, buna değinmiştik. Burada kadın bir hükümdar istenmiyor ve Viserys bunun farkında olarak böyle bir varis seçimi yapmıştı. Daemon, bu gezide prensese hem halkın kadın bir varis istemeyeceğini göstermiş oldu hem de onun genelevde görülmesini sağlayarak Otto’nun bilmesini sağladı. Yani bir taşla birden fazla taş vurmayı başardı bu bölümde.

Prenses ile arasındaki ilişkiyi de daha fazla göstererek, Krala kızını lekelediğini düşündürtüp onunla evlenmek istedi. Daemon’un bunu dile getiriş şekli ve hanemiz için normal demesinden de bir kez daha Targaryen hanesinde bu durumun normal olduğunu gördük. Bunun yanı sıra Kral asıl amacının taht olduğunu söyleyerek onu kovmuştu zaten.

Burada Daemon karakterinin tahttaki iddiasını tekrar güçlendirmek üzere çalışmalar yaptığını rahatlıkla diyebiliriz. Ancak bunun yerine prensesi aslında etkileme gücüne sahipken, bunu kullanması da akıllıca olabilirdi. Sonuç olarak, oynanan oyunda prenses kendisini halkın istemediğini ve küçük erkek kardeşinin daha güçlü bir aday olduğunu fark etmişti zaten.

Şimdi gelelim dizide üzerinde sıklıkla durulan kadın-erkek olayına. Burada prensesin babasına, erkek olarak doğsaydım istediğimle yatar ve onlarca piçinin olabileceğini söylüyor. Kral konuyu evet ama kadın olarak doğdun diyerek olayı kestirip atıyor.

Prenses, en sonunda isteksizde olsa Velaryon hanesiyle evliliğe razı gelmiş oluyor ancak krala da Otto’yu görevden almasını söylüyor. Burada bölüm sonunda kralın bunu yaptığını gördük. Aslında bu da Daemon’a yarayan, rakip olarak gördüğü ve haz etmediği Otto’nun güç kaybetmesi demek oldu. Yani Daemon, basit oyunlarla da olsa istediği sonuçların bazılarını elde etmiş oldu.

Bölümü özetleyecek olursak bir aksiyon sahnesi yoktu sadece bir kez ejderha görebildik ki House of the Dragon olan bir dizide her bölüm ejderhaları daha fazla görmeyi umuyorum. Bu bölüm Game of Thrones gibi bazı bölümlerin ağır geçeceğini bize göstermiş oldu.

Siyaset ve aksiyonun olmadığı bir bölüm olsa da bir saatlik süresince yine de sıkılmadan izledim bölümü. Zaten dizinin ilerleyen bölümlerinde aksiyon çok fazla olacak. Bu yüzden şimdiden acele etmemeleri daha güzel. Zaten dizide arkadaşlık ilişkileri aşk ilişkileri de işlenecek zaman içinde daha fazla. Şimdilik bazı arkadaşlık ilişkileri bağını koruyor olsa da gelecekte öyle olmayacak. Bu yüzden birçok ilişkiyi güzel vermeleri ve aceleye getirmemeleri lazım.

Game of Thrones sevenler için Theon Greyjoy: Theon You’re a Good Man

The post House of the Dragon 4.Bölüm İncelemesi appeared first on En Güncel Film Önerileri.

Netflix’in yeni Türk Dizisi, yeni ve farklı bir deneyim olarak, Türk yapımı fantastik, bilim-kurgu ve dönem dizisi olma özelliklerini taşıyor.

Pera Palas’ta Gece Yarısı Dizi Konusu

Pera Palas’ta Gece Yarısı, Charles King tarafından yazılan aynı adlı kitaptan uyarlanıyor. Esra (Hazal Kaya) isimli genç gazeteci, Pera Palas’a ile ilgili bir yazı için görevlendiriliyor. Esra, buranın müdürü olan Ahmet (Tansu Biçer) ile oteli geziyor ve aynı zamanda bu gezide tarihinden ve ilginç olaylarından sohbetler ediyorlar.

Esra karakteri genel olarak böyle şeylere meraklı bir tip ve burada onun ilgisini çeken iki büyük hikaye yatıyor. Bunlardan birisi Mustafa Kemal Atatürk’ün bu otele gelip gittiği bilgisi ve Agatha Christie’nin kaldığı odanın bilgisi.

Tüm bunların üzerine Esra istemeyerek tarihte bir yolculuk yapıyor. Otelin bu sırrını bilen Ahmet, onu geri getirmek için peşinden gidiyor ve bir takım talihsiz olayların gerçekleşmesini sağlıyorlar. Bu olaylardan birisi, Atatürk’e uygulanacak bir suikastı durduran Peride’nin ölümü oluyor. Esra ve Ahmet Atatürk’e karşı planlanan bu suikastı durdurmazlar ise Türkiye’nin günümüzde bildiğimiz gibi olmayacağını anlıyorlar.

Pera Palas’ta Gece Yarısı Dizi İncelemesi

Pera Palas’ta Gece Yarısı dizi İncelemesi bölümünde sürpriz bozan yoktur. İnceleme bölümünde,  Netflix’in yeni Türk Dizisi, Pera Palas’ta Gece Yarısı dizi yorumu ve genel analizi yer alır.

Netflix işleri genellikle artık hepimizin daha dikkatli yaklaştığı içeriklerden oluşmakta. Bir yapımda “Netflix orijinal” gördüğümüzde acaba yine kötü bir şey mi bizi bekliyor? Yoksa bu defa iyi mi? Diye sorular soruyoruz.

Genel anlamda Türk dizilerini düşündüğümüzde Netflix üzerinden sunulan her bir dizi bizim için büyük bir merak konusu oluyor, çünkü burada süreyle ilgili bir sorun yok ve daha mantıklı senaryoların ortaya çıkması beklenen bir şey. Yine tüm bu olanaklara rağmen şimdiye kadar Netflix yapımı Türk dizilerimizin çok iyi olduğunu söyleyemeyiz.

Baştan belirtmekte fayda var ki bir dönem dizisi olarak ele alındığında bence oldukça iyi bir iş ortaya çıkmış. Bunu kostümlerden ve dekorlardan görebiliyoruz, dizinin kurgusu bu bağlamda oldukça iyi. Görüntü olarak beklediğimin çok üstünde bir yapımı izledim ve gerçekten görsel anlamda tatmin etti. Bu açıdan her ne kadar güzel olsa da 1919 İstanbul’u için birazcık süslemeler yapıldığının altını çizerek devam edeyim.

Bu kısımlarda bir sorun yok, bir dönem dizisi yapmak yeni olduğumuz bir iş değil ancak bu dönem dizisinin içine giren bilim-kurgu ile karışıyor. Burada oldukça eksik kalan bir senaryo var. Süre olarak ortalama 40-45 dakika civarlarında gezen dizi bazı yerlerde süresi yetmeyecek gibi davranırken, bazı yerlerde bu sahneler olmasa da olurmuş dedirtiyor.

Bu sebeple bilim-kurgu unsurunu dizinin içine yeterince yediremediklerini fark ediyoruz. Buradaki mantık hatalarıyla “spoiler” vermek istemiyorum ancak zamanda yolculuk üzerinden giden bir senaryonun çok ince işlenmesi gerektiğini düşünüyorum. Zamanda yolculuk kendi içinde hem tutarlı hem tutarsız bir şekilde servis ediliyor, bu da zaten beklenmeyen bir şey değil. Konu aslında zamanda yolculuktan ziyade dizi kendi oluşturduğu dünyasına bunu ne kadar iyi entegre edebilmiş… Burası tartışılır, yine de tutarsızlık daha makul olurdu.

Yine hikaye bakımından kendi içinde tam uyuşmayan bir şeylerin olduğunu ve bol bol eksik noktaların olduğunu görebilmek mümkün. Eh, bu dizinin hikayesinde iyi bir şey yok mu? Derseniz, bu dizi hikaye olarak son derece sürükleyici ve bir oturuşta yarısına kadar izleyebileceğiniz şekilde ilerliyor.

Bunların yanı sıra dizi tahmin edilebilir olmamak için epeyce çabalıyor, bu çabalarının bazı noktada verim verdiğini söylemem gerekse de bazen klişeler ile sonuçlanıyor. Bu klişeleri geçersek, yine tahmin edilebilir bazı gerçekleri büyük sırlar gibi gösterilmesi söz konusu. (bu bölümle ilgili bilgiler sürprizbozan olabileceği için detaylandırmadık)

Diziyi izlerken şunu fark ettim ki bu dizi beni çözmeye çalış ve yanıl demek istiyor. Bu noktada yukarıda belirttiğim gibi genellikle ilk tahminlerimiz bizi sonuca götürse de bazı yerlerde yanılmak zevk vermiyor değil. Bu yönden dizi benden hem eksi hem artı puanlar aldı.

Dizi oyunculuk olarak genel anlamda iyi bazı noktalarda Hazal Kaya soru işaretleri bırakabiliyor. Onun canlandırdığı Esra karakterini düşündüğümüz zaman aslında Hazal Kaya’nın da yeteri kadar iyi oynadığını söylemek mümkün olabilir. Sonuç olarak, 2020’li yıllardan birisi geçmişe gidiyor.

Hikayenin temelinde Atatürk’e karşı planlanan suikastın durdurulması yattığı için, duygusal temeller mevcut. Ana karakterlerin amacı sonuç olarak bu felaketi engellemek, bu yüzden manevi olarak karakterlerle bağdaşmak mümkün oluyor.

Bunun dışında karakterlerin iç dünyasına pek fazla girilmiyor ama bu hikayede bir eksiklik oluşturmuyor. Genel olarak Pera Palas’ta Gece Yarısı dizi incelemesini toparlayacak olursak: Teknik olarak güzel, sürükleyici ve sıkmayan bir dizi. Bilim-kurgu adına tutarsızlıkları olsa da gerçekten bir şeyleri düzgün yapmak için çok çaba verildiğini belli ediyor. Maneviyatı yüksek bir konuyu işlemesine rağmen bununla ilgili sıkboğaz eden bir sömürü içinde bulunmuyor ve bu manevi duyguları tamamen yok saymıyor.

Birçok mantık hatasını içinde barındırıyor olsa da dönemi yansıtış biçimiyle ilgili farklı yorumlar yapmak mümkün olsa da bu dizi kesinlikle izlenilir ve pişman etmez.

Daha fazla dizi yorumu ve önerisi için: Tuyann.com

The post Pera Palas’ta Gece Yarısı Dizi Konusu ve İncelemesi appeared first on En Güncel Film Önerileri.

Amazon Video’nun The Boys Dizisinin Konusu

Yoldan çıkmış, sapkın süper kahramanların perde arkasında çevirdikleri pis oyunları bilen bir grup normal insanın süper kahramanlara karşı savaş açmasını anlatıyor. Dünyanın en iyi güvenlik hizmeti sunan süper kahraman şirketi Vought International’ın çevirdiği pis oyunları bozmak isteyen CIA destekli bir grup ve süper kahramanlar arasındaki çatışmalar ele alınıyor.

Gerilim, kara mizah, drama türünde olan dizi Amerika yapımı ve Amerika’nın diğer devletler arasındaki ilişkisi, Amerikanın süper gücünün temeli gibi konulara göndermeler yapıyor. The Boys dizi kahramanların gerçek dünyada var olduğunda aslında masalsı varlıklar olmayacağını bütün çıplaklığı ve vahşeti ile bizlere anlatıyor. Kahramanlar dünyanın gözünde kendilerini hep bir adım üste taşımak için terör örgütlerini besliyorlar hatta dahada ileri giderek mutasyona uğramış süper kötüler yaratarak kendilerine insanları yemlemek için düşmanlar yaratıyorlar. Dizide iş dünyasında yapılan mobbingler, işini yapmaya çalışan kadınlara zorla yapılan taciz ve daha ilerisi tecavüz gibi konulara da yer verilmiş. Dizi popüler kültürü ise oldukça iyi eleştiriyor. Bunu yapmak hemde Amerika’da yapmak hiç de kolay değil. Yani sizin anlayacağınız The Boys dizisinde sizleri doğaüstü güçleri bir kenara bırakırsak oldukça gerçekçi bir senaryoya yer verilmiş. Süper güçler dizinin tuzu ve biberi olmuş diyebiliriz.

The Boys dizi önerisi

The Boys dizisi ilk birkaç bölümde hızlı bir giriş yaparak sürükleyici bir seyir zevki verse de sonraki bölümlerde yavaşlayan bir dizi. Ön yargılı yaklaşılan dizinin efektleri ve görüntü yönetmenliği oldukça iyi. Gerek patlamalar gerek insanların vücutlarının parçalanması gerek de efektler kahraman dizilerine göre üst seviyede. Zaten 18 yaş ve üzeri bir yapım olduğundan kahraman yapımlarından farkını ortaya koyarak gerçekçi sahnelere yer verilmiş. The Boys çizgi romanına göre biraz farklılaştırılıp eleştiri ve gönderme unsurlarının tavan yaptığı bir dizi olmuş. The Boys dizisinde aklınıza gelebilecek her şey için bir eleştiri veya gönderme bulunuyor. Öyle ki dizideki kahramanlar DC Comics’in kahramanlarına o kadar benziyor ki ilk başlarda diziyi izlerken sanırım bu DC’nin dandik bir parodisi Kick Ass tadında bir yapım diye içimden geçirmiştim. FakatThe Boys bambaşka bir kahraman dizisi olmuş. Komünizm eleştirileri oldukça iyi olan diziyi beklentilerinizi aşırı yükseltmeden izlerseniz oldukça tatmin olacağınızdan eminiz. Karl Urban’ın William Billy Butcher rolü gerçekten sinir bozucu dakikalar yaşatabiliyor, oldukça uyumlu bir oyuncu seçimi olmuş. Öte yandan Antony Starr’ da her geçen bölümde karakterini dahada iyi yansıtıyor. The Boys bambaşka bir kahraman dizisi olmuş. Komünizm eleştirileri oldukça iyi olan bu diziyi beklentilerinizi aşırı yükseltmeden izlerseniz oldukça tatmin olacağınızdan eminiz. Kısık bütçelerle yapılmayan kaliteli bir iş olmuş.

Film ve diziler hakkında en güncel haberler, incelemeler ve öneriler için sitemize göz atabilirsiniz.

The post Gerçek Kahramanlar The Boys Dizi Önerisi appeared first on En Güncel Film Önerileri.

Bu Dizi Önerisi bir Sitcom dizisi. Hatta Sitcom denildiği zaman akla ilk gelen isim! Birçok sitcom dizisine aşina olan insanların bile izlemediği bir yapım. (ülkemiz açısından) 1989 Yılında başlayan Seinfeld, Sitcom dizileri için adeta bir referanstır. 9 Sezon ve 180 bölümden oluşan dizinin yayın hayatı boyunca replikleri gerçek hayata girmiştir. Yayın hayatı boyunca reytinglerde ilk sırayı kaptırmamış, nadiren ikinci sıraya gerilemiş bir yapım Seinfeld.

Seinfeld sıradan sitcom anlayışını yıkıp geçen bir güldürü anlayışına sahipti. Birçok sitcom dizisi gibi belirli bir olayın üzerinden gitmek yerine gündelik hayatın rutinlerini üzerinden güldürmüştür. Birçok insana göre zaten rutin hayatları bir komedi dizisi kadar komik değil midir? Belki de öyledir, Seinfeld’da bir konu üzerinden gitmeyerek çıtayı oldukça yüksek bir yere koymuştur.

Başka bir Sitcom dizisi önerisi için: Young Sheldon Dizi İncelemesi 

Seinfeld Dizi Konusu

Normal bir şekilde yürürken, bir yerde sıra beklerken ya da yemek yerken gelişen anlık bir komedi anlayışı hakimdir. Seinfeld’ın karakterlerinin çoğu yazarlarının gerçek hayatlarından alınmıştır.
Seinfeld Dizi Konusu aslında hepimizin yaşamlarındaki olaylar.

Jerry Seinfeld’ın ana karakter olduğu yabancı dizi de Jerry tam bir düzen meraklısıdır, hatta bu rahatsız edici derecededir. Jerry bir komedyendir ve geçimini bu şekilde sağlamaktadır. Neredeyse bütün Sitcom dizilerinde karakterlerin bir araya sık sık toplandığı bir merkez vardır. Bazen birden fazla olan bu karakterleri bir araya getiren merkezler şüphesiz sitcom dizileri için vazgeçilmez bir unsurdur. Seinfeld’da Jerry’nin evi bu merkez görevini üstlenmiş vaziyettedir. Jerry genellikle ilişkilere rahat yelken açan bir karakter olsa da sebepsiz yere ayrıklılarla da sık sık karşılaşan bir karakterdir. Bu da sitcom dizilerinin bir parçasıdır en nihayetinde. Karmaşık birkaç ilişki ya da karakterin en doğru ilişkisinin sebepsiz yere bitmesi durumu.

Bildiğiniz üzere ABD’de bir sitcom yapılıyorsa bunda mutlaka bir geek karakter olur. Hatta çoğunlukla ana karakterlerin tamamı bu tarz şeylere ilgi duyar. Jerry Seinfeld’de bir Süpermen hayranıdır. Ancak Sitcom anlayışının Seinfeld ile en mükemmel haline geldiğini düşünürsek, Jerry ilktir.

Seinfeld Karakterleri

George Costanza, Seinfeld’in hayatımıza soktuğu başka bir karakter. Bu karakter düzenbaz yalancı ve iş batıran cinsten bir adamdır. Jerry’nin en iyi arkadaşı olan George, başarılı olamadığı için başarılı insanların başarılarını kıskanır. Her konuda yalan söyler. Yaptığı iş konusunda, ilişkileri konusunda ilişkilerine başlarken, aklınıza gelebilecek her konuda yalan Costanza’nın işidir. Başarısızlıkla dolu güven sarsıcı ve işe yaramaz bir adam portresi çizmiştir.

Elaine Benes karakteri Seinfeld’in eğlence açısından Costanza kadar olmasa da son derece sağlam bir karakteridir. “Hadi Oradan” şeklinde çevrilen dillere pelesenk olan bir repliği de vardır. Eleine genellikle dürüst ve ağzından çıkanı düşünmeyen biridir. Jerry ile bir dönem çıkıp ayrılmışlar ancak iyi arkadaşlar olarak kalmayı başarmışlardır. Seinfeld’in kabalığa en çok maruz kalan karakteri de kendisidir. Elaine Benes dışında, dizini en eğlenceli karakterlerinden birisi olan, Kramer vardır. Jerry’nin evine çat kapı girerek doğruca buzdolabına yönelen, arsız komşusu. Kramer’in zengin olma hayali olsa da hiçbir şey yapmaz. Sürekli yeni fikirler üretmekten öteye geçemez. Jerry’nin evine çat kapı girişleriyle aklımıza kazınan Seinfeld karakterlerinden birisi olmuştur.

Sitcom dizilerinden ve karakterlerinden bahsettiğimiz zaman How I Met Your Mother’ın Ted Mosby’sini unutabilir miyiz?

Ted Mosby Ne Anlatıyor? yazımız ilginizi çekecektir Himym finalinden sonra buna ihtiyacınız var!

Seinfeld’ın Benzersiz Mizahı

Seinfeld’ın karakterlerinden bahsettik, komedi anlayışından da az çok bahsetmiştik… Seinfeld’ın komedi anlayışı bugünün en çok izlenen Sitcom’larına daha önce de dediğimiz gibi referans olmuştur. Karakterleri bir araya getiren merkez, arkadaş grubunun renkli ve çeşitli kişiliklerle bezenmiş olmasıyla Seinfeld dünyası sizi içine çeker. Her ne kadar Seinfeld’ın referans olduğu noktalar üzerinden sitcom kültürü gelişse de onun günlük hayat üzerine verdiği tatlı komedisine ulaşabilmiş bir dizi henüz yapılmamıştır. Seinfeld’ın yaptığı başka bir şey de alt metinler içermesi ve felsefik bir değer taşımasıdır. Toparlayacak olursak, Seinfeld birçok sitcom dizisine ilham vermesine rağmen farklı yönleriyle işlemiş olduğu alt metinleriyle benzersiz mizah anlayışıyla biricik bir yapımdır.

Seinfeld IMDb puanı 8.8

Zorlama ve klişe bir komedi olmamasının yanı sıra Seinfeld’da ana karakterlerin her biri olması gerektiği gibi özel işlenmiştir. Bütün olaylar neredeyse bölümlere yayılır ve inceden inceden birbirine bağlanır. Küçük bir şeyi bile daha sonra bir yere bağlar dizi. Bunun yanı sıra yan karakter ayrı ayrı işlenir ve üzerinde kısa ancak etkili bir şekilde durulur.

Seinfeld dizi konusu aslında hiçbir şey.

Hiçbir şey üzerine olan yani hiçbir şey üzerine olmayan, hiçbir şey ve her şey üzerine olan Seinfeld dizisini ŞİDDETLE TAVSİYE EDİYORUM!

The post Seinfeld Dizi Konusu Tarihin En İyi Sitcom Dizisi appeared first on En Güncel Film Önerileri.

Dizi Önerileri – Kaliteli 4 Dizi Önerisi

Son zamanlarda kaliteli dizi bulmakta zorlananlar için önerdiğimiz 4 kaliteli dizi.

1- Firefly

Dizi Önerileri

Hikaye, günümüzden yaklaşık 5 asır sonrasındaki bir gelecekte geçmekte. Yani 2500’lü senelerde. Merkez gezegenlere karşı büyük bir savaş patlak vermiştir ve bu savaş sonucunda dizideki ana karakterlerimiz bu savaşı kaybetmiştir. Bu yaşananlardan sonra Malcolm ve Zoe, kendini soyutlamış kişilerle bir ekip kurar ve sonra “ Serenity “ adlı gemileriyle evrende bir yolculuğa, maceraya çıkarlar. Böylelikle bizde bu güzel maceraya ortak oluruz.

Distopik diyebileceğimiz bir yapı üzerine kurulan, hakkında en çok “ Uzay Kovboyları “ ve “ Uzay Western’i “ yakıştırmaları yapılan bu dizi, yapılan yakıştırmalarıda sonuna kadar hakediyor. Hikayesi, kurgusu ve senaryosu izleyenleri yormayacak şekilde devam ederken, karakterleri ve diyaloglarıda harika bir şekilde yazılmıştır. Mizahi ve aksiyon yönüde oldukça iyi şekilde ayarlanmış. Gelecekte teknoloji gelişmiş olsada, insanların hiç değişmediği bir düzen devam etmekte. Joss Whedon, geleceğin insanları hiçbir zaman değiştirmeyeceğini düşünerek, oldukça güzel bir alt metinde hazırlamış ayrıca.

Bilim Kurgunun önemli işlerinden olan Firefly, kendi skalasında oldukça iyi işlerden biridir. Bütçesine göre reytinglerin düşük olması nedeniyle iptal edilmiştir. Toplam 14 bölümden oluşmaktadır. İptalinden sonra çıkan Dvd’leri Amazon ve diğer şirketlerde rekor satarak muazzam bir iş yapmıştır. Bunu gören yapımcılar aldıkları bu gazlada “ Serenity “ adlı birde film yapmıştır.

Yapımcılığını ve yazarlığını Joss Whedon’un yaptığı dizinin başrollerinde Nathan Fillion, Gina Torres, Alan Tudyk, Adam Baldwin ve Morena Baccarin gibi oyuncular bulunmakta.

Firefly, izlemeniz için önerimizdir.

2- True Detective

Dizi Önerileri

Her sezonunda hikayenin ve oyuncuların değiştiği muhteşem bir dizi. Bu yüzden bende giriş sezonundan bilgi vermeyi daha makul görüyorum. Çünkü bu muhteşem dizinin en muhteşem sezonuda, ilk sezonudur. Kısaca harika bir başlangıç…

Hikaye, Louisina eyalet polislerinden Rust Cohle ve Marty Hart’ın, satanik bir şekilde öldürülmüş Dora Lange cinayeti çözmeye çalışmasını anlatıyor. İlk sezonda işlenen bu konu, katmanlı bir hikaye ile yaklaşık 17 yıla yayılıyor. Kapanmamış bu cinayet dosyası, flashback’ler ile birkte günümüze bağlanarak devam ediyor. Klasik bir polis veya dedektiflik hikayesi gibi görünsede, kesinlikle daha fazlasını içermektedir.

Karanlık bir havada, atmosferde geçen hikaye ve yaşanan gizemli olaylar seyirciye oldukça iyi bir şekilde aktarılıyor. Hal böyle olunca ortaya harika bir sinematografi çıkıyor. Dizideki karakterlerin alt yapısı, motivasyonları ve kişilik özellikler oldukça net ve mükemmel bir şekilde yazılmış.

Ana karakterlerimizden olan Rust Cohle’un olaylara yaklaşımı, nihilist düşünce yapısı ve yaptığı çıkarımlarla dizinin alt metnini oldukça güzel dolduruyor. Zaten iyi olan senaryosunu, hikayesini ve kurgusunu Rust Cohle’un üzerinden verilen bu felsefik aforizmalarlada seyirciyi düşünmeye itiyor. Marty Hart,Rust Cohle’a göre daha stabil ve ona göre zıt bir karakter. Genel toplumdaki insanlardan pek farklı olmayan bir kişiliğe sahip. Yaptığı şeyler üzerine pek düşünmeyen Marty, bu düşünce yapısıyla Rust’a göre oldukça farklı bir kişi. Bu iki ana karakterin arasında yaratılan “ zıtlık “ muazzam bir şekilde işlenmiştir. Dizinin en iyi yanlarından biride, kullanılan müzikler. Harika seçimler yapılmış ve dizinin atmosferini yukarı çekmekte oldukçada önemli bir rol oynuyor.

Nic Pizzolatto’nun yaratıcılığını yaptığı dizinin başrollerinde Matthew McConaughey, Woody Harrelson, Colin Farrel, Rachel McAdams, Taylor Kitsch, Mahershala Ali, Carmen Ejogo, Stephen Dorff gibi isimler bulunmakta.

Her sezonu 8 bölümden oluşan dizinin, en son 3. sezonu yayınlandı.

True Detective, izlemeniz için önerimizdir.

3- Twin Peaks

Dizi Önerileri

Laure Palmer isimli genç bir kızın, Twin Peaks adlı kasabada öldürülmesi ve bunun üstüne Fbı’ın bu olayı araştırması için kasabaya göndirdiği bir ajanın hikayesi anlatılmakta. Herşeyin yolunda gittiği bu kasabada, cinayetten sonra işler değişmeye başlar. Herkesin birbirini tanıdığı bu küçük kasabada, aslında hiç birşeyin göründüğü gibi olmadığı ortaya çıkmaya başlar. Sırlar ve daha fazlası…

Gerilimin üst düzey olduğu bu dizide, psikolojik unsularda oldukça etkileyici bir şekilde işlenmiştir. David Lynch’in sembolik ve imgesel anlatım tarzı kendini dizi boyuncada oldukça hissettirmekte. Yapılan karakter modellemeleri ve yaratılan harika atmosfer, diziyi soluksuz bir şekilde izlemeyi oldukça kolaylaştırıyor. Yazılan senaryo, iç içe geçmiş şekilde yapılan kurgu ve bağlantılar, diziye oldukça güzel bir şekilde oturtulmuş.

David Lynch’in Yazarlığını, yapımcılığını ve bazı bölümlerinde yönetmenliğini yaptığı dizide başrollerde Kyle MacLachlan, Micheal Ontkean, Madchen Amick, Dana Ashbrook ve Richard Beymer gibi isimler bulunmakta

Dizinin en son 3. sezonu yayınlandı.

Twin Peaks, izlemeniz için önerimizdir.

4- Six Feet Under

Dizi Önerileri

Six Feet Under, bir cenaze evinde yaşanan olayları ve hikayeleri konu ediniyor. Evdeki babanın mesleği cenaze işleriyle ilgilenmek. Hal böyle olunca ortaya harika bir konu çıkıyor. Her bir yeni bölüm başlarken, sürekli birilerinin ölümüne şahit oluyoruz. Bu ölümlerin bir çoğu farklı şekilde oluyor. Kimisi dramatik, kimizi mizahi yönden oldukça absürt bir şekilde.

Tüm bu olaylar harika bir şekilde aktarılıyor. Karakter gelişimleride güzel bir şekilde işlendiği için, karakterlerle seyirciler arasında güçlü bir bağ kuruluyor. Tanımadığımız onlarca insanın ilişkilerine, mutluluklarına, ruhsal çöküşlerine ve sorunlarına oldukça iyi odaklanıyor. Bu sayede dizinin dram kısmı daha ön planda oluyor.

Yapımcılığını Alan Ball’un yaptığı dizinin başrollerinde Micheal C. Hall, Frances Conroy, Peter Krause, Freddy Rodrigues, Lauren Ambrose, Rachel Griffiths ve Mathew St. Patrick gibi oyuncular bulunmakta.

63 bölümden oluşan dizi, 5. sezonuyla ekranlara veda etmiştir.

Six Feet Under, izlemeniz için önerimizdir.

Umarız tavsiye ettiğimiz bu dizilerden sizde bizim kadar zevk alırsınız. Yorumlarınızı ve görüşlerinizide aşağıdan bildirebilirsiniz.

The post Dizi Önerileri – Kaliteli 4 Dizi Önerisi appeared first on En Güncel Film Önerileri.