Marilyn Monroe’nun hayatından uyarlanan Blonde filmi incelemesine hoş geldiniz. Birçok kişi şu an bu yazıyı “bu filmi herkes ağır eleştiriyor burada neler var bakalım” diye okuyacak ve bende bu konudaki beklentilerinizi karşılayacak bir yazıyı kaleme almış olacağım. Biz film incelemeleri yaparken, filmlerin birçok noktasına değiniriz ancak bizim en önemli çizgimiz sinemadır. Blonde eleştirisi bütün olarak düşünebileceğiniz bir yazı ancak yine de öncesinde Blonde film konusu ile başlayacağım. Arkasından Blonde film incelemesi, Blonde film oyuncuları ve Blonde film yorumu yer alacak.

Blonde Film Konusu

Blonde filmi konu olarak Marilyn Monroe’nun hayatından uyarlanıyor ancak hayatının tamamını ele almıyor. Yine de Marilyn Monroe ikonunun yaşamına geniş bir yer verdiğini söyleyebilirim. Aslında yeni filmlerde konularını anlatmadan incelememizi yapıyoruz ancak bu film bir istisna. Çünkü Blonde filmi bir biyografi değil, bir belgesel hiç değil. Blonde filmi zaten Marilyn Monroe’nun hayatını kurgulamış aynı adlı romandan uyarlanıyor sinemaya.

Böyle olunca doğal olarak daha çok kurgu işin işine girmiş oluyor. Filmde şüphesiz geçmişin, bugünün ve yarının ikonu yediden yetmişe bilinen Marilyn Monroe’nun çocukluğuyla başlıyoruz. Burada yukarıda dediğim gibi yönetmen geniş bir yer vermiş Norma Jeane’in hikayesine. Norma olarak çocukluğuna yolculuk ettiğimiz Marilyn Monroe’nun travmalarını ve hayatı boyunca eksikliğini yaşadığı duyguların temellerine iniş yapıyoruz. Norma’nın babası yok ve annesi bu durum yüzünden psikolojik olarak çökmüş durumda. Şayet kendisi de bu durumdan daha küçük bir çocukken etkileniyor ve sorunlu bir annenin elinde olmanın gerilimini yaşatıyor film.

Sonrasında atlanmamasını umduğum ancak atlanmış olan bir bölümün başına tanıklık ediyoruz. Marilyn Monroe’nun yetimhaneye verilmesinden sonra filmde bir zaman atlaması gerçekleşiyor ve Hollywood’da şöhret basamakları için nelere katlandığını görmeye başlıyoruz.

Bir baba figürünün eksikliğinin onun üzerindeki travmalarını, sevgi arayışı ve erkeklerin sürekli ondan faydalanmaya çalışmasını görüyoruz. Hayat mücadelesinde Marilyn Monroe için kaba tabirle neredeyse herkes tarafından sömürüldüğünü görüyoruz. Zaten “Sarışın Bomba” olarak Hollywood’da yükselen Monroe, dönemin en büyük seks sembollerindendi. Filmde bunu açık açık gözler önüne seriyor.

Buradan sonrası seyir zevkini bozacak spoiler olabileceği için konuyu kesiyoruz ve esas önemli kısım olan inceleme bölümüne geçiyoruz.

Blonde Film İncelemesi

Blonde filminin hikayesini yorumlayacak olursam birazcık şaşırdığımı söylemem lazım. Bu hikayenin kötü işlenmesinden ya da yönetmenin anlatımından kaynaklı bir şey kesinlikle değil. Ortadaki hikayeyi filmin yönetmeni Andrew Dominik mükemmel işliyor. Şaşırdığım nokta Marilyn Monroe gibi bir ikonun bu kadar güçsüz olması. Evet Marilyn Monroe gerçekten zor bir hayat yaşadı ancak yaşadığı dönemden bugüne kadar hala ikon bir isim. O dönemde Marilyn Monroe’nun resmen sömürüldüğünü söylersek yalan olmaz. Çünkü hem seks sembolü olarak ön plana çıkıyor hem de hayatına girip çıkan insanların ondan faydalanma biçimi de bir sömürü. Bunda zaten hemen hemen herkes aynı fikirde ve bu film içinde bu durum geçerli. Bu filmde Norma ve onun yarattığı Marilyn Monroe’nun farkını görebiliyoruz.

Norma, daha basit ve düzgün bir yaşam istiyor ve travmalarından dolayı oldukça zayıf diyebiliriz. Norma Jeane olduğunda daha farklı bir kadın olan Monroe, filmde özellikle entelektüel ve etik yönlerden ön plana çıkıyor. Daha duru bir yaşam tarzını benimsemek istiyor ve normal bir insan olmayı diliyor. Hayatındaki insanlardan ve bu ortamlardan kurtulmak isteyen birisi ancak yeni kimliği olan Marilyn’den de kurtulmak istiyor çünkü olmak istediği kişi o değil.

Marilyn Monroe ise onun tam olarak işini yapamayan kalkanı, şov dünyasına çıkarttığı başka bir benliği gibi adeta. Ancak bu iki benlik arasındaki net farkları görsek de Marilyn yine güçlü bir karakter olarak karşımıza çıkmıyor. Bence gerçekte Marilyn güçlü bir figür olmalı ancak bu noktada fazla durmak istemiyorum.

Tam olarak hakim olmadığım Marilyn Monroe’nun hayatının detaylarıyla ilgili birçok belgesel, kitap, yazı mevcut. Bana kalırsa Marilyn Monroe’nun hayatını detaylı bir şekilde doğrulanmış şekilde öğrenmek isteyenler bu kanıtlı şeylere bakmalı. Çünkü Blonde filmi bir belgesel değil bir uyarlama.

Blonde Analizi: Yönetmen Andrew Dominik

Filmin yönetmen koltuğunda oturan Andrew Dominik hakkında söyleyebileceğim çok şey var ancak kesin bir şey var ki bu adam film çekmeyi iyi biliyor! Blonde, sarsıcı, etkileyici ve kimi zaman insanı yorabilen bir film olmasına rağmen yönetmenin anlatım dili harikaydı. Çekim tekniklerinden bahsetmek ne kadar doğru bilmiyorum ancak ben Andrew Dominik’i çok özgüvenli buldum bu filmde.

Yönetmenin özgüvenine değinmişken, anne karnındaki bebek sahneleriyle bir özgüven patlaması yaşadığını görüyoruz ki bu sahnelerin filme iyi kötü yedirilmiş olması durumu kurtarmaya yetiyor diyelim.

Kürtaj sahnelerinin uzun olması filmin kötü bir yanı. Zaten film bazı kısımlarda gereksiz uzuyor ancak genel anlamda filmin yapısında bir bozukluk oluşturmuyor. Ama söylemeden geçmeyeceğim, Marilyn Monroe’nun ilk evliliği ve yetimhanede yaşadıklarına değinilmesi, bu uzun sahnelerin kısaltılmasıyla belki biraz mümkün olabilirdi.

Filmin bazı kısımlarını renkli bazı kısımlarını siyah beyaz izliyoruz. Benim gibi siyah beyaz filmleri sevenlerdenseniz ayrı bir seyir zevki tadacaksınız. Bir yandan da Marilyn Monroe efsanesinin yer aldığı filmin bazı bölümlerinin siyah beyaz olması bence çok hoş olmuş.

Andrew Dominik, Blonde filminde güzel teknikler kullanıyor. Filme metaforik anlatım yardımcı olurken yönetmenin çekim teknikleriyle sinema açısından leziz diyebileceğim bir iş ortaya çıkıyor. Zaten uzun süresine rağmen sıkmayan akıcı bir film olan Blonde’nin şüphesiz en keyifli tarafları görsel olarak ön planda olması. Görüntü yönetmeni ve yönetmenin filme değer katmak için epey uğraştığı açık ve net ortada.

Ayrıca filmin müzikleriyle birleşen kasvetli atmosferi seyirciyi olayın içine çekiyor. Anlatılanların doğruluğu, yanlışlığını bir kenara bıraktığımızda bu film sinema severlerin beğeneceği kalitede bir film olmuş.

Blonde Filmi Oyuncuları:

Ana de Armas – Marilyn Monroe
Adrien Brody – Arthur Miller
Bobby Cannavale – Joe DiMaggio
Xavier Samuel – Charles Chaplin Jr.
Julianne Nicholson – Gladys Pearl Baker
Caspar Phillipson – John F. Kennedy
Sara Paxton – Miss Flynn
Evan Williams – Edward G. Robinson Jr.
Toby Huss – Whitey
David Warshofsky – Darryl F. Zanuck
Micheal Masini – Tony Curtis
Luke Whoriskey – James Dean

Şimdi gelelim Marilyn Monroe efsanesine hayat veren Ana de Armas’a… Şu rol için birçok ismin adı geçmişti ancak Ana de Armas bu film için tam anlamıyla bir nokta atışı. Fiziksel benzerlik, enerji ve karaktere yorumuyla tam anlamıyla harika oynuyor. Ana de Armas muhtemelen Oscar ödülünü kariyerine bu film sayesinde ekleyecek gibi görünüyor.

Ana de Armas’ın yakın zamanda çıkmış filmlerinden birisi olan: Deep Water (2022) Film İncelemesi ve Konusu

Filmin yaklaşık olarak ortalarında karşımıza Arthur Miller olarak çıkan Adrien Brody filme çok güzel bir hava katıyor. Ancak filmin oyuncular kısmında övülmesi gereken kişi tabii ki Ana de Armas.

Blonde Film Yorumu:

“Blonde sarsıcı, kasvetli ve sert yapısıyla Marilyn Monroe’nun hikayesini son derece orijinal bir şekilde işliyor, cesur ve akıcı anlatımıyla sinema dünyasındaki sağlam yerini alıyor.”

Tuyann.com olarak Ana de Armas’ın Marilyn Monroe’yu yaşadığı, Andrew Dominik’in eşsiz yorumunu izlemenizi tavsiye ediyoruz. Ayrıca Netflix kütüphanesini ve orijinal yapımlarını düşündüğümüz zaman Blonde, platformda kolayca sıyrılarak şimdiye kadar Netflix orijinal imzalı işlerin en iyilerinden birisi olarak karşımıza çıkıyor. Bu bakımdan Netflix filmleri için gelişme olduğunu söyleyebilir hatta biraz ilerisine giderek, Blonde filminin Netflix’e güzel ödüller getireceğini söyleyebiliriz.

Blonde film incelemesi yazımız burada sona eriyor ancak ilerleyen süreçti Blonde filmi için spoiler içeren daha geniş bir incelemeye yer vermeyi düşünüyoruz.

The post Blonde Film İncelemesi: Konusu ve Oyuncuları appeared first on En Güncel Film Önerileri.

Kurdun Derisi filmi, İspanyol sinemasına ait güzel bir drama örneği. Film ilk olarak 2018 yılında Netflix üzerinden seyirciye sunuldu. İspanya yapımlı filmin konusu tarihi-drama.

Filmin başrollerinde Mario Cassas, Irene Escolar yer alıyor. Film daha çok Mario Cassas’ın etrafında dönse de diğer oyuncularında hakkını yememek gerekiyor. Orijinal adı Bajo la piel de lobo olan film Kurdun Derisi olarak Türkçeye çevrilmiş.

Kurdun Derisi Film Konusu:

Film konu olarak Kuzey İspanya’da yalnız başına yaşayan bir avcının hayatını ele alıyor. Martinon isimli kaba saba olan bu avcı arkadaşımız dağda kurtları avlayarak, köylerin rahat etmesini sağlıyor. Götürdüğü kurt postu başına para alıyor. Dönem dönem kasabaya inerek hem ödemesini alıyor hem de bir şeyler içerek kafa dağıtıyor.

Yine günün birinde kurt postlarını sırtına alarak kasabaya iniyor. Burada bir arkadaşı ona kadınsız yaşamın zor olduğunu, yalnız başına dağda kalmanın pek iyi olmadığından bahsediyor. Martinon bu fikri benimsemiyor ve kendi yaşamının bir kadına uygun olmadığına belirtiyor.

Kurdun Derisi filminde tarih itibariyle kadın-erkek eşitliği söz konusu değil. Arkadaşının söylediği sözler aklının bir köşesinde yer ediyor. Bir sonraki gelişinde kaba tabirle bir kadını satın alıyor ve kendisine eş yapıyor.

Böylece dağın başındaki vahşi yaşamında kendisine bir yoldaş bulmuş oluyor. Olaylar buradan sonra gelişiyor.

Kışın iyi gidecek başka bir film önerisi: Togo Film (2019) Bir Filmden Daha Fazlası (Run to Nome)

Kurdun Derisi Film Yorumu

Baja la piel de lobo filmi, İspanyol sinemasına uzak olanların dahi seveceği bir film olmuş. Öncelikle Kurdun Derisi film yorumu kısmında değinmek istediğim şey bu filmin muhteşem sinematografisi. Filmin diyalogsuz bir film olduğunu belirtmek isterim. Filmin ilk başında oldukça uzun bir süreyi diyalogsuz izliyoruz. Sadece kahramanımızın bakış açısından doğayı ve onun yaşamını görüyoruz. Onun ara sıra çıkardığı homurtuları dışında hiçbir şey yok. Geri kalan tüm sesler doğadan gelen sesler. Bu diyalogsuz 15-20 dakika boyunca eşsiz doğa manzaralına tanıklık etmemiz olağanüstü bir atmosfer oluşturuyor.

Film en başta sadece sinematografi için bile izlenebilir. Filmin geçtiği Kuzey İspanya’nın doğa manzaralarını anlatmakla bitirmemiz mümkün değil. Filmden adı dolayısıyla bir aksiyon beklemeyin, bu yok. Film çok sade ve durağan geçiyor ancak huzurlu bir yapıda ilerliyor. Bu huzur zaman zaman bozuluyor, bunun sebebi ise o zorlu şartlarda ortaya çıkan hayatta kalma iç güdüsü diyebilirim.

Diyalogun çok az olduğu bir filmi izlemekten çekinebilirsiniz ancak karakterlerin işlenişi öyle böyle değil. Kurdun Derisi filmi tüm karakterleri çok güçlü işlemeyi başarıyor.

Ayrıca filmin epey bir alt metin içerdiğini düşünüyorum. Şöyle ki iki karakter düşünün evleniyorlar ancak hiçbir şekilde diyalog yok. Çok nadiren birkaç cümlenin ötesine geçmiyor. Kadın, babasına verilen para sayesinde bu adamla evlenme durumunda kalıyor, oysa bu o dönem için çok normal karşılanıyor. İsimlerini bile bilmedikleri bir evlilik hayatı diyebiliriz.

Benzer ilgi çekici, Liam Neeson’ın başrolde yer aldığı bir film önerisi: Gri Kurt Film Konusu

Baja la piel de lobo: Kurdun Derisi Oyuncular

Kurdun Derisi filmi oyuncuları birçoğumuzun bildiği isimler değil. Zaten genellikle Amerikan sinemasına aşina olduğumuz için bu aslında normal. Ancak Mario Casas birçok Hollywood yıldızını cebinden çıkartabilecek bir performans sergiliyor. En basitinden film tek bir karakterin etrafında dönen filmlerden olmasa da ağırlık olarak Martinon karakteri üzerinden ilerliyor. Diğer karakterlerin ekran süresi epey az. Bu sebeple filmin tüm yükü Mario Casas’a ait desek yanılmış olmayız.

Mario Casas, Kurdun Derisi filminin tüm ağırlığını omuzlarında taşımayı başarmış. Her bir sahneyi adeta yaşamış. Ağır hayat şartlarında yalnız yaşayan bir adamı seyirciye olduğu gibi geçirmiş.

Bunun dışında başta Irene Escolar olmak üzere kadın oyuncular en az Mario Casas kadar rolün hakkını vermiş diyebilirim. Elbette Mario’ya düşen sorumluluk daha büyük ancak bu tarz diyalogu az filmlerde her duyguyu mimikleriyle vermek zor iş.

Kurdun Derisi Filminin Yönetmeni ve Senaryosu

Kurdun Derisi filminin ne yönetmeni ne yazarı aceleci değil. Tam istedikleri gibi bir film yaptıklarını düşünüyorum. Filmin yönetmeni Samu Fuentes, ilk defa gördüğüm bir yönetmen. Filmi Netflix’te görüp merak edince bu filmi kim çekmiş acaba diye düşünüp ismine baktım. Yönetmenin daha önce hiçbir işini izlememiştim. Bu filmi tereddüt etmeden açıp izledim, diyalogsuz geçen 2 saat beni hiç sıkmadı. Yönetmen en başta sinematografi konusunda muazzam bir başarı sergilemiş. Mario Casas için söylediğim Hollywood’un bazı yıldızlarını cebinden çıkartır lafı kesinlikle bu yönetmen içinde geçerli. Aynı şekilde bazı Hollywood yönetmenlerini cebinden çıkaracağına eminim. Çok etkileyici sekansları var filmin. Durağan ve sade, diyalog az ancak izlemeye değer.

Sürekli olarak film tavsiyeleri için: Film Önerileri

Filmi Netflix üzerinden izleyebilirsiniz: ->
Kurdun Derisi İzle

The post Kurdun Derisi: Bajo La Piel de Lobo appeared first on En Güncel Film Önerileri.

Netflix, bir Türk projesi ile daha karşımıza çıkmaya hazırlanıyor. Netflix’in ilk Türk dizisinde yer alan Çağatay Ulusoy, yeni Netflix yapımlı Türk dizisinde de başrolde yer alıyor. Bir süredir beklenen Kağıttan Hayatlar filminden gelen fragman ile Netflix Türkiye kullanıcılarının yoğun ilgisi, Çağatay’ın yeni filmine yağıyor.

Çağatay Ulusoy’un kağıt toplama işçisi çocukların patronu olarak karşımıza çıkacağı filmin yönetmen koltuğunda, Can Ulkay oturuyor. Can Ulkay bildiğiniz üzere, Ayla, Müslüm, Sarıkamış Çocukları, Türk İşi Dondurma gibi dram filmlerinde başarılı işleri bulunan bir yönetmen.

Netflix’te yayınlanacak olan Kağıttan Hayatlar filminin senaryosunu ise Ercan Mehmet Erdem kaleme almakta. Ercan Mehmet Erdem’i ise Behzat Ç. Dizisini kaleme almasıyla tanıyoruz. Bunun yanı sıra başarılı senaryo yazarı, 46 Yok Olan yapımını da kaleme almıştı. Kağıttan Hayatlar film oyuncuları ise Çağatay Ulusoy’a eşlik eden, Emir Ali Doğrul, Turgay Tanülkü, Ersin Arıcı Selen Öztürk gibi isimlerden oluşuyor.

OGM Pictures yapımcılığı altında çıkan filmin konusu ise oldukça ilgi çekici. Mehmet kağıt toplayarak geçimini sağlayan bir gençtir. Mehmet günün birinde Ali isimli küçük bir çocukla tanışır. Hayatı bu tanışmadan sonra epey değişecektir. Ali ailesine ulaşmak isteyen bir çocuktur. Ali’ye ailesini bulma konusunda yardım etmeye çalışan Mehmet’in destekçisi Tahsin Baba ve küçük Ali’nin dramını ele alan film 12 Mart tarihinde Netflix üzerinden izlenebilecek.

The post Netflix’in Yeni Türk Filmi Kağıttan Hayatlar Fragmanı – Çağatay Ulusoy appeared first on En Güncel Film Önerileri.

Skydance media bu yıl oldukça fazla tamamlanmış film ve tamamlanmayan, çekimleri başlamayan film projelerini sattı. Büyük oranda dijitale satılan film haklarına genellikle Amazon gibi şirketler olumlu bakıyor.

Netflix’in satın aldığı casusluk filminde, filmin yapımcılığını yine Skydance’ten Dana Goldberg, Don Granger ve David Ellison yapıyor. Gal Gadot’ta ortak yapımcılardan birisi. Geçtiğimiz günlerde Skydance media yine bazı satışlar yapmıştı. Apple’a Luck isimli animasyon filminin bütün haklarını yine güzel bir anlaşmayla devreden şirket, akabinde Spellbound animasyon filminin de haklarını yine tekrardan Apple’a satmıştı.

Pandemi yüzünden yapılan filmlerin maliyetleri ortada kalınca, dijital platformlar göz önünde bulunuyor. Hollywood yapımlarının da birçoğu yine streaming platformlara satılıyor. ABD son 40 yılın en kötü senesini yaşadığı sinema sektöründeki bu daralmayla biraz sarsıntı yaşıyor diyebiliriz. Sinema sektörünün önde gelen isimleri normal şartlarda dijital platformlar hakkında epey olumsuz konuşup, sinemaları desteklemişlerdi. Ancak birçoğu mecburi olarak filmlerinin haklarını bu platformlara satmak zorunda kaldı.

Gal Gadot’un bu projesiyle birlikte Netflix’te yayınlanması beklenen çekimleri biten Red Notice filmiyle iki Netflix projesi olmuş oldu. İki filmde merakla Netflix kullanıcıları tarafından beklenirken, bir taraftan Amazon ve Apple’da bu yönde güzel hamleler yaparak, sektördeki rekabeti diri tutuyorlar.

2021 Film önerileri: 2021’de Çıkacak En İyi Filmler

The post Netflix Heart of Stone Filmini Satın Aldı! appeared first on En Güncel Film Önerileri.

Penceredeki Kadın (Woman In The Window) bildiğiniz üzere sancılı bir vizyon süreci yaşadı. Başrolünde Amy Adams’ın yer aldığı Penceredeki Kadın filmi bir türlü vizyona giremeyen filmlerden birisiydi. Woman In The Window filminin ilk vizyon tarihi 2019 yılı olarak işaretlenmiş olsa da bu takvim ertelenmişti. Netflix geçtiğimiz yaz filmin haklarını Disney’den satın almıştı.

Netflix Penceredeki Kadın Haklarını aldıktan sonra beklentiler filmin yaz aylarından sonra çıkacağı yönündeydi ancak bu olmadı. 2019 Yılından sonra filmin vizyon tarihi 2020’ye ertelenmişti, 2020 yılına ertelenen Penceredeki Kadın film konusu ile oldukça dikkat çektiği için insanların beklentisi de artmıştı. Ancak film geçtiğimiz yıl da maalesef pandemi yüzünden ertelendi. Son olarak Netflix filmin bu yıl artık gösterime gireceğini duyurdu.

Yönetmen Joe Wright, Woman In The Window yaptığı bir röportaj sırasında Penceredeki Kadın filminin gösterime gireceği tarih ile ilgili güncellemeleri paylaştı.

“İnsanların biraz karmaşık bulabileceği bazı hikaye problemleri vardı. Biraz fazla opak olduğunu diyebilirim, evet yani bazı anlara dönüş yapmamız ve işleri kesinleştirmemiz gerekmişti. Biz de bunu yaptık, emin olmamız için bu gerekiyordu. Neler olduğunu bilmemenin verdiği bir keyif var. Aynı zamanda izleyiciye tutunmaları içinde bir şeyler vermek gerekiyor. Onlara gizem ve korku labirentinde liderlik etmemiz lazım!”

Diyen Joe Wright, Penceredeki Kadın filminde bizleri nelerin beklediğine de dikkat çekmişe benziyor. Netflix filmin net olarak tarihini duyurmadığı Women In The Window filminde, bazı sahneler çoktan yeniden çekildi.

Penceredeki Kadın film konusu: A.J Finn’in romanından uyarlama olan filmde kendini eve kapatmış olan Anna’nın hayatı anlatılıyor. Anna kendisini kapattığı bu apartman dairesinde yalnız yaşamakta ve hiçbir şekilde dışarıya çıkmıyor. Anna neredeyse bütün zamanını komşularını izleyerek onların hayatları hakkında fikirler edinerek geçiriyor. Günün birinde penceresinin karşısına yeni taşınan bir aileyle, Anna’nın hayatı da değişecektir.

Amy Adams’a Gary Oldman, Anthony Mackie, Wyatt Russel, Brian Tyree Henry Jennifer Jason Leigh gibi isimler Penceredeki Kadın filminde eşlik ediyor.

The post Penceredeki Kadın 2021’de Netflix’te Yayınlanacak! appeared first on En Güncel Film Önerileri.

Netflix’de 2021’de yayınlayacak Türk dizi ve filmleri:

●Azizler
●50 Metrekare
●Mücadele Çıkmazı
●96 Yazı
●Fatma
●Erşan Kuneri
●Sen Hiç Ateş Böceği Gördün Mü?
●Beni Çok Sev-
●Kod Adı: Kulüp–
●Uysallar

AZİZLER

Yayın Tarihi:8 Ocak
Oyuncular: Engin Günaydın, Haluk Bilginer, İrem Sak, Öner Erkan, Binnur Kaya
Yönetmen: Durul Taylan & Yağmur Taylan
Tür: Kara Mizah

8 Ocak tarihinde bizlerle buluşacak olan Azizler dizisi kadrosuyla da dikkatleri üzerine çekiyor.
Senaryosunu, “Bir Başkadır” ve “Masum” dizilerinin yaratıcısı olan Berkun Oya’nın kaleme aldığı Azizler dizisinin konusu ise şöyle:

Gençlik döneminin sonlarına gelen Aziz hayatından pek memnun değildir. Gençlik dönemlerinde hayallerini kurduğu işi değil yıllar boyunca sevmediği bir işte çalışmaya devam etmektedir.
Bütün bunlar olurken Aziz isimli karakterimizin karşısına büyük bir fırsat çıkar bunu değerlendirip değerlendirmemekte onun elinde. Bunun sonucunu ise hep birlikte öğreneceğiz

50 METREKARE

Yayın Tarihi:27 Ocak
Oyuncular: Engin Öztürk, Aybüke Pusat, Cengiz Bozkurt, Yiğit Kirazcı, Kürşat Alnıaçık, Özgür Emre Yıldırım
Yönetmen: Selçuk Aydemir
Tür: Drama

Gölge karakteri ile karşımıza çıkan Engin Öztürk’ün çocukluğu hakkında ne ufak bir fikri yoktur. Geçmişe dair hiçbir şey hatırlamayan karakterimiz, çocukluk döneminden aklında kalan Servet’in kirli işleri ile meşguldür.
Babası gibi gördüğü Servet’in ihanetine uğrayan Gölge, kendini 50 metrekarelik bir terzi dükkanında bulur. Gölgeyi neler bekliyor hepimiz göreceğiz.

MÜCADELE ÇIKMAZI

Yayın Tarihi:15 Mart
Oyuncular:Çağatay Ulusoy, Selen Öztürk, Turgay Tanülkü, Ersin Arıcı, Emir Ali Doğrul
Yönetmen:Can Ulkay
Tür: Dram

Kağıt toplayarak geçimini sağlayan Mehmet isimli karakterimizin Ali ile birlikte tanışmasının ardından hayatı bambaşka bir hal alır.
Ali isimli bu dostu ile çıkmaz bir hayat mücadelesi veren Mehmet, bir yandan da Ali’nin ortalıktan kaybolan ailesini aramakla meşguldür.

96 YAZI

Yayın Tarihi:Haziran
Oyuncular:Fatih Şahin, Ece Çeşmioğlu, Halit Özgür Sarı, Aslıhan Malbora, Kubilay Tunçer ve Süreyya Güzel
Yönetmen:Ozan Açıktan
Tür: Dram

1996 yılının Ege yazı, 16 yaşındaki Deniz için diğer yazlarla kıyaslanamayacak derecede başka olacaktır.Her yıl ailesinin yazlığına giden Deniz burada kalbini Aslı isimli genç bir kıza kaptırır.
Burak isimli yaşıtının da kızdan hoşlandığını fark eden Deniz bu durumdan pek hoşnut kalmaz.

Netflix’de 2021’de yayınlayacak Türk dizi ve filmleri:

FATMA

Yayın tarihi: Bilinmiyor
Oyuncular: Burcu Biricik, Uğur Yücel, Cansu Dere, Nihal Yalçın ve Gökçe Eyüboğlu
Yönetmen: Özer Feyzioğlu
Tür: Dram

Sıradan bir temizlikçi olan Fatma, kocası Sefer’in hapisten çıktıktan kısa bir süre sonra kaybolması ile ilgili endişeye düşer.Eşini aramak için çaba sarfeden Fatma beklenmedik bir cinayet işler.
Bunu duyan Sefer’in karanlık bağlantıları sayesinde Fatma’nın öldürmeye devam etmekten başka bir şansı da kalmaz.

ERŞAN KUNERİ

Yayın tarihi: Bilinmiyor
Oyuncular: Cem Yılmaz, diğerleri henüz bilinmiyor.
Yönetmen: Cem Yılmaz
Tür: Komedi

Netflix’de 2021’de Yayınlayacak Türk Dizi ve Filmlerinin arasında Erşan Kuneri’de var. 1975-1978 Yılları arasında geçen bir komedi dizisi olan bu yapımda, Cem Yılmaz’ın eski filmlerdeki Erşan Kuneri sahnelerine göndermeler olacağından şüphemiz yok.
Yayın tarihi henüz netlik kazanmayan bu mini dizi 8 bölümden oluşacak.

BİR DENİZALTI HİKAYESİ

Yayın tarihi: Bilinmiyor
Oyuncular: Kıvanç Tatlıtuğ, Cansu Çoban, Atasay Koç, Jason George, Sami Berat Marçalı
Yönetmen: Tolga Karaçelik
Tür: Aksiyon

Özgür ruhlu dalış eğitmeni ve deniz biyoloğu olan Arman (Kıvanç Tatlıtuğ) denizaltı araştırmasına katılır.
Bütün Dünya bir afetle birlikte bir kaosa sürüklenebilir, bunu engellemek Arman ve ekibinin elinde.

PERA PALAS’TA GECE YARISI

Yayın tarihi: Bilinmiyor
Oyuncular: Hazal Kaya, diğerleri bilinmiyor.
Yönetmen: Emre Şahin
Tür: Macera

Charles King’in aynı adı taşıyan romanından esinlenerek ekranlara uyarlanan Pera Palas’ta Gece Yarısı adlı bu yapımda genç gazteci Esra’nın hayatı ele alınmıştır
Esra kendini bir kapının önünde bulurken 1919 yılında kendini görür. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu olan Ulu Önder Atatürk’e yapılacak olan suikastı engellemek Esra’nın elindedir.

SEN HİÇ ATEŞ BÖCEĞİ GÖRDÜN MÜ ?

Yayın tarihi: Bilinmiyor
Oyuncular: Ecem Erkek, Atakan Çelik, Devrim Yakut, Merve Dizdar, Ushan Çakır ve Bülent Çolak
Yönetmen: Andaç Haznedaroğlu
Tür: Drama, Komedi

Yılmaz Erdoğan’ın tiyatro oyunundan uyarlanan dizi, 1948 yılında doğan Gülseren’in hayatını konu alıyor.
1948 yılının Türkiye’sinin de konu alındığı bu dizinin yayın tarihi henüz açıklanmadı

BENİ ÇOK SEV

Yayın tarihi: Bilinmiyor
Oyuncular: Ercan Kesal, Sarp Apak, Songül Öden
Yönetmen: Mehmet Ada Öztekin
Tür: Dram

14 yıl boyunca hapis yatan Musa’nın hapishane gardiyanı olan Sedaf aracılığıyla çıkması sağlanıyor.
Yıllardır kendisinden gizlenmiş gerçekleri öğrenen Musa ne gibi bir yol izleyecek hepimiz göreceğiz. Ekranlara en son “Menajerimi Ara” dizisine konuk olarak çıkan Ercan Kesal,
seyirciler tarafından büyük ilgi görmüştü. Yeni projesinin açıklanmasının ardından ilgileri tekrardan üzerine çeken başarılı oyuncu bakalım karşımıza ne şekilde çıkacak.

KOD ADI: KULÜP

Yayın tarihi: Bilinmiyor
Oyuncular: Gökçe Bahadır, Barış Arduç, Salih Bademci
Yönetmen: –
Tür: Dram

1955 yılının bir günü hapisten çıkan Mathilda fenomen bir gece kulubünde işe girer. Varlığını dahi bilmediği kızı Raşel’in hayatına dahil olması ile hayatı karmakarışık bir hale gelir.
Tarihi netlik kazanmayan bu dizi seyirciler tarafından şimdiden merak konusu oldu.

UYSALLAR

Yayın tarihi: Bilinmiyor
Oyuncular: –
Yönetmen: Onur Saylak
Tür: Dram

Ay Yapım imzası taşıyan bu projede, Uysal ailesinin birbirinden ayrı olan gizli yaşamlarını konu alıyor.
Oyuncu kadrosu henüz netlik kazanmayan bu dizide Hakan Günay imzası var.

The post 2021’de Yayınlayacak Türk Dizi ve Filmleri appeared first on En Güncel Film Önerileri.

Yarına Tek Bilet konusuna geçmeden önce bir bilgilendirme yapalım. Netflix’in Türk yapımı başka bir içeriği olan Atiye dizisiyle ilgili yazımızda, Metin Akdülger’in Netflix ile daha çok çalışacağından bahsetmiştim ancak bu kadar kısa sürede bir projenin geleceğini tahmin etmemiştim.

Atiye ile ilgili inceleme yazımız: Netflix’in Türk Dizisi Atiye

Bu gereksiz bilgilendirmeyi yaptığımıza göre içeriğimize dönelim. Yarına Tek Bilet filminin konusunu sizlere aktardıktan sonra inceleme kısmında gerekenleri söyleyeceğiz, bundan şüpheniz olmasın!

Yarına Tek Bilet Konusu

Filmimiz tesadüf eseri aynı trende aynı düğüne giden iki insanın tanışmasıyla başlıyor. Beyefendi duygusal, gizemli ancak eğlenceli de. Hanımefendi ise tam tersi biraz daha ciddi ve baskın bir karakterde. Esas oğlanımız (başka da yok gerçi) daha duygusal ve aşk acısını dışa daha rahat vururken, esas kadınımız (evet başka yok) daha karamsar ve sert.

Başlangıçta Leyla’nın bıkkın bir şekilde trene bindiğini görüyoruz. Bunun akabinde oturduğu yerin ve diğer üç yerin de sahibi olan Ali geliyor. Evet, ilginç bir tesadüf ikisi de düğün yolcusu. Leyla, biletini başka bir tarihe almış falan filan o yüzden böyle bir şeyler olmuş. Yarına Tek Bilet konusu da bu zaten, iki insanın tesadüfen aynı düğüne, üstelik eski sevgililerinin düğününe gidiyor oluşları. Ali’nin amacı belli, evlenecek olan eski sevgilisinin bunu inatla yaptığını ve aslında evleneceği kişiyi sevmediğini düşünüyor. Şiir okuyup onu bundan vazgeçireceğine inanıyor.

Yarına Tek Bilet filminin konusu bu kadar arkadaşlar. İki insanın tesadüf eseri aynı trene binip, aralarında geçen hikayeden ibaret. Ha, bir de spoiler olmasın tabii… (olabilirse)

Yarına Tek Bilet Film İncelemesi

Yarına Tek Bilet filmiyle ilgili yukarıda bahsettiğim bu PR çalışmasıyla başlamak istiyorum. Film özellikle sosyal medyada çok fazla abartıldı ve yayınlandığında bazı incelemelerde bunun bir sanat filmi olduğu söylendi. Böyle olunca da tabii hemen herkes bu filmin şöyle harika, böyle harika olduğunu anlatmaya başladı. Ancak gerçekleri görmek gerekiyor. Öncelikle Yarına Tek Bilet’in başlangıcında da görebileceğiniz üzere bu uyarlama bir film. Evet, Netflix’in ilk Türk filmi bir uyarlama! Ne kadar güzel değil mi? Neyse, bu konuyu geçelim. Sanat filmlerinde ne olur? Hani şekil olsun diye tuhaf bir kamera kullanımı olmaz mesela, gereksiz odaklamalar, gereksiz ayrıntıların görüntülenmesi falan değildir sanat filmleri. Kalitesiz bir görüntü sunmak hiç değildir.

Yol filmlerinin insanlar üzerindeki yoğun bir duygu bırakması gerekir. Bu filmde böyle bir şey maalesef yoktu. Senaryosu olabildiğince zayıftı. Sınırlı sayıda ve sınırlı oyuncuyla çekilen bu filmlerin insanların üzerinde ağır etkileri olması gerekirken, sanki bir sonraki bölümünü izleyeceğimiz basit bir dizi gibi ilerliyordu film. Diyaloglardan bahsetmek isterdim ancak yapamıyorum… Filmde akılda kalan tek bir cümle yok! Bu kadar sığ diyalogları dalga geçtiğimiz dizilerde bile görmüyoruz diyebilirim. Klişeleri geçiyorum arkadaşlar, bazı klişeler bu tarz yapımları kurtarabilir ancak buradaki klişe tutmuyor.

Karakterlere göz attığımız zaman Ali karakterinin biraz daha iyi olduğunu görüyoruz. Bunun sebebi kesinlikle Metin Akdülger’in oyunculuğu. Filmi en azından izleyebiliyorsak bunu Metin Akdülger’in oyunculuğuna borçluyuz. Ali karakteri eğer güzel bir hikayeyle ele alınsaydı uzun yıllar sonra hatırlayacağımız bir karakter olabilirmiş ancak olmamış. Evet iki karakter üzerinden giden filmde en azından karakterlerin derin ve anlamlı olması beklenir. Tamam beklenmez diyebilirsiniz ancak bu tarz yol filmlerinde bu böyledir. Bu karakterlerin ağızlarından bazen öyle çarpıcı cümleler gelmelidir ki bunu düşünmeniz gerekir. Bazen de klişe davranışlar sergilemesi gerekir. Ancak bu filmde çarpıcı diyalog yok, anlamlı diyalog yok, klişeler kotarmıyor.

Leyla’dan bahsetmeye gerek yok. Çünkü bana göre Dilan Çiçek Deniz’den tutun karakterin repliklerine kadar elle tutulur bir şey maalesef yok. Dilan Çiçek Deniz’in oyunculuğunu bu filmde beğenmedim. Biraz yapmacık ve abartı buldum. Karakteri ise senaryo kurbanı mı diyelim ne diyelim bilemiyorum.

Kısaca özetleyecek olursak, Yarına Tek Bilet filmi sığ diyalogların olduğu, ortaya koyulmuş bir senaryosunun olmadığı, bütün bir film haline gelememiş bir yapım olmuş.

Son olarak, Yarına Tek Bilet izlenir mi? Sorusuna cevap verip yazımızı bitirelim.

Biz tavsiye etmiyoruz ancak boş vaktiniz de izleyecek daha iyi bir şeyiniz yoksa neden olmasın ki?

Filmi izleyenler görüşlerini bizlerle yorumlar kısmında paylaşabilir. Bu incelemede yazılanlar bizim fikirlerimizdir ve siz bu filmi çok sevmiş olabilirsiniz

The post Yarına Tek Bilet Film İncelemesi appeared first on En Güncel Film Önerileri.

Netflix Yeni Özellikleri ile karşımızda. Gün geçtikçe kullanıcısı artan Netflix platformu da kendisini geliştirmeye devam ediyor. Netflix artık her ülke için Top 10 listesi yapacak ve böylece Netflix kullanıcıları kendi ülkelerinde en çok izlenin Netflix içeriklerinin listesini görebilecek.

Uzun zamandır üzerinde çalışılan yeniliklerden birisi olan Netflix top 10 özelliği için çalışmalarını sürdürüyor. Netflix başka bir özellik olarak da otomatik oynatmayı durdurabilir bir hale getirmeyi planlıyor.

Bu özellik uzun zamandır Netflix kullanıcıları tarafından istenilen bir şeydi zaten. Sevilen dizi ve film platformu Netflix’de izlediğiniz bir filmin hemen arkasından alakalı ya da alakasız olarak başka bir film oynatılıyordu.

Netflix Yeni Özellikleri üzerinde çalışırken bir yandan da kendisini sinemaya kabul ettirme çabasında. Bildiğiniz üzere sık sık Netflix’in ne olduğuyla ilgili sinemanın emektarları, sinema kitlesi, yapımcılar ve yönetmenler tartışma içinde.

Netflix Yeni Özellikleri Top 10 listeleri

Sektöre kendisini kabul ettirmek isteyen Netflix ise orijinal içeriklerine daha fazla önem vermeye başladı. İşinde uzman yönetmenlerle işbirliği yapmaya çalışan şirketin örnek projelerinden birisi Martin Scorsese imzalı The Irishman olmuştu.

The Irishman için yazdığımız inceleme yazısı: Netflix’in incisi The Irishman

Gelecek olan özellikler bunlar da sınırlı değil, artık otomatik fragman oynatmanın da kullanıcı tercihine bırakılması bekleniyor. Otomatik oynatıcının ayarlar sekmesinden kullanıcıların kendi istekleri doğrultusunda ayarlaması için çalışılıyor.

Top 10 listesi ise hem dizilerde hem filmlerde olacak. Netflix’in ara yüzünü görüntülediğimizde artık karşımıza çeşitli listeler çıkacak. Bu listelerin oluşturulma şekli izleyicilerin 28 günlük verilerine göre yapılacak.

En çok izlenen 10 dizi, en çok izlenen 10 film şeklinde olacağı kesin iki liste var. Bunlar haberimizin başında da belirttiğimiz gibi ülkelerin kullanıcılarının izlediklerine göre şekillenecek. Yani orada görebileceğiniz bir şeyi, yok artık bunu neden bu kadar izlemişler? Demeyin, çünkü herkesin verisi kendisine ait olacak.

Netflix orijinal serileri için ayırdığı bütçeyi de yükselterek günden güne gelişmeye devam ediyor. Kullanıcılara daha iyi bir deneyim yaşatmak için şirkete sosyal medyadan bile ulaşmak mümkün. Hatta otomatik fragman oynatma özelliğinin kaldırılması için bir kullanıcının Twitter üzerinden Netflix’e yazdığı biliniyor. Netflix bu istek karşısında duyarsız kalmamıştı.

The post Netflix Yeni Özellikleri | Top 10 Özelliği ve Dahası appeared first on En Güncel Film Önerileri.

Netflix’e insanların ilgisi arttıkça şirket kendi yapımlarına daha çok bütçe ayırıyor. Triple Frontier bunun ilk örneklerinden birisi. Öncelikle filmin kadrosuyla başlamak gerekiyor. Triple Frontier konusu olarak ve görüntü yönetmenliği olarak çok merak edilen bir filmdi.

Ben Affleck, Oscar Isaac, Charlie Hunnam, Pedro Pascal ve Garrett Hedlund yer alıyor. Evet, kadro bir Netflix işi için mükemmel. Netflix’in belki de elinde patlayan bir proje bu. Yönetmen koltuğunda, J.C Chandor var. Şöyle bir bakıldığı zaman bu film kötü olamaz gibi duruyor. Evet, Netflix aradığını yine bulamadı ve film Netflix üyeleri tarafından beğenilmedi.

IMDb: Triple Frontier 

Triple Frontier inceleme öncesi Triple Frontier konusu ile başlayalım. Orduda beraber görev yapmış eski arkadaşların bir soygun için bir araya gelmelerini anlatıyor. Filmin başında bütün ekibin emeklilikten sonra nelerle uğraştığını gösteriyorlar. Yaptığım bir araştırma sonucunda birçok insan bu sahnelerde sıkılmış hatta bazıları filmi kapatmış. Bence bu sahneler gerçekten güzel ve gerekli sahnelerdi. Bütün karakterlerin geçmişlerini diyaloglar ile anlatırken, günümüzde de ne yaptıklarıyla ilgili bilgiler veriliyordu. Emlak işine giren, para karşılığı dövüşen, askerlere konuşma yapan falan. Ekip üyelerinin bu senaryodaki yerlerini almalarının sebepleri burada ortaya çıkıyor. Örnek olarak, Ben Affleck’in canlandırdığı Tom karakteri para sıkıntısı çekiyor ve ailesinin geleceği için bu işe kalkışıyor. Bu açıdan bu sahnelerin önemli olduğunu düşünüyorum. En azından olması gereken hızlı bir şekilde gerçekleşmiyor.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Gone Girl Film Konusu ve Film Analizi (Kayıp Kız Film)

Triple Frontier Konusu

Öncelikle her tarafı aksiyon olan bir film değil. Filmin açılış sahnesindeki aksiyonun bir boy büyüğü var en fazla. Patır kütür bir aksiyon filmi izlemek istiyorsanız bu film size göre değil. Eski ordu görevlilerin birbirlerinden uzak hayatlarından kısa kesitler ile başlıyoruz. Santiago (Oscar Isaac) uzun süredir peşinde olduğu bir çete lideri-mafyanın sonunda evini buluyor. Çalıştığı şirket ona bir plan çizmesi için görev vermiş durumda ancak onun fikri bu değil. Eski ekip arkadaşlarının bu plan çizme işini çok iyi yapacağını bildiği için onlarla konuşuyor. En zor ikna ettiği isim Tom (Ben Affleck) oluyor. Kısa bir süre içinde plan çiziliyor ve ödemeler yapılıyor. Santiago bundan daha fazlasını alabileceklerini, çete liderinin evini kendilerinin soyabileceğini söylüyor.

İlk başta bu fikre kimse sıcak bakmasa da paranın miktarı elbette gözlerini boyuyor. Oyunculuklar zaten mükemmel bunun aksi söylenemez ancak başlardaki o tanıtım sahneleri ve işe kalkışmadan önce ki muhabbetleri olmasaydı, bu karar aşamasındaki duygu ve atmosfer seyirciye geçmezdi. Bu konuda yönetmen iyi bir iş çıkarmış. Her neyse, evi soyma fikrini kabul ediyorlar ve böylece filmin esas olayı başlıyor.

Triple Frontier İnceleme Nasıl Olmuş?

Öncelikle filmin çekildiği yerler çok güzel ve harika. Brezilya’nın ormanları olsun, dağlık yollar, kayalıklar falan gayet güzel mekanlar seçilmiş ve güzelce çekilmiş. Yönetmenden umudu olmayanlar için iyi bir iş çıkardığını söyleyebilirim. Film para hırsına oldukça değiniyor ve durup dururken çıkan anlaşmazlıklar, ufak gerilmelerde ortaya çıkan kötü sonuçları gösteriyor. Bunlar da oldukça güzel detaylar olmuş. Taşımayacakları kadar fazla parayı kaybetmemek için verdikleri çabalar, parayla denizi geçip hiçbir şey olmamış gibi zengin bir şekilde yaşama umutlarının git gide azalması… Bütün bunların yanında istemeden yaptıkları bazı kötü şeyler de filmin atmosferine çok uygun gidiyor.

Triple Frontier filmini ben başarılı buldum. Netflix yapımları içinde bir şeyler izlemek istiyorsanız, bu filmi rahatlıkla izleyebilirsiniz. Çok muazzam bir film değil ancak kadrosu için bile izlenir. Oyunculuklara denilecek bir şey yok, zaten böyle bir kadronun Netflix’de toplanması bile güzel bir şey. Senaryo dediğim gibi biraz ağır işliyor ancak filmin yapısı da bu zaten, bol aksiyonlu olmak gibi bir iddiası yok. Bu tarz öneriler için: Film Önerileri

.

The post Triple Frontier İnceleme appeared first on En Güncel Film Önerileri.

Film Önerileri serimizin ilk önerisi olan The Intern’in başrolünde Robert De Niro ve Anne Hathaway yer alıyor. Stajyer, 2015 yılında çıkan oldukça başarılı bir yapım. Kurgu, hikaye her şekilde sıcacık bir film. Yönetmen Nancy Meyers gerçekten iyi iş çıkarmış. Birçok şeye ucundan samimi bir şekilde değinen film sık sık göndermeler de yapıyor.

Stajyer Film Konusu ve Film Analizi

Jules Ostin, kendi imkanlarıyla küçük bir butik sitesi açmıştır. Günden güne onun çalışma azmi ve yetenekleri sayesinde büyüyen bu internet sitesi artık devasa bir marka haline gelmiştir. 200’den fazla kişinin çalıştığı bu butik bir staj programı düzenler. Bu programa göre belirli bir sayıda yaşlı insan alınacaktır. Hayatını son derece düzenli yaşayan Ben Whittaker, emeklilikten sıkılmış bir ihtiyardır. 70 Yaşındaki Ben, her sabah sakal tıraşı olan, takım elbise giyen ve evi dahil her şeyi son derece düzenli ve düzgün yapmaya çalışan bir adamdır. Bu staj programını görür görmez kendinden geçer ve bu işi alması gerektiğini düşünür. Ben Whittaker (Robert De Niro) iş için başvurusunu yapar.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Robert De Niro’nun yeni filmi: Killers of The Flower Moon

40 Yıllık iş hayatında oldukça tecrübe edinmiş olan Whittaker, pazarlama gibi konularda son derece iyidir. Ayrıca onun başka iyi bir özelliği olan sadakat, kısa süre içinde patronu Jules Ostin’in dikkatini çekecektir. Ben Whittaker tamamen bir görev adamıdır esasında. Bu özellikleri sayesinde patronu Jules ile aşırıya kaçan bir samimiyet kuracaktır.

Film zaman zaman güldürüp zaman zaman duygulandıran, oldukça güzel bir senaryoya sahip olduğu için iki saat akıp gidiyor. Oyunculuk zaten tahmin ettiğiniz gibi muazzam, Robert De Niro’nun oyunculuğuyla ilgili bir yorum yapmaya gerek yok. Yardımcı oyuncular dahil herkes hikayenin içinde ve karakterini yaşıyor. Hele Jules’ın kızına hayat veren küçük kız bile mükemmel oynuyor. Anne Hathaway başrolde Robert De Niro’nun yanında sırıtmamış güzel bir oyunculuk sergilemiş. Yönetmenin kurgusu hikayeyi işleyiş şekli de tatmin edici düzeyde.

Alttan alttan işlenen aile bağları, kadın erkek ilişkisi, kadınların iş hayatındaki yeri gibi konularla da mesajını gayet iyi veriyor Stajyer filmi.

The post Stajyer Film Konusu ve Analiz appeared first on En Güncel Film Önerileri.