Kitaplar https://tuyann.com Sun, 11 Sep 2022 14:25:46 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=5.9.9 https://tuyann.com/wp-content/uploads/2020/06/cropped-favicn1-32x32.jpg Kitaplar https://tuyann.com 32 32 Pinokyo 2022 Film Konusu – İncelemesi – Oyuncuları https://tuyann.com/pinokyo-2022-film-konusu-incelemesi-oyunculari/ https://tuyann.com/pinokyo-2022-film-konusu-incelemesi-oyunculari/#respond Sun, 11 Sep 2022 14:25:46 +0000 https://tuyann.com/?p=5005 Pinokyo 2022 Film Konusu – İncelemesi – Oyuncuları – Tom Hanks Pinokyo 2022 film konusu ve Pinokyo 2022 film incelemesi içeriğimizde spoiler yer almaz. Disney Klasiklerinin bir nevi geri dönüşümü devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde Disney birçok projeyi duyurdu. Bunların içinde son derece heyecan verici yapımlar yer alıyor. Pinokyo 2022 ise Disney’in yine yeni teknolojiler yaptığı […]

The post Pinokyo 2022 Film Konusu – İncelemesi – Oyuncuları appeared first on En Güncel Film Önerileri.

]]>
Pinokyo 2022 Film Konusu – İncelemesi – Oyuncuları – Tom Hanks

Pinokyo 2022 film konusu ve Pinokyo 2022 film incelemesi içeriğimizde spoiler yer almaz. Disney Klasiklerinin bir nevi geri dönüşümü devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde Disney birçok projeyi duyurdu. Bunların içinde son derece heyecan verici yapımlar yer alıyor.

Pinokyo 2022 ise Disney’in yine yeni teknolojiler yaptığı projelerin birisi. Disney’in bu animasyon filmlerine kattığı gerçekçilik teknolojinin nereye gideceği konusunda aslında gelecekten haber veriyor diyebiliriz.

Artık bu filmlerin büyük çoğunluğunu Live Action ile izleyeceğimiz bir gerçek.

Kimileri için animasyon ruhunu öldüren fazla gerçekçi Disney animasyonları arka arkaya gelmeye devam edecek. Pinokyo, ilk gelen değil ancak şu an için ilk gelenlerden diyebileceğimiz konumda.

disney-animasyon-live-action

Geçtiğimiz günlerde Disney+’da yayınlanan Pinokyo 2022 konu olarak orijinal hikaye ile harmanlanıyor.

Pinokyo filminin konusundan birazcık bahsedelim. Orijinal hikayedeki gibi Geppetto tarafından yapılan kuklanın maceralarına tanık oluyoruz. Pinokyo, kendisine gelen Mavi Peri ile konuşuyor ve gerçek bir çocuk olup, babasını yani Geppetto’yu mutlu etmek için yapması gereken her şeyi öğreniyor. Pinokyo, Geppetto ile birlikte birçok şeyi öğrense de günün birinde artık okula gitme vakti geliyor.

Pinokyo’nun okul macerası beklendiği gibi olmuyor. Karşısına çıkan kötü niyetli kişiler ki bunlardan birisi bir tilki, onu yoldan çıkartıp kendi çıkarları doğrultusunda bir yerlere satmanın peşine düşüyor. Satıldığı yerde Pinokyo ünlü olup şöhrete kavuşma hayalleri kurarken işler yine beklediği gibi gitmiyor.

Böylece Pinokyo, sürekli farklı iyi ya da kötü insanlarla tanışarak dünyayı baştan tanıyan bir çocuk olarak, belki de gerçek çocuk olma yolundaki adımlarını atmış oluyor.

İlginizi çekebilecek içeriklerden: En İyi Animasyon Filmleri

Pinokyo 2022 Film İncelemesi

Geppetto’nun saatlerinden söz etmemize gerek var mı? Hepiniz onları gördünüz, bununla ilgili düşündüklerinizi bizimle yorumlar kısmında paylaşın.

Pinokyo filminin incele kısmında çocuklar için ne kadar uyumlu olduğuna değinmek istiyorum. Pixar animasyonları genellikle her yaştan herkes tarafından sevilen animasyonlar. Keza birçok böyle animasyon filmi sayabiliriz. Ancak Pinokyo, Disney stüdyolarından çıkıyor, yani Pixar ile bir ilgisi yok. Disney+ üzerinden izleyebileceğiniz animasyon filmi daha çok, Disney’in politikası doğrultusunda tam anlamıyla çocuklara hitap ediyor.

Bu filmde bazı sahnelerde pek küçük olan çocuklar biraz ürkebilir ancak onun dışında çocuklarınızla birlikte izleyebileceğiniz filmlerden biri. Konu olarak Pinokyo düşündüğümüz zaman herkesin bildiği bir hikaye ve bence daha güzel anlatılabilirdi. Genellikle Disney ve diğer tüm animasyon filmlerinin büyük oranda izleyen birisi olarak, diğer yapımlardan zayıf olduğunu söyleyebilirim. Pinokyo karakterinin daha iyi bir gelişime ihtiyaç duyduğu aşikar.

pinokyo-2022-film-incelemesi

Bunun dışında Disney bu hikayeyi bu şekilde anlatarak, kullanmış olduğu teknolojinin ve elbette Tom Hanks gibi bir ustanın hakkını pek verememiş. Elbette konu bir animasyon filmi olunca fazla fazla detaylı hikayesi üzerinde durmaya gerek yok.

Pinokyo filmi seyir zevki olarak gerçekten güzel bir yapım. İzlerken renk cümbüşleriyle aradaki müzikal kısımlarda keyif almanız yüksek olasılık. Bunun dışında yukarıda bahsettiğim Disney’in animasyon tekniğindeki gelişim, animasyon filmlerindeki duyguları vermekte bence şu an için sıkıntılı biraz.

Ek olarak, Dürüst John isimli Tilki’nin tasarımı ve görünüşü gerçekten mükemmeldi. İster istemez Disney’in Zootopia gibi yapımlarının devamında acaba bu görünüme geçilebilir mi diye düşündüren bir tasarım.

Filmin animasyon kalitesini fazla eleştiremesek de bazı noktalarda ciddi sırıtmalar bulunuyor. Bunlardan birisi şüphesiz, Geppetto’nun kedisi. Bu kedi animasyon olarak oldukça yapay duruyor. Sonuç olarak ana kitlesi çocuklar olsa da bizim çocukluğumuzda izlediğimiz Disney animasyon filmleri bugün hala izlenebilir nitelikte ve kalitede. Biz bu sözünü ettiğim yapımları tekrar izlerken, o zamanın teknolojisinin kendisiyle uyumlu olduğunu görüp izleyebiliyoruz. Ancak Geppetto’nun kedisi ve Pinokyo filminin son sahnelerinde bunun geçerli olmayacağını düşünüyorum.

Pinokyo Filmi Oyuncular:

Tom Hanks: Geppetto
Luke Evans: Arabacı ve Pleasure Island’ın sahibi
Cynthia Erivo: Mavi Peri

Seslendirme (orijinal)
Benjamin Evan Ainsworth – Pinokyo
Joseph Gordon-Levitt – Jiminy Cricket
Keegan-Michael Key – Kırmızı Tilki
Lorraine Bracco – Martı Sofia

Yönetmen: Robert Zemeckis

Tom Hanks üzerinde konuşmak zaten kimsenin haddi değil. Yine yorum yapacak olursak Geppetto karakteri için bu kadar iyi olan çok az kişi var dünyada. Luke Evans yine rolünün hakkını veren bir adam, her zaman olduğu gibi projenin ne olduğuna bakmadan hakkını vere vere oynamış.

Cynthia Erivo için diyebileceğim pek şey yok zira kendisinin sahnesi bir tane ve oldukça kısa. Bunun dışında zaten kendisini ilk defa izleme fırsatı bulmuş oldum. Pinokyo filminde daha çok söylediği şarkıyla aklımda kalacak.

Filmin dublajına henüz bakma fırsatım olmadı ancak orijinal dilindeki seslendirme çok güzeldi. Animasyon filmlerinin çoğunda olduğu gibi tahminime göre Türkçe dublajı orijinalden daha iyidir.

Robert Zemeckis gibi yönetmenler gerçekten sayılı diyebileceğimiz insanlardan. Kendisi büyük küçük birçok filmi harika şekilde yönetti ve Pinokyo 2022’nin dünyasını çok güzel tasarlayıp sundu.

Pinokyo için kendisini eleştireceğimiz yerler olsa da Geleceğe Dönüş serisinden dolayı bizler için sınırsız kredisi olan bir yönetmen olduğu için bir şey demiyoruz.

Başka bir analiz ve animasyon için: Ruhların Kaçışı Analiz – Spirited Away Film Analizi | Sen to Chihiro no Kamikakushi

 

 

The post Pinokyo 2022 Film Konusu – İncelemesi – Oyuncuları appeared first on En Güncel Film Önerileri.

]]>
https://tuyann.com/pinokyo-2022-film-konusu-incelemesi-oyunculari/feed/ 0
Tolkien’in Kısa Hikayesi: Yaprak Çizen Niggle https://tuyann.com/tolkienin-kisa-hikayesi-yaprak-cizen-niggle/ https://tuyann.com/tolkienin-kisa-hikayesi-yaprak-cizen-niggle/#comments Sun, 09 May 2021 15:14:03 +0000 https://tuyann.com/?p=4668 Tolkien’in Yüzüklerin Efendisini tamamlamasına ve yayınlamasına yardım eden kısa hikayesi: Yaprak Çizen Niggle Günümüzde Yüzüklerin Efendisi serisini duymayan, okumayan veya izlemeyen kişi sayısı yok denecek kadar azdır. Edebiyat ve sinemayla ilgilenen herkes bu serinin her iki alan için de ne kadar önemli olduğunu kavramıştır. Sizlere bu yazımda, oluşturulması ve yazılması Tolkien’in yıllarını alan Yüzüklerin Efendisi […]

The post Tolkien’in Kısa Hikayesi: Yaprak Çizen Niggle appeared first on En Güncel Film Önerileri.

]]>
Tolkien’in Yüzüklerin Efendisini tamamlamasına ve yayınlamasına yardım eden kısa hikayesi: Yaprak Çizen Niggle

Günümüzde Yüzüklerin Efendisi serisini duymayan, okumayan veya izlemeyen kişi sayısı yok denecek kadar azdır. Edebiyat ve sinemayla ilgilenen herkes bu serinin her iki alan için de ne kadar önemli olduğunu kavramıştır.

Sizlere bu yazımda, oluşturulması ve yazılması Tolkien’in yıllarını alan Yüzüklerin Efendisi serisinden Hobbit kitabının basımından bir yıl sonra, yazar tarafından kaleme alınan “Yaprak Çizen Niggle” adlı kısa hikayeyi anlatmak istiyorum.

Yüzüklerin Efendisi yazarı J.R.R Tolkien’in asıl mesleği dilbilimcilikti. Bu yüzden eserinin yapım aşamasında çevresindeki insanlar tarafından “Bir dilbilimci nasıl masal yazabilir ki?” şeklinde sık sık eleştirilmiştir. Zaten halihazırda yazabileceğinin en iyisini yazmak isteyen Tolkien bu eleştiriler sonucunda kendisini daha da fazla zorlayarak kitabın yazım aşamasını uzatmış ve en iyisini yazmak istemiştir.

Nasıl romanlar yazarın hayatını ve duygularını yansıtabiliyorsa, kısa hikayeler de hayatlarını ve duygularını yansıtabilmenin kısa bir yoludur yazarlar için. Yaprak Çizen Niggle hikayesi de Tolkien’in yazarlık hayatının özel hayatını nasıl etkilediğini yansıtmasının bir yoluydu. Tolkien’in “Bir sabah uyandım ve yazdım” dediği, en kolay ve zorlanmadan yazdığı hikaye olduğunu söylediği “Yaprak Çizen Niggle”, aslında Tolkien’in Yüzüklerin Efendisi’dir. Bu noktada Tolkien’in oynadığı kelime oyunundan bahsetmek isterim; Niggle isminin anlamı aslında kılıkırkyarmaktır, yani çok uğraşmak, çok çabalamak. Hikayede Niggle adında, sanattan anlamayan bir toplumda yaşayan bir adam anlatılıyor. Niggle, kocaman, kusursuz bir ağaç  resmi çizmeye çalışıyordur, tıpkı Tolkien’in kendi kusursuzu olan kitabını yazması gibi. Tek bir yapraktan başlayarak bütün bir ağacı çizecek ve bütün yapraklar birbirlerine benzeyecek, hepsi aynı ve güzel olacak, hedef, budur. Niggle bu resme o kadar odaklanmıştır ki, hayatını yaşamayı unutmuştur. Ayrıntılar ayrıntıları doğuruyordur ve Niggle eserini asla beğenmiyor, istediği gibi olmadığını düşünüyordur. Bu noktada serinin ve yazarın fanatikleri olan okurlarımızın aklına Gondor’un Beyaz Ağacının geldiğine neredeyse eminim. Tolkien her ne kadar sembolizm ve alegori kullanmadığını söylese de aslında bir edebiyat öğrencisi olarak ben, okuduğum bu hikayede birçok sembol gördüm.

Niggle bir yandan eseriyle uğraşırken diğer yandan hasta eşine bakmakla yükümlü. Onu gerçek hayata bağlayan bir diğer figür ise arkadaşı Parish. Niggle hikayenin bazı kısımlarında eserini bitiremediğinde onları oyaladıkları için bu figürlere kızıyor hatta, ancak bir noktadan sonra kendisini suçlamaya başlayacak. Ne yazık ki hikayenin bir noktasında o da eşinin hastalığına yakalanıyor ve bir yolculuğa çıkıyor. Bilbo’nun yolculuğu maceraya doğruyken, Niggle’ın yolculuğu ise ölüme doğru ne yazık ki. Karakterimizin ölüme doğru yürüdüğünü, bir dağın arkasından geçtiğinde ve çobanla karşılaştığında anlıyoruz. İngiliz Edebiyatı sembollerinin yapıtaşlarından biri çobandır ve çoban da peygamberleri İsa’yı sembolize eder. İsa, onu Tanrıya götürmek için beklemektedir, Niggle’ın yolculuğu bitmiştir ve geride güzel bir eser bırakmıştır.

Tolkien’in kullandığı bir diğer dini öge ise mükemmelin Tanrıya mahsus olduğudur. Mükemmel olan tanrıdır, mükemmel olan ağacın kendisidir çünkü ağaç Tanrının eseridir,Tanrının kulu Niggle’ın resmi sadece kusursuza yakın olabilir. Elbette bu kısım okuyucunun yorumuna göre değişir ancak yazarın kullandığı ögeler böyle yorumlar yapmaya oldukça müsaittir.

Niggle’ın hikayesi ölümüyle biter, artık kusursuzluğun bulunabildiği Cennete ulaşmıştır. Bir sabah uyanıp bir anda yazdığı bu zannımca güzel ve ilgi çekici hikaye, Tolkien’in evrenini tam anlamıyla bitirmesine ve yaptığı işten tamamen emin olmasına sebep olmuştur. Niggle’ı gerçek hayata bağlayan eşi ve arkadaşı Parish’tir, tıpkı Tolkien’i gerçek hayata bağlayan kişilerin ailesi ve dostları olması gibi. Niggle’ın aksine Tolkien, ölüm yolculuğuna çıkmadan önce eserini tamamlamıştır ve Niggle kusursuz bir şeyin ölümlü dünyada olmadığını son nefesinde anlarken Tolkien neyse ki çok daha önce anlamış ve edebiyatın en önemli eserlerinden biri olan Yüzüklerin Efendisini okurlarına sunmuştur.

Okurları bu güzel eserle tanıştırdığı ve iç dünyasını Niggle’ın hayatı üzerinden bizimle paylaştığı için bu başarılı ve yetenekli yazara ne kadar teşekkür etsek az. Umarım incelememi beğenmişsinizdir ve size faydalı olmuştur. Görüşmek üzere 😊))

The post Tolkien’in Kısa Hikayesi: Yaprak Çizen Niggle appeared first on En Güncel Film Önerileri.

]]>
https://tuyann.com/tolkienin-kisa-hikayesi-yaprak-cizen-niggle/feed/ 1
İtbarak Kitap İncelemesi – Çağlayan Yılmaz https://tuyann.com/itbarak-kitap-incelemesi-caglayan-yilmaz/ https://tuyann.com/itbarak-kitap-incelemesi-caglayan-yilmaz/#respond Fri, 02 Apr 2021 09:21:33 +0000 https://tuyann.com/?p=4583 İtbarak Kitap İncelemesi – Çağlayan Yılmaz İtbarak Kitap Özeti, İtbarak Kitap İncelemesi, yapacağımız bu içeriğimizde, yine sizlere daha önceden tanıttığımız bir yazar olan, Çağlayan Yılmaz’dan bahsetmiş olacağız. Çağlayan Yılmaz Türk fantastik edebiyatında nadir bulunan bir inci gibi. Çağlayan Yılmaz’ın İtbarak kitabından önce, Börü Kitabına göz atmıştık. Börü Kitap İncelemesi İtbarak Kitap Özeti ve Kitap Analizi […]

The post İtbarak Kitap İncelemesi – Çağlayan Yılmaz appeared first on En Güncel Film Önerileri.

]]>
İtbarak Kitap İncelemesi – Çağlayan Yılmaz

İtbarak Kitap Özeti, İtbarak Kitap İncelemesi, yapacağımız bu içeriğimizde, yine sizlere daha önceden tanıttığımız bir yazar olan, Çağlayan Yılmaz’dan bahsetmiş olacağız.

Çağlayan Yılmaz Türk fantastik edebiyatında nadir bulunan bir inci gibi. Çağlayan Yılmaz’ın İtbarak kitabından önce, Börü Kitabına göz atmıştık.

Börü Kitap İncelemesi

İtbarak Kitap Özeti ve Kitap Analizi

İtbarak, aslında Çağlayan Yılmaz’ın Yafes’in Kılıcı ve Atalar Cengi kitaplarına ait olan serinin ilk kitabı. İtbarak’da Oğuz Kağan destanında olduğu gibi, Oğuzlar’ın “Barak” ile olan savaşı konu ediniliyor. Kara Han, yapılan saldırılar nedeniyle Çin’in kuzeyine doğru yola çıkar. Burada hedeflediği yer bir tapınaktır. Bu tapınakta kendilerine yapılan saldırıları araştırmak ister. Çünkü Kuzey Obalarına yapılan saldırının kim ya da ne tarafından yapıldığı bilinememiştir. Başrahip, insanlık tarihinin en eski kitabını açar. Bu kitapta insanoğlunun ötesinde bilgiler yer almaktadır. Bu Karanlık Kitapta şimdiye kadar yapılan saldırıları ve kimler tarafından yapıldığını Kara Han’a anlatır.

Cehennemin dokuz büyük iblisinden biri olan Azazel, kendi kanıyla güç verdiği komutanları ve kızlarıyla dünyada kanlı bir savaş başlatmıştır. Bu komutanlar, kendi ordusuna katılmak isteyenleri Kan Emenlere dönüştürmüştür. Yani vampirler. Bu ordu gittiği her yere korkunç şeyler yapmaktadır. İnsanlar ne yapacağını artık bilemez duruma gelmiştir. Bi’ çare olarak Kral Faragus’un emri altında birleşirler ancak bu karanlık orduya karşı koymaya yetmez.

itbarak-kitap-ozeti

itbarak-kitap-ozeti

Çaresiz olarak, şeytanlıkla suçladıkları Büyücülere el açıp yardım isterler. Büyücüler onlara dokuz kız kardeşin yardım edeceğini bildirir. Dokuz Kız Kardeşlerin insanlığa yardım etmek için bir şartı vardır, verimli topraklar ve dört yüz sandık altın. İnsanların kralı bu anlaşmayı kabul eder.

Dokuz kız kardeş, insanlardan dönüştürülen İtbarak ordusunu Kan Emenlerin ve Azazel’in üstüne salar. İtbaraklar savaşta galip gelir ve anlaşma yerini bulur. İtbarakları bir dağın altına kapatıp büyüyle uyuturlar. Söz konusu bu İtbaraklar, sadece Dokuz kız kardeş ya da soylarından birisi tarafından uyandırılana kadar mühürlü bir şekilde uyuyacaktır.

Anlaşmada insanların payına düşen her şey gerçekleşmiştir. Ancak sıra kızların istediklerine gelince, insanların Kralı hepsini zehirleterek öldürtür. Kitapta yazana göre insanların anlaşmayı bozmasından ötürü kız kardeşlerden birinin İtbarakları uyandırdığı ortaya çıkar.

İnsanlığın İtbaraklardan kurtulmasının tek yolu Ay baltasını kullanarak güçlerini birleştirip onlarla savaşmasıdır. Dünya ve büyü aleminin ilk gümüşü kullanılarak yapılan Ay Baltası ise Kılıç Kale’nin mahzenlerinde saklıdır.

İtbarak Kitap Özeti, Oğuz Kağan

Başrahip ile konuşan Kara Han, Ötüken’e döner. Ötüken’de onu birtakım problemler beklemektedir. Kara Han’ın ilk karısından olma, Oğuz babasının yönetiminden pek hoşnut değildir.

Bunun altında yatan en temel sebep, Kara Han’ın Çinli karısından olma Ildır’ın varisi olarak gösterilmesidir. Oğuz, bunu kabul etmemekte ve Çinli kadından olma Ildır’ı yok saymaktadır. Yakın dostu Gökkurtlar’ın komutanı olan Börteçine, Komutan Oktar ve ona bağlı askerlerinin desteğiyle tahta çıkmayı planlamaktadır. Oğuz, bunları planlarken kendisini uykulardan uzaklaştıran rüyasını düşünmektedir. Rüyasında bir çemberin içindedir ve karşısında büyük güçlü bir canavar ve bir de kadın vardır. Sonrasında bir el ona parlak bir balta verir. Oğuz, bu parlak baltanın yardımıyla canavarı yener.

itbarak-kitap-ozeti

Ak Şaman’ın yorumladığı rüyaya göre Oğuz kurtarıcı seçilmiştir ve İtbarakları sadece o yenebilir.

Türkler “Barak” derlerdi, kara tüylü köpeğe,
Böyle ad verirlerdi, büyük soylu köpeğe.
Aslında efsaneler, bir köpek anarlardı.
Onu da köpeklerin, atası sayarlardı.
Bu köpek soylu idi, çok büyük boylu idi,
Av çoban köpekleri, hep onun oğlu idi.
Kuzey-batı Asya’da güya “İt-Barak” vardı,
Türklerse İç Asya’da, onlara uzaklardı.
Başları köpek imiş, vücutları insanmış,
Renkleriyse karaymış, sanki Kara Şeytanmış.
Kadınları güzelmiş, Türklerden kaçmaz imiş,
İlâç sürünürlermiş, ok mızrak batmaz imiş.
Destanda denilmiş ki, Oğuz-Han yenilmişti,
Bir adaya sığınıp toplanıp derilmişti.
On yedi sene sonra, Oğuz onları yendi.
Kadınlar yardım etti, orada savaş dindi.
Oğuz bu bölgeleri, “Kıpçak-Beğ”e il verdi,
Bunun için Türkler de, oraya “Kıpçak” derdi…

İtbarak Kitap İncelemesi:

İtbarak kitap özeti bu kadardı. İtbarak Kitap incelemesi bölümümüzde sürpriz bozan yoktur.

İtbarak kitabında Oğuz Kağan destanıyla harmanlanmış bir Türk mitolojisine tanıklık ediyoruz. Oğuz Kağan ile ilgili bildiğimiz, öğrendiğimiz şeyler bize göz kırparken, bunların yanı sıra bir de bilmediklerimiz ortaya çıkıyor. Çağlayan Yılmaz, başarılı bir fantastik dünya oluşturmuş. Yazarın kitaplarının neredeyse tamamını sade ve akıcı bir şekilde yazdığını söyleyebilirim. Betimleme konusunda insanı bezdirmiyor ve bir nefeste okuyup bitiriyorsunuz.

Öte yandan şöyle kanlı savaşlı bir şeyler okuyayım diyorsanız, İtbarak tam size göre. Kitabın oluşturduğu bu dünyada kendinizi kaybedeceksiniz, bütün tarafların iyi işlendiğini iyi anlatıldığını söylemek mümkün. Yani sadece Oğuz Kağan’ın mücadelesini değil tamamını adaletli bir şekilde işliyor kitap.

Kitapta bazı teknik hatalar vardı, ya da benim elimdeki baskının birazcık eski olmasından kaynaklanıyor olabilir. Küçük harf hataları ve kelime yanlışları bulunuyor. Ancak bunlar bence bir sorun değil. Hatta muhtemelen sizin satın alacağınız baskılarda bunlar yoktur.

itbarak-kitap-incelemesi-yeni-baski

Kitapta vampirleri, kurt adamları kendi kültürümüzden kendi mitolojimizden görmek ise çok hoş bir detay. Türk mitolojisinde bir sınır olmadığını Çağlayan Yılmaz bizlere hatırlatıyor.

Oluşturduğu dünya bir Yüzüklerin Efendisi olmanın peşinde değil ancak oluşturulan dünyanın kendi çapında belli başlı kurallarının olması muazzam. Çağlayan Yılmaz’ın ilk kitabı olması sebebiyle ufak tefek hataları barındırsa da kesinlikle sürükleyici ve kurgusunda eksik olmayan bu kitabı şiddetle tavsiye ederiz.

 

The post İtbarak Kitap İncelemesi – Çağlayan Yılmaz appeared first on En Güncel Film Önerileri.

]]>
https://tuyann.com/itbarak-kitap-incelemesi-caglayan-yilmaz/feed/ 0
Dostoyevski Kumarbaz Kitap İncelemesi https://tuyann.com/dostoyevski-kumarbaz-kitap-incelemesi/ https://tuyann.com/dostoyevski-kumarbaz-kitap-incelemesi/#respond Thu, 03 Dec 2020 19:00:11 +0000 https://tuyann.com/?p=4164 Bugün ki kitap incelememiz de Dostoyevski’ nin Kumarbaz adlı romanına yer vereceğiz. Kitabımız 22 yaşındaki filozof karakterli bir kişinin anılarını anlatıyor. Söylentilere göre de Dostoyevski kendi anılarını yazmıştır. İlk olarak kitabımızı özetleyerek başlayalım. Dostoyevski Kumarbaz Kitap İncelemesi Dostoyevski Kumarbaz Kitap Özeti Fransa’da bir rus generalin ve ailesinin yanında öğretmen olarak görev yapan 25 yaşındaki İvanoviç […]

The post Dostoyevski Kumarbaz Kitap İncelemesi appeared first on En Güncel Film Önerileri.

]]>
Bugün ki kitap incelememiz de Dostoyevski’ nin Kumarbaz adlı romanına yer vereceğiz. Kitabımız 22 yaşındaki filozof karakterli bir kişinin anılarını anlatıyor. Söylentilere göre de Dostoyevski kendi anılarını yazmıştır. İlk olarak kitabımızı özetleyerek başlayalım. Dostoyevski Kumarbaz Kitap İncelemesi

Dostoyevski Kumarbaz Kitap Özeti

Fransa’da bir rus generalin ve ailesinin yanında öğretmen olarak görev yapan 25 yaşındaki İvanoviç kumar tutkusu olan ve bu tutkusunu yenmeye çalışan bir gençtir. Bir gün kaldığı otele İvanoviç in pek hoşlanmadığı Fransız ve sıkı dostu olan Astley gelmiştir. Fransız’ ın neden burada olduğunu anlamaya çalışan İvanoviç zamanla nedenini de öğrenmiştir. Generalin Fransız’ a yüklü borcu vardır. General ise bu borcu Rusya’da ki hasta halasının mirası ile ödemeyi düşünmektedir. Şu sıra ise generalin tek yapabildiği ise onlara oldukça iyi davranmaktan bir şey değildir. Generalin tek çıkış yolu zengin halasının ölmesidir. Neyse ki kadın Rusya’da ölüm döşeğindedir. General Çar Ordusu’ndan emekli olduktan sonra aldığı yedi yüz rubleyi rulette kaybedip kendini oldukça zor bir duruma sokmuştur. İvanoviç’ de generalin üvey kızı olan Polina’ ya kör kütük aşıktır. Ancak onun davranışlarını pek de ılımlı denmeyecek düzeydedir. Bazen iyi bazen samimi bazen ise bunların aksine oldukça küçümseyicidir.

Bunlar da yetmezmiş gibi Fransız ve Polina arasında ki samimiyet İvanoviç’ i derinden üzer. Zaman zaman yürüyüşe çıkan Polina ve İvanoviç yine böyle bir günde dertleşirken. Polina kendisine bağlılığını ispat etmesi için İvanoviç’in şehrin hatırlı insanı olan Barones’ e Almanca bir şeyler söylemesini istemiştir. İvanoviç bu istediği yerine getirmiştir ancak onun söylediklerini yanlış anlayan Barones’ in şikayeti üzerine General’ de İvanoviç’ i evden ve aynı zamanda da işinden kovmuştur. General, zengin bir Fransız soylusu zannettiği Blanche ile evlenmek ister. Ancak Blanche zengin bir soylu olmadığı gibi onunda tek istediği kalacak olan mirastır. Ancak bu sırada beklenmeyen bir şey olur ve General’ in ölecek diye bekleyişte olduğu hala çıkar gelir. Hala iyileşmiş ve doktorunun tavsiyesi üzerine Ruletenburg’ a yani General’ in yanına gelmeye karar vermiştir.Bu olay üzerine İvanoviç tekrar işe alınır çünkü hala onu çok sevmektedir.

Hala orada ki kumarhanelere de gitmeye başlayan İvanoviç’ i de yanına alır ve kumar oynamaya gider. Zaman geçer kumar bağımlısı haline gelen hala sürekli kaybeder. Öyle kaybeder ki koca servetinden geriye tek kuruş kalmaz. Rusya’ya geri dönmek isteyen hala yanın da Polina’ yı da götürmek ister ama o bu duruma pek de sıcak bakmaz ve kabul etmez. Bunun üzerine mirası alamayacağını Blanche önce Generali daha sonra da Ruletenburg’ u terk eder. Günlerden bir gün Polina İvanoviç’ in odasına gelerek ondan yüklü bir miktar para ister. Bunun üzerine İvanoviç elinde ki bütün parayla kumar oynar ve iki yüz bin ruble kazanır.

Bu kitabı okuyabilirsin: Franz Kafka Dönüşüm Kitap İncelemesi

Fakat geri döndüğünde Polina’ yı perişan bir halde bulur. O günden sonra Polina, Astley’ in yanında tedavi olmaya başlar. İvanoviç’ de General’ in eski sevgilisi olan Blanche ile Paris’ de iki ay güzel bir hayat yaşar daha sonra da eski sefil hayatına geri döner. Günler gelip geçerken İvanoviç Hamburg’ da Astley ile karşılaşır. Bu karşılaşmanın ardından İvanoviç Polina’ nın kendisini ne kadar çok sevdiğini anlar ve yeni bir hayata başlar.

Dostoyevski Kumarbaz Kitap İncelemesi

Kitap bize bir aşkın ve kumar tutkusunun insanı ne hale getirdiğini anlatıyor. Kitap Dostoyevski’nin kumar tutkusu ile Avrupa’ da yaşadığı bir aşkın kahramanlarını değiştirilerek yazıya dökülmüş hali. Kitap karşılıksız aşk, ihtiras, ikili ilişkiler ve kumar dörtgeni üzerinde seyir ediyor. Bir yandan kitap da ki kadınların çıkarları için yaptıkları diğer yandan da bu kadınlara boyun eğmiş erkeklerin halini, deyim yerindeyse görüp anlamak insanda bir değişik tat bırakıyor. İvanoviç’in sevdiği kadın için ölüme bile göz kırpmadan gidecek derecede bağlı olması bir nevi her şeyin fitili ateşliyor. Peşi sıra gelen rulet oyunları ilk başlarda kazanma tadı verip sonlarına doğru İvanoviç’i resmen bitiren bir oyuna bürüyor. İnsanda para kazanma tutkusundan daha çok kendi kendine kaybetme durumunu yedirememesinin açtığı sorunları ve hiç bir zaman rulet masasından bir şey kazanamadan kalkıldığını gözler önüne seren bir olaylar bütünü çıkmış.

Biz yazarken çok keyif aldık umarım sizde okurken keyif alırsınız

Okuyacak bir şeyler mi arıyorsunuz? Kitap önerilerimize göz atabilirsiniz. Kitap Önerileri

The post Dostoyevski Kumarbaz Kitap İncelemesi appeared first on En Güncel Film Önerileri.

]]>
https://tuyann.com/dostoyevski-kumarbaz-kitap-incelemesi/feed/ 0
Franz Kafka Dönüşüm Kitap İncelemesi https://tuyann.com/kafka-donusum-kitap-inceleme/ https://tuyann.com/kafka-donusum-kitap-inceleme/#respond Mon, 30 Nov 2020 16:46:13 +0000 https://tuyann.com/?p=4096 Franz Kafka’nın Dönüşüm adlı kitap incelemesine hoş geldiniz arkadaşlar. Dönüşüm kitabı değişim veya metamorfoz teması ile yazılan bir öyküdür. İlk olarak 1915 yılında yayımlanmıştır. Kafka’nın en popüler eseri olarak da görülmektedir. Franz Kafka Dönüşüm Kitap İncelemesi Franz Kafka – Dönüşüm Kitap Özeti Kitabımız Gregor Samsa’nın bir sabah uyandığında kendisini dev bir böceğe dönüşmüş bulmasıyla başlar […]

The post Franz Kafka Dönüşüm Kitap İncelemesi appeared first on En Güncel Film Önerileri.

]]>
Franz Kafka’nın Dönüşüm adlı kitap incelemesine hoş geldiniz arkadaşlar. Dönüşüm kitabı değişim veya metamorfoz teması ile yazılan bir öyküdür. İlk olarak 1915 yılında yayımlanmıştır. Kafka’nın en popüler eseri olarak da görülmektedir. Franz Kafka Dönüşüm Kitap İncelemesi

Franz Kafka – Dönüşüm Kitap Özeti

Kitabımız Gregor Samsa’nın bir sabah uyandığında kendisini dev bir böceğe dönüşmüş bulmasıyla başlar ve hayatındaki değişiklikleri anlatarak devam eder. Samsa bir sabah uyanır ve kendini böceğe dönüşmüş olarak bulur. Yataktan kalkmak ister fakat bu bir önceki sabaha nazaran daha zor bir eyleme dönüşmüştür. Zaten alarmı duymadığı için geç kalkmıştır ve bu işe de geç kaldığı anlamına gelir. Yataktan kalkmak için verdiği çaba maalesef birbirinden bağımsız yeni ayaklarına yetmez. Bu sırada annesi ise uyuyakaldığı düşüncesiyle kapıyı çalmaya başlar. Kitli kapının ardında ki Gregor uyandığını belirtse de bir sorun daha vardır..

Sesi oldukça değişiklik göstermiştir ve bu durumu annesi anlar. Neyse ki hasta olduğunu düşünür. Verdiği tüm uğraşlarından sonra yataktan kalkmayı başarır. Bu yeni vücuduna alışması hiç de kolay olmayacaktır. Daha sonrasında ise patronu kızgın bir şekilde eve gelir ve Gregor’a soru sormak ister ama ortada büyük bir sorun vardır. Gregor artık konuşamamakta ve sesi de hayvan sesi gibi çıkmaktadır. İşten kovulacağını anlayınca kapıyı açar ancak patronu korkudan koşarak kaçar, annesi bayılır, babası ise sopayla vura vura odasına geri sokar. Gregor artık tamamen emindir. Bir böceğe dönüşmüştür.

Gregor’un sadece görüntüsü değil yemek yeme alışkanlığı da değişmiştir. Artık eskiden sevdiği yiyecekleri değil de bozulmuş ve kokuşmuş yiyecekler yemektedir. Kız kardeşi Grete bunu fark eder ve bu tür yiyecekleri onun odasına bırakır. Zaten onu sadece kız kardeşi düşünmektedir. Grete abisinin odasını temizler, ona yiyecek bir şeyler getirir. Gregor kardeşinin hayali olan okula gönderme planları yapar.

Grete keman çalar ve hayali konservatuvara gitmektir. Gregor’un tek isteği kardeşinin konservatuvara göndermektir. Bunun için çalışır ve bunu noel arifesinde açıklar. Gregor’un babası evlerinin bir odasını üç kişiye kiralar. Babasının kiracılara göstermiş olduğu hassasiyet ve özeni gören Gregor çok üzülür. Kız kardeşinin de onun iyileşeceğine olan inancı kalmamıştır ve bir iş bulup çalışmaya başlar. Zaten Grete abisine eskisi kadar da iyi davranmaz. Gregor’ ın odası adeta pislik içerisindedir. İş bulduktan sonra abisinin evden atılması gerektiğini dile getiren ilk kişi Grete’dir. Babası Gregor’ a şiddette uygulamaya başlar ve Gregor’un sırtında açılan yara onun ölümüne sebep olur. Bir sabah evi temizlemeye gelen hizmetli Gregor’u ölü halde bulur. Bu durumu  aileye haber verir fakat kimse bir şey olmamış gibi hayatına devam eder. Hizmetli Gregor’u faraşla beraber çöpe atar. Ailenin geri kalanı ise uzun bir süredir planladıkları bir tatile çıkarlar.

Dönüşüm kitap özeti bu kadardı. Başka bir kitap özeti içinBörü Kitap Özeti 

Franz Kafka – Dönüşüm Kitap İncelemesi

Bu bölümümüzde ise kitap analizi ve kendi yorumlarımız vardır arkadaşlar.

Kafka’nın metafor kullanma yeteneğini en iyi gösterdiği kitap olduğu fikrine sahibim. Samsa yaşadığı dönemin gerektirdiği gibi bir yaşam süren, sisteme köle hale gelmiş, toplumun ona biçtiği rolü başarılı bir şekilde oynayan bir genç. Aslında Samsa’nın toplum sisteminden kaçıp ‘birey’ olmak için çaba gösteren, ideal bir insan olmaya çabaladığını görüyoruz. Hikayede ki ‘hayvana dönüş’ tasvirinin aslında Samsa’nın ideal insana geçişi olarak lanse edilir. Kitaptaki aile yapısına baktığımızda gerçekten de ö dönemin toplum yapısı özetler niteliğinde. Toplumun dayattığı şeyleri yapmazsan dışlanırsın ifadesi net bir şekilde anlaşılıyor. Akılda şu soruda kalmıyor değil..

Gregor Samsa felç geçirmiş olsa bu olaylar yaşanır mıydı ? kendi fikrimce bu kadar da olmazdı. bunun iki seçeneği var gibi. Kafka ya daha derin bir mesaj vermek istedi ya da böyle uç bir örnekle anlatımını güçlendirdi. Kısaca ne anlatıyor derseniz. Olması istenilen olmayı kabul edemeyen Samsa’nın bunu dışarıya vurmasıyla etrafının onu yabancılaştırmasını, insanların çıkar sağlama duygusuyla bireye yaklaşımını ve çıkarlarını gerçekleştiremeyeceklerini sezmeleriyle en yakınlarını bile dışlayarak yok edişini bir hamam böceği üzerinden ustalıkla işliyor. Eğer toplumu edebi bir dille eleştirip bunu da öyküleştirme adına bir taht kurulacaksa bunun hak edeni Kafka’dır. En azında bu kitapla. Okuyup üzerine düşünmeniz gereken bir kitap olduğunu düşündüğüm bu kitap incelemesinin sonunda geldik. Umarım beğenmişsinizdir.
Bu tarz kitap incelemeleri ve kitap özetleri için: Kitaplar

 

 

The post Franz Kafka Dönüşüm Kitap İncelemesi appeared first on En Güncel Film Önerileri.

]]>
https://tuyann.com/kafka-donusum-kitap-inceleme/feed/ 0
Cinderella’nın Gerçek Yüzü https://tuyann.com/cinderellanin-gercek-yuzu/ https://tuyann.com/cinderellanin-gercek-yuzu/#respond Tue, 03 Mar 2020 12:41:56 +0000 https://tuyann.com/?p=2546 Bazen tanıdığımızı sandığımız insanların tamamen farklı olduklarını sonradan anlayabiliriz. Ya onlar kendilerini yanlış yansıtırlar, ya saman altından su yürütürler, ya da bir aracı olur ve bu kimseler bize güzel his ve ilham versin diye onları farklı anlatırlar. Arkadaşlarınız sizi hayal kırıklığına uğratabilir, bazen de aileniz. Bense çok sevdiğim bir masal karakteri tarafından hayal kırıklığına uğratıldım. […]

The post Cinderella’nın Gerçek Yüzü appeared first on En Güncel Film Önerileri.

]]>
Bazen tanıdığımızı sandığımız insanların tamamen farklı olduklarını sonradan anlayabiliriz. Ya onlar kendilerini yanlış yansıtırlar, ya saman altından su yürütürler, ya da bir aracı olur ve bu kimseler bize güzel his ve ilham versin diye onları farklı anlatırlar.

Arkadaşlarınız sizi hayal kırıklığına uğratabilir, bazen de aileniz. Bense çok sevdiğim bir masal karakteri tarafından hayal kırıklığına uğratıldım. Bu yazımda sizlerle iyi kalbi ve her zaman olumlu bakışıyla, bu haliyle bugün bile kalbimi ısıtan Cinderella’nın gerçekte kim olduğunu anlatacağım.

Cinderella bu zamana dek birçok farklı yönetmen tarafından sinema perdesine uyarlandı. Bunlardan en popüleri 1950 yılında çıkan Disney yapımlı Cinderella animasyonu ve yine Disney imzalı 2015 yapımlı Cinderella filmidir. Tertemiz kalbi ile meşhur olan bu Disney prensesinin hikayesini hepimiz biliriz. Üvey annesi ve kardeşleri tarafından hor görülen Cinderella onlara karşı her zaman naziktir, evin hizmetçisi haline gelmesinden insanlara yardım etmeyi sevdiğini de anlarız. Anasız babasız öksüz yetim kızımızın hikayesinde en büyük dileği baloya gitmektir. Sersefil hayatında bir gece de olsa eğlenmek ister. Peri annesi tarafından bu dileği gerçekleştirilen Cinderella’mıza prens anında vurulur ve o gece kaçarken ayakkabısını düşüren bu tatlı mı tatlı genç kızı aramaya koyulur. Ve en sonu hepimizin bildiği gibi mutlu sondur, kavuşurlar, Cinderella üvey anne ve kardeşlerini affeder ve mutlu bir hayat sürer. Aslında bu Disney’in küçük masum çocuklar için yazdığı ilham verici senaryodur. Gelin gerçeğini inceleyelim.

Cinderella, ünlü Grimm Kardeşlerin yazdığı bir kısa hikayedir. Bu kısa hikayeler o dönemde gençler için yazılırdı ve evlenme yaşı erken olduğu için, bizim bugün genç dediğimiz yaş 18, çocuk dediğimiz yaş 10 yaşken, o dönemde genç denilen yaş 10, çocuk denilen yaş da bunun yarısıydı. Yani Cinderella günümüzde bizim çocuk dediğimiz 10 yaş civarı insanlara hitap edip daha masum bir hal alırken, o dönemde ise bu vahşi ve korkunç hikaye 10 yaşındaki gençlere hitap ediyordu.

İzin verirseniz hikayemizi size özetleyip incelemeye başlamadan önce, kavramları daha iyi kavrayabilmeniz adını kısa bir peri masalı tanıtımı yapayım.

Peri Masalı: Mutlu sona sahip olan kurgulardır. Olağanüstü olaylar ele alınır, periler ve prensesler yoğunlukla kullanılır.

Sıkıntı İçerisindeki Kız: Disney versiyonu düşünüldüğünde bu kız Cinderella’nın ta kendisidir, ana kadın karakterdir. Bir prens veya benzeri biri tarafından kurtarılmayı bekleyen, iyi kalpli karakter, hikayenin sonunda prenses veya kraliçe olacağını bildiğimiz karakterdir kısaca.

Baştan Çıkaran Kadın: Bu kadın, hikayenin kötü kadınıdır. Tek amacı sosyal statüsünü yükseltmek, kralı, prensi veya hikayede kullanılan en soylu erkeği baştan çıkarmayı hedefleyen karakterdir. Amacı aşk değildir, tek dileği güzelliğini kullanarak o adamı baştan çıkarmaktır. Peri masallarında genellikle bu figür cadıdır veya büyü kullanan bir başka varlıktır.

Peri Anne: Sıkıntı içerisindeki kıza yardım eden büyülü varlık.

Kavramları tanıdığımıza göre hikayemizi anlatmaya başlayabiliriz.

Her şey tıpkı masaldaki gibi başlıyor. Cinderella’mız annesiz bir kız ve babası da iki kızı olan bir kadınla evlenmiş. Masala göre en büyük farklarımızdan biri burada baş gösteriyor; hikaye boyunca Cinderella’nın babası yaşıyor, halbuki masal versiyonunda onun ölümünün ardından kızımız hizmetçi haline geliyordu. Cinderella ve babası birbirlerini önemsemeyen iki karakter. Hikaye anlatımında Cinderella’nın babasından asla ‘baba’ olarak bahsedilmiyor, ‘o adam’ olarak bahsediliyor. Prens ve yardımcıları geldiğinde de Cinderella’nın babasının kızlarından bahsederken onu saymadığını da önden belirtmek isterim. Disney versiyonlarında kızının üzerine titreyen baba, asıl versiyonda kızını önemsemiyor bile, çünkü kızı onu baba yerine koymuyor.

Şimdi en önemli bilginin meydana geldiği olayı anlatalım. Hatırlarsanız masal versiyonunda Cinderella’nın babası çıktığı bir iş gezisinde ölüyordu. 2015 versiyonunda üvey kızları da dahil olmak üzere üç kızına da seyahatten ne getirmemi istersiniz diye soran baba, aynı olayı kısa hikayede de gerçekleştiriyor. Cinderella iki versiyonda da babasından, başına değen ilk dal parçasını getirmesini istiyor. Filmde bu olay daha duygusal ve masum gösterilirken kısa hikayede babası bu durumu anlamamasına rağmen yine de istediğini yapıyor ve döndüğünde başına değen ilk dal parçasını kızına veriyor.

Dal parçasını alan Cinderella durduk yere ne oldu kızım dedirtecek biçimde koşarak annesinin mezarına gidiyor ve üzerine kapanarak ağlıyor. Ve birden toprağın üzerinde bir ‘yakışıklı’  bir fidan beliriyor. Evet fidanın tasviri yakışıklı.

Cinderella’nın annesi hakkında bildiğimiz en büyük gerçek; annesinin her zaman kızının yanında olacağıdır. Kulağa fazla garip gelmiyor mu? “Bana ne zaman ihtiyacın olsa orada olacağım.” Ölü birine neden ihtiyaç duyulsun? Nerede olacaksın?

Ertesi gün, prens birden evleneceğini duyuruyor ve balo davetiyesi geliyor. Tamam artık büyük sırrı açıklamanın zamanı geldi. Cinderella bir cadı! Evet ciddiyim, kızımız aslında büyü yapan bir cadı.

İnsan hiç kuşkulanmaz mı, bu kız babasının başına dalın değeceğini nereden biliyor? Biliyor, çünkü geleceği görebiliyor ve bu sayede dalın ona gelmesi gerektiğini anlıyor. Annesi neden her zaman yanında? Çünkü canlı ve ölü iki şeyden büyü yapabilirsiniz. Cinderella’nın gözyaşları canlı, annesinin toprağı ölü ve sonucunda da yakışıklı bir ağaç fidanı doğuyor. Bu fidan prensin ta kendisi. Cinderella ilk dalı, gözyaşlarını ve annesinin toprağını kullanarak prensi evlenmeye karar vermesi için büyüledi. Peki bu yaptıkları onu kötü biri yapar mı? İncelemeye devam edelim.

Cinderella baloya kendisi hazırlanıyor, beyaz güvercinlerin yardımıyla. Bu güvercinler ironik bir şekilde Cinderella’nın kendisini temsil ediyor. Güvercinler masumdur ancak onun güvercinleri pek değil, bunu da ilerleyen kısımlarda anlayacağız. Lakin şunu söylemek isterim ki, güvercinlerin ona yardım etmesi masum bir insan-hayvan ilişkisinden değil, Cinderella’nın onları kontrol edecek güce sahip olmasından geliyor. Geleceği görüp büyü yapabildiği gibi, hayvanlara da hükmedebiliyor.

Şimdi gelelim baloya. Yine Disney versiyonunun aksine, Cinderella cam ayakkabılar yerine altından ayakkabılar giyiyor. Bu ayakkabılar onun zenginliğe açlığını sembolize ediyor. Cinderella şöhretin ve paranın yani prensin peşinde.

Balo esnasında prens onunla üç kez dans ediyor. Üç, İncildeki Kutsal Üçlüye hitap ediyor. Aynı zamanda bir erkeği üçüncü kez etkilemeyi başarırsanız onu avuçlarınızın içine alabilirsiniz kızlar, bu da Cinderella ablanızdan size bir tavsiye olsun. Gelelim ayakkabı düşürme olayına. Kaçarken ayağından düşmüşmüş. Yalan arkadaşlar. Cinderella’nın dilinde buna aşk oyunu deniliyor. Erkekler avlamayı severler, bir kadını elde etmekten onun için çabalamaktan hoşlanırlar. Cinderella da ayakkabısını düşürerek kendisini yardım isteyen kız pozisyonuna sokuyor ve prense gel de beni avla mesajı veriyor. Aslında yardıma ihtiyacı olan zavallı prensken Cinderella kendini masum göstermek için bir oyun oynuyor. Tam da bu noktada Cinderella’nın aslında Sıkıntı İçindeki Kız değil, Baştan Çıkaran Kadın olduğunu anlıyoruz. Prense aşık değil, tek amacı onu kendine aşık ederek Kraliçe olup hem zenginleşmek hem de sosyal statüsünü yükseltmek.

Cinderella isminin anlamı küldür, kül ateşten gelir, ateş de Şeytanın ta kendisidir. Yani aslında Cinderella bir melek değil, Şeytandır.

Balo kısmını, Cinderella’nın baloda kendini küçülterek, görünmez olarak baloda prensten kaçma oyunu oynadığını ve en sonunda da saraydan uzaklaşarak gittiğini belirterek kapatalım.

Sözü fazla uzatmadan en sevdiğim kısma yaklaşalım. Balo bitiyor ve Prens aşık olduğu kızı aramaya çıkıyor. Cinderella’nın büyüsü öyle etkili ki aşık olduğu kızı tanımıyor bile, ayakkabı olursa, tamam o sensin moduna girmiş durumda. Cinderella’nın evine geldiklerinde üvey kız kardeşler ayakkabıyı deniyorlar. Hatta biri kafayı öyle yemiş ki, ayağı girsin diye ayağının ucunu kesiyor. Bunun üzerine ağaçta bir kuş “Ayakkabıda kan var, bu senin aradığın bakire değil” diyerek bir şarkı söylüyor ve kelime oyunu yaparak cinsellikten bahsediyor.

İki kız da denedikten sonra adama başka kızı olup olmadığı soruluyor ve o da yalnızca deforme olmuş Cinderella’sının olduğunu söylüyor. İşte bu cümle, Cinderella’nın iyi biri olmasından kötü biri olmasına doğru değişimini anlatıyor.

Cinderella ayakkabıyı deniyor, tam oturuyor ve kuş bu sefer “Ayakkabıda kan yok, bu aradığın bakire” diye bir şarkı tutturuyor.

Cadı kızımızın işkencesi burada bitti derseniz yanılıyorsunuz, şimdi en sevdiğim kısma geçiyoruz.

Düğün günü gelip çatıyor ve Cinderella kız kardeşlerine cezalarını gösteriyor. Olay tam olarak şu şekilde oluyor;

İki güvercin uçarak yanyana yürüyen iki kız kardeşten birinin sol, birinin sağ gözünü parçalamaya başlıyorlar. Burada dikkat etmemiz gereken kısım, ikisi de birbirlerinin gözlerinin parçalandığını görebiliyorlar. Bu hayatta en son isteyeceğiniz şeylerden biri kardeşinizin acı çekmesidir. Cinderella bu kız kardeşlere duygusal acıyı yaşatıyor. Ardından gözünüz parçalandığında en azından diğer gözüm var diye avunmaya çalışırsınız, ama bir anda diğer gözünüze de kuşlar uçuşur, bu da psikolojik acıdır. Yani Cinderella iki acı türünü de kız kardeşlere yaşatıyor. Herşey olup bittiğindeyse kendini “Ben yapmadım, kuşlarım yaptı çünkü bana yapılanlar zorlarına gidiyordu.” şeklinde savunuyor. Önceden belirttiğim gibi kuşlar Cinderella’nın kontrolü altındaydı, yani evet, Cinderella yaptı.

Kısa hikayemiz bu şekilde, Cinderella için mutlu bir sonla bitiyor. Hikayemizdeki yegane iyi ve masum karakter Prens, o da salaklığından dolayı kullanılıyor. Üvey anne ve üvey kız kardeşler kötü karakterler lakin kötünün kötüsü olan Cinderella da var.

Şimdi Disney versiyonunu tercih ediyorsunuzdur sanırım, ben o Cinderella’yı hayal etmeye devam ediyorum çünkü.

Bu yazıdan sonra sizlerle paylaşmak istediğim çok kısa hikaye var,  Kısa Hikaye dersinde işledikçe de beğendiğim hikayeler çok oluyor. Hepsinin sizi şaşırtacağından ve şoka uğratacağından eminim. Bir sonraki yazımda görüşmek üzere!

 

The post Cinderella’nın Gerçek Yüzü appeared first on En Güncel Film Önerileri.

]]>
https://tuyann.com/cinderellanin-gercek-yuzu/feed/ 0
Kuyucaklı Yusuf Kitap İncelemesi https://tuyann.com/kuyucakli-yusuf-kitap-incelemesi/ https://tuyann.com/kuyucakli-yusuf-kitap-incelemesi/#respond Sun, 23 Feb 2020 06:54:47 +0000 https://tuyann.com/?p=2399 Kuyucaklı Yusuf Kitap İncelemesi Kuyucaklı Yusuf Kitap İncelemesi Merhaba arkadaşlar, bu seferki kitap incelememizde Milli Eğitim Bakanlığı onaylı 100 Temel  Eser altında bulunan Sabahattin Ali’nin Kuyucaklı Yusuf adlı kitabını inceleyip yorumlayacağız. 1937 gibi bir tarihte yayınlanması bizce büyük bir önem taşıyan, Sabahattin Ali’nin ilk romanıdır. Henüz genç yaşda ki Türkiye Cumhuriyeti’nin içinden çıkan birinci sınıf […]

The post Kuyucaklı Yusuf Kitap İncelemesi appeared first on En Güncel Film Önerileri.

]]>
Kuyucaklı Yusuf Kitap İncelemesi

Kuyucaklı Yusuf Kitap İncelemesi

Merhaba arkadaşlar, bu seferki kitap incelememizde Milli Eğitim Bakanlığı onaylı 100 Temel  Eser altında bulunan Sabahattin Ali’nin Kuyucaklı Yusuf adlı kitabını inceleyip yorumlayacağız. 1937 gibi bir tarihte yayınlanması bizce büyük bir önem taşıyan, Sabahattin Ali’nin ilk romanıdır. Henüz genç yaşda ki Türkiye Cumhuriyeti’nin içinden çıkan birinci sınıf bir edebi yapıttır.

KONUSU

Konusu bakımından Kuyucaklı Yusuf, konusu itibariye ailesinin katledilmesiyle sahipsiz kalan dokuz yaşındaki Yusuf’un olayı soruşturmak için Kuyucak’a gelen Nazilli Kaymakamı Selahattin Bey tarafından evlatlık alınanması ve Yusuf’un sonraki hayatını anlatır. Her ne kadar romanın baş karakteri Yusuf olsa da aslında yazar tarafında romanın tüm olay örgüsü Muazzez’in annesi Şahende Hanım üzerine kurulmuştur. Yusuf, köyden şehre yerleşen ve bu hayata ayak uyduramayan insan tipinin habercisi olarak görülür edebiyat dünyasında.

ZAMAN

Zaman olarak, 1903-1935 yılları arası Kuyucak Köyü’nde yaşanmış olaylardır. Osmanlı’nın yıkılış, Cumhuriyet’in kuruluş yıllarına denk gelir hemen hemen.

ROMAN KAHRAMANLARI

Romanda sıkça görebileceğimiz kahramanlarımız şunlardır:

Yusuf : Ailesi eşkıyalar tarafından vahçice katledilmiştir. Kaymakam Selahattin Bey tarafından evlat edinilmiştir. Sert, içine kapanık ve cesur bir kişiliğe sahiptir. Evlat edinildiği ailenin kızı olan Muazzez’e aşık olmuştur. Kasabanın zenginleri ve onların oğullarıyla Muazzez için bir mücadele vermektedir.

Muazzez : Yusuf’un evlatlık olarak gittiği ailenin kızıdır. Yusuf’un karısıdır. Genç bir kızdır.

Kaymakam : Yusuf’u evlatlık alan kişidir. Yusuf’un eşi olan Muazzez’in de babasıdır. Merhametl, ailesine düşkün zaman zaman sinirli ve aksi olan bir devlet adamıdır.

Şahende Hanım : Kaymakam Bey’in kötü karısıdır.

Şakir: Kasabanın en zengini olan fabrikatörün oğludur. Parasıyla tabiri caizse külhanbeylik yapan kötü niyetli bir insandır.

Kuyucaklı Yusuf Hayat Hikayesi

Yusuf’un hayat hikayesi 1903 yılında başlar. Sessiz bir gecede Kuyucak Köyü’ne baskın yapılır. Bu baskında Yusuf’un annesi ve babası öldürülür. Olaydan hemen sonra olayı incelemesi için bir kaymakam gönderilir. Bu kaymakam Nazilli kaymakamı Selahattin Bey’dir. Selahattin Bey Kuyucaklı Yusuf’u evde bir başına beklerken bulur. Ailesini kaybetmiş olan ufacık çocuğu gören kaymakam dayanamaz ve Yusuf’u da yanında götürür. Yani onu evlat olarak edinir. Yusuf, kaymakamın yanında iken evin küçük kızı olan Muazzez ile birlikte büyür. Herşeylerini beraber yaparlar. Okula beraber giderler, hep beraber zaman geçirirler. Ancak Yusuf  ailesinin katledilmesi ve bunun gözünün önünde olması yüzünden okula devam edemez.

Bunların yanı sıra birde  Şahende Hanım’da Kuyucaklı Yusuf’dan nefret eder. Aslında onu hiçbir zaman evde istememiştir. Günler geçer gider.. Birgün Yusuf ve Muazzez arkadaşlarıyla  bayram yerine giderler. Burada kasabanın en zenginleri olan Şakir, Muazzez’e sarkıntılık eder. Yusuf’da dayanamaz ve Şakir’i döver. Şakir ise intikam arzusuyla oradan uzaklaşır. Şakir’in intikam planı ise Muazzez ile evlenmek olur. Bütün planları yapar ve babasını da yanına alarak Muazzez’in babasıyla kumar masasına oturur (Şakir’in Babası).

Kumarda kaybeden ve hayli borçlanan Selahattin Bey borcunu ödeyemez. Şakir’de bunu fırsat bilerek Muazzez ile evlenmek istediğini belirtir. Bu sayede kaymakamın bütün borçları silinecektir. Borcunu ödeyemeyecek durumda olan kaymakam ise bu iğrenç teklifi kabul etmek zorunda kalır. Olayı öğrenen Kuyucaklı Yusuf  ise durmaz ve arkadaşı Ali’den borç alarak kaymakamın kumar borcunu öder. Ancak bu seferde Ali’nin yaptığı iyilik yüzünden Muazzez Ali ile evlenmek zorunda kalır.

Muazzez’in Ali ile evlenmesi en az Yusuf kadar Şakir’ide sinirlendirir ve düğün meydanında Şakir Ali’yi öldürür. Olay Şakir’in maddi gücü sayesinde hemen örtbas edilir.  Şakir’in yaptıklarına gören Yusuf , bu olaylardan sonra Muazzez’i de alır kaçar ve evlenirler. Kaymakamın isteği üzerine çift kasabaya geri döner ve Yusuf kaymakamlıkta çalışmaya başlar. Bu olay bir nebze de olsa hayatlarını düzene koyar. Bir süre sonra kaymakam ölür ve bu an itibariyle evin hanımı Şahende Hanım ile Şakir’in bütün kininin ve nefretinin Yusuf’a kusulması anlamına gelir.

Yusuf’un görevi değiştirilir. Köy köy dolaşan Yusuf köy tahsildarlığı yapmaya başlar. Hem kaymakam hem Yusuf’un ortalarda olmaması Şahende Hanım’ı daha da yoldan çıkarır. Şakir’ide arkasına alan Şahende zenginlerin arasına girer. Alkol ve eğlencenin bataklığına düşer. Evinde de partiler vermeye başlayan Şahende, zamanla Muazzez’i de bu pisliğin içine çeker. Bir gün iş gezesi dönüşü arkadaşları Yusuf’a Şahende Hanım ve Muazzez’in yaptıklarından bahsederler. Deliye dönen Yusuf, Şahende’ni düzenleği bir yemek organizasyonunu basar ve rastgele ateş etmeye başlar. Muazzez dışında bütün konukları öldürür. Muazzez ağır yaralanmıştır. Muazzez’i de alarak kasabadan kaçmaya çalışan Yusuf maalesef onu hayatta tutamaz. Yolda ölen Muazzez’i bir ağacın altına gömer. Bu olaydan sonra Kuyucaklı Yusuf’u bir daha kimse görmez.

Başlangıca da sonuda kötü olan bir gerçekçilik akımının en güzel eserlerinden bir tanesini sizin için inceledik. Küçük yaşlarda anne babası gözlerinin önünde vurularak öldürülen, daha sonra evlatlık olarak alınan, evlatlık alındığı evin hanımı tarafında sürekli hor görülen bir çocuk nasıl olabilirse Yusuf’da öyledir. Nedeni budur ki sosyalist gerçekçi edebiyatta kült roman adresi arayanlara gösterilebilecek en iyi adres KUYUCAKLI YUSUF.

The post Kuyucaklı Yusuf Kitap İncelemesi appeared first on En Güncel Film Önerileri.

]]>
https://tuyann.com/kuyucakli-yusuf-kitap-incelemesi/feed/ 0
Gün Olur Asra Bedel – Cengiz Aytmatov https://tuyann.com/gun-olur-asra-bedel/ https://tuyann.com/gun-olur-asra-bedel/#respond Mon, 17 Feb 2020 00:55:47 +0000 https://tuyann.com/?p=2293 Kitap Önerisi Gün Olur Asra Bedel Cengiz Aytmatov Cengiz Aytmatov’un bütün kitapları gibi Gün Olur Asra Bedel’de okuyucuyu çok çabuk kendine bağlıyor. Aytmatov’un kullandığı akıcı dil, sayfa sayısını önemsiz kılıyor ve seri bir şekilde kitabın sonuna ulaşmanızı sağlıyor. Not: Çok uzun bir yazı olmayacak, kitapla ilgili spoiler vermeyeceğim. Eğer bu romanı derinlemesine ele alacak olursak […]

The post Gün Olur Asra Bedel – Cengiz Aytmatov appeared first on En Güncel Film Önerileri.

]]>
Kitap Önerisi Gün Olur Asra Bedel Cengiz Aytmatov

Cengiz Aytmatov’un bütün kitapları gibi Gün Olur Asra Bedel’de okuyucuyu çok çabuk kendine bağlıyor. Aytmatov’un kullandığı akıcı dil, sayfa sayısını önemsiz kılıyor ve seri bir şekilde kitabın sonuna ulaşmanızı sağlıyor.

Not: Çok uzun bir yazı olmayacak, kitapla ilgili spoiler vermeyeceğim. Eğer bu romanı derinlemesine ele alacak olursak çok uzun bir yazı olacağı için basitçe ve kısaca üzerinden geçeceğim. Bu kısım, şu kısım niye yok? Şurada şu anlam neden yok? Tarzı tepkileri vermeden önce, bunların benim de aklımdan geçtiğini ancak yazıyı kısa tutmak ve kitabı yeni okuyanların zevkini kaçırmamak için bu noktalara değinmediğimi biliniz.

Gün Olur Asra Bedel Kitap Özeti

İncelemeden önce kısa bir özet geçelim. Kitap bir tilkinin yemek bulma çabasıyla başlıyor. Böylece yaşamın ne kadar zor olduğunu tilki üzerinden en başta gösteriyor yazar. Yedigey, ölen arkadaşının cenazesini küçük bir konvoy eşliğinde Ana Beyit’e götürmek istiyor. Bu onun için hem vefa borcu hem de görevi. Ana Beyit’e ise Sovyetler tarafından bir uzay üssü kurulmuş durumda. Romanın iç kısımlarına birazdan değineceğim için burayı kısa tutuyorum, Yedigey arkadaşını bu uzay üssü kurulan yere gömmek ister ancak Rus askerleri bunun olmayacağını söyler.

Bu sırada bir Kırgız asker gelir ve Yedigey umutlanarak, sorunu çözeceğini düşünür. Durumu ona Kırgızca anlatır ancak aldığı cevap, “Rusça konuş!” olur. Yedigey, bunun nedenini sorar, iki Kırgız ne diye Rusça konuşacaktı? Asker, görevdeyken Rusça konuşması gerektiğini söyler. Sonuç olarak cenaze işlemi burada olmaz ve Yedigey arkadaşını başka bir yerde, Kırgız gelenekleri olmadan gömmek zorunda kalır ve bundan çok rahatsızlık duyar. Şimdi Kitap Önerisi olarak niye bu kitap? bununla ilgili kısma geçelim.

Başka bir kitap özeti: Börü Kitap İncelemesi – Çağlayan Yılmaz

Gün Olur Asra Bedel’in Bazı Özel Yanları

Cengiz Aytmatov, bu kitabında Sovyet dönemindeki kültürel sorunlara bir eleştiri yaparken, kendi milletine de özeleştiri fırsatı veriyor. Geleneklere ne kadar sahip çıkıyoruz?

Geçmişin ve geleceğin bir arada olduğu bu Cengiz Aytmatov romanında  benzersiz duygular yaşayacaksınız. Bu romanda Kırgız geleneklerini, Kırgızların yaşamlarını, içinde bulundukları coğrafyanın iyi ve kötü yönlerini bire bir göreceksiniz. Yazar bazı kesimler tarafından gereksiz uzun tasvirleriyle suçlansa da bana göre her şey olması gerektiği gibi. Cengiz Aytmatov, bazen uzun tasvirler yapsa da kullandığı sade ve akıcı dil ile bunu hissettirmiyor. Destanlarla iç içe olması da apayrı bir güzel.

Sovyet eleştirisini açıkça yapar, insanların o dönemde yaşadığı sıkıntıları net bir şekilde ifade eder. Dönemin stresini ve bunalımını da çok iyi anlatır. İnsanların hayatta kalmak için yaptıkları, belki de kimsenin yaşamak istemeyeceği çorak verimsiz arazideki yaşam mücadelesini, atılan iftiraları ve herkesin birbirinden şüphelenmesini gözler önüne serer yazar.

Zorluklara göğüs geren bir eş, Türk kadınının güçlü ve asil duruşunu simgeliyor. Bütün zorluklara rağmen bu coğrafya, Türk kadının mücadeleci yapısını yıkamıyor. Efsanelere yer veriliyor demiştik.

Cengiz Aytmatov

kitap-onerisi-gun-olur-asra-bedel

Sarı Özek’i işgal eden Juan-Juanlar’ın istilası sırasında olanların anlatıldığı bir bölüm vardır. Bu bölüm aslında hem geçmişi hem günümüzü etkileyen bir bölümdür. Juan-Juanlar esir aldıklarına her istediğini yaptırırken, güçlü ve kaçma ihtimali olan gençlere de farklı bir işkence yöntemi uygulanmaktadır. Bu işkence yöntemi oldukça korkunçtur ve kitapta tasvir edilmekte. Bu işkence sonucunda Mankurt köleler yetiştirilir, geçmişini ve kim olduğunu hatırlamayan bu köleler artık efendilerini sorgulamazlar ve onlar için yaşar vaziyete gelirler.

Yazar, bir ana ve mankurt olan oğluna yer vererek bu olayın derinliğine girmiştir. Yani Nayman Ana hikayesi anlatılıyor. Birden fazla efsane anlatılan romanın sürprizleri kaçmasın diye fazla detay vermiyorum. Geçtiği dönemi yansıtırken geriye dönük anlatımlarla Türk geleneklerini ve kültürünü çok güzel anlatıyor.

Kısacası bu romanda bulamayacağınız bir şey yok. Aşk, insanın iradesiyle olan savaşı, gelecekle geçmişin bağlantısı, bilim kurguya yer verilmesi, geleneklerin önemi gibi. Her şeyin bir arada olduğu ve bana göre herkesin okuması gereken bu romanı şiddetle tavsiye ediyorum.

Instagram üzerinden bizi takip ederek, kitap önerilerine, film önerilerine ve güncel haberlere ulaşabilirsiniz.

Daha önceden yaptığımız başka bir kitap önerisi için: Fareler ve İnsanlar

 

The post Gün Olur Asra Bedel – Cengiz Aytmatov appeared first on En Güncel Film Önerileri.

]]>
https://tuyann.com/gun-olur-asra-bedel/feed/ 0
Fareler ve İnsanlar Özet – John Steinbeck https://tuyann.com/kitap-onerileri-fareler-ve-insanlar-john-steinbeck/ https://tuyann.com/kitap-onerileri-fareler-ve-insanlar-john-steinbeck/#respond Thu, 09 Jan 2020 20:53:28 +0000 https://tuyann.com/?p=1658  Fareler ve İnsanlar birçok insanın merak edip okumayı istediği bir kitap. John Steinbeck ustanın yazdığı bu muhteşem kitabı bu yazımızda inceleyip, Fareler ve İnsanlar özet gibi konulara değineceğiz. Kitap Önerileri arayanlardan mısınız? Bu yazı tam size göre! SPOILER YOK Çok sevdiğim bir yazar olan John Steinbeck’in ilk tavsiye ettiğim kitabı her zaman Fareler ve İnsanlar […]

The post Fareler ve İnsanlar Özet – John Steinbeck appeared first on En Güncel Film Önerileri.

]]>
 Fareler ve İnsanlar birçok insanın merak edip okumayı istediği bir kitap. John Steinbeck ustanın yazdığı bu muhteşem kitabı bu yazımızda inceleyip, Fareler ve İnsanlar özet gibi konulara değineceğiz.

Kitap Önerileri arayanlardan mısınız? Bu yazı tam size göre!

SPOILER YOK

Çok sevdiğim bir yazar olan John Steinbeck’in ilk tavsiye ettiğim kitabı her zaman Fareler ve İnsanlar olmuştur. Kısa bir kitap olan Fareler ve İnsanlar, yazarla tanışmanız için en doğru seçenek.

Zeki bir adam olan George ve onun aklı yerinde olmayan Leninie’nin hikayesini anlatıyor kitap. Lennie zeka olarak biraz kıttır, normal bir insana göre boyu çok uzun, iri bir adam olan Lennie’nin en büyük eksiği zekasıdır. Üstelik bu koca cüssesine rağmen ismi, Lennie Small’dır. Hikayenin geçtiği dönem Büyük Bunalım-buhran dönemidir. İşçilerin sıkıntılarına bir bir değinen Steinbeck krizi olduğu gibi yansıtmıştır. Yaşamın bu kadar zor olduğu Büyük Bunalım sırasında özellikle çiftçilerin işi çok zordur. George ve Lennie göçmen çiftçiler olarak, buldukları çiftliklerde dönem bitene kadar kalır ve çalışırlar.

İkisinin de en büyük hayali kendilerine ait topraklarının olmasıdır. George ve Lennie bu hayalleri üzerine çok konuşurlar. Hatta, Lennie sürekli George bizi anlatsana diyerek olup olmadık zamanlarda rahatsızlık vermektedir. George akli dengesi yerinde olmayan arkadaşını nasıl teselli edeceğini iyi bilir. Bu hikaye Lennie’yi her zaman rahatlatmaktadır. Lennie güzel ve yumuşak şeylerden çok hoşlanmaktadır. Bu zaman zaman ikilinin başını belaya soksa da dostlukları devam etmiştir. Umutları ve hayalleri için yaşayan ikili hayallerine okuyucu ortak eder. John Steinbeck’in kuvvetli betimlemeleri, işlediği alt metinler o kadar kusursuzdur ki, okuyucu her türlü duyguyu hissederken karakterlerin çıkmazlarına kendini dahil eder. Onların hayallerinin gerçekleşmesini düşünür, romanın karakterleriyle birlikte umut eder.

Fareler ve İnsanlar Özet ve İnceleme

kitap-onerileri-fareler-ve-insanlar

Fareler ve İnsanlarda işlenen alt metinlerden birisi de yalnızlıktır. Bu yalnızlık roman kahramanlarıyla diğer insanları ayırmıştır. “Bizim gibiler…” diye başlar George. Lennie için ise onlar ve diğerleri vardır. George ve o biz iken, insanlar “diğerleri” durumundadır. Bu onların yaptığı bir ayrım değildir, hayat şartları ve onların toplumdaki statüsü onlara bunu kabul ettirmiştir. George ve Lennie’nin birbirlerinden başka kimseleri yoktur. Belki de George Lennie ile birlikte olmasa daha farklı bir hayat yaşayabilirdi ancak dostlukları gerçek olandı. Lennie onların başını her belaya soktuğunda, George onu kurtarıp kaçırmayı bilmişti.

Mükemmel betimlemelerden bahsetmiştik bir de yazarın kullandığı yalın dil vardır. Sade ve akıcı mükemmel bir şekilde kurgulanır Fareler ve İnsanlar, yeri gelir sayfalarca betimlemeden daha etkili bir anlatım oluşur. Hikayenin gerçekliğine kendinizi kaptırırsınız, bu da yazarın seçimiyle ilgili. John Steinbeck, çalıştığı bir çiftliğin yakınındaki Salinas Vadisini seçmiştir kitabında da. Kendi başından geçenleri kurgulamış tanıştığı kişileri değiştirip onları roman karakterine çevirmiştir. Büyük Bunalımı da merak eden birisiyseniz, Fareler ve İnsanlar kitabını okuduğunuz da bu dönemle ilgili gerçek bilgiler edinebileceksiniz.

Fareler ve İnsanlar kitabında karşılıksız iyiliği, iyi olmak için aklın gerekmediğini, iyi niyetli insanların da büyük hatalar yapabildiğini, güç ve güçlü insanların neler yapabileceğini ve dengesizliği, her şeye rağmen sadakati ve dostluğu göreceğiniz gibi, umudun gücünü, insanı hiçbir şeyi yokken ne denli ayakta tutabileceğini göreceksiniz.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Canım Aliye Ruhum Filiz Kitap İncelemesi

 

 

The post Fareler ve İnsanlar Özet – John Steinbeck appeared first on En Güncel Film Önerileri.

]]>
https://tuyann.com/kitap-onerileri-fareler-ve-insanlar-john-steinbeck/feed/ 0
Börü Kitap İncelemesi – Çağlayan Yılmaz https://tuyann.com/boru-kitap-incelemesi-caglayan-yilmaz/ https://tuyann.com/boru-kitap-incelemesi-caglayan-yilmaz/#comments Wed, 25 Dec 2019 17:13:53 +0000 https://tuyann.com/?p=1302 Börü Kitap İncelemesi – Çağlayan Yılmaz Börü kitap özeti Börü kitap incelemesi, Börü kitap özeti, Çağlayan Yılmaz kitapları, Börü serisi Fantastik edebiyatta bizim niye yerimiz yok mu diyorsunuz? İşte yanıldığınızın kanıtı, Çağlayan Yılmaz ve Türk mitolojisiyle harmanlanan fantezi dünyası! SÜRPRİZ BOZAN YOKTUR (SPOILER) Börü Kitap Özeti ve Kitap Analizi Çağlayan Yılmaz tarafından yazılan Börü, şimdilik […]

The post Börü Kitap İncelemesi – Çağlayan Yılmaz appeared first on En Güncel Film Önerileri.

]]>
Börü Kitap İncelemesi – Çağlayan Yılmaz

Börü kitap özeti

Börü kitap incelemesi, Börü kitap özeti, Çağlayan Yılmaz kitapları, Börü serisi

Fantastik edebiyatta bizim niye yerimiz yok mu diyorsunuz? İşte yanıldığınızın kanıtı, Çağlayan Yılmaz ve Türk mitolojisiyle harmanlanan fantezi dünyası!

SÜRPRİZ BOZAN YOKTUR (SPOILER)

Börü Kitap Özeti ve Kitap Analizi

Çağlayan Yılmaz tarafından yazılan Börü, şimdilik üç kitaptan oluşan bir seri. 2020 Eylül ayında serinin son kitabı Börü 4 büyük ihtimalle yayınlanmış olacak. Biz bu yazımızda, seriye genel olarak ele alacağımız için ayrı ayrı kitapların üzerinde fazla durmayacağız. Bu yazının amacı sadece kitap tavsiyesi niteliğinde Börü serisini tanıtmaktır, incelemeler kitaplar için ayrı ayrı yapılacaktır.

Börü serisinin ilk kitabı, “Yeniden Dirilişin ve İntikamın kitabı” olarak bu fantastik serinin kapılarını araladı. Börü, yazarın da kendi kitlesiyle birlikte kısa sürede çok satanlara girmiş ve oldukça popüler bir kitap haline gelmişti. Peki bu kitabın içeriğinde ne vardı? Börü, intikamın ve intikam biçimlerinin sorgulandığı, Türk mitolojisinden bolca yararlanarak tarihi kurgu okumayı sevenler için bire birdi. Taht uğruna yapılanlar, intikam için ne kadarı kabul edilebilir?

Börü serisinin başında, ezilen milletler söz konusu. Zalim hükümdarlar, mistik dünyalar karakterler mevcut. Aslan ve Kurt’un güçlerini birleştirip, zalim hükümdarları ve onların yeraltı ordularını devirerek intikam almaya çalışmalarını anlatıyor. Öç almak için katliam şart mıdır? Güçlerini birleştiren iki hanedanlığın intikam almak istediği bu acuna hakim olan unsurlar sadece karanlıktan ibaret! Börü Han’ın intikam alarak aydınlığa çıkması için, mistik güçleri, karanlık büyüleri geçmesi ve karanlık tarafı yenmesi gerekiyor.

İlginizi Çekebilir: Kırmızı Saçlı Kadın Kitap İncelemesi

Börü Kitap İncelemesi – Çağlayan Yılmaz

Börü Kitap İncelemesi – Çağlayan Yılmaz

Öncelikle şunu belirtmekte fayda var, bu kitap bir kurgudur ve tarihi olayları aktarması mümkün değildir. Sadece bazı şeylere değinerek kurgulanmış olup, asıl esin kaynağı tarihten çok Türk Mitolojisidir. Kitabın tarihi aktarmak gibi bir kaygısı yoktur, kitap sadece tarihten ve mitolojiden yararlanılarak fantastik bir dünya oluşturmaktadır.

Dünya edebiyatına baktığımız zaman bu türün en çok okunanları bile farklı farklı mitlerden yararlanılarak yazılmıştır. Çağlayan Yılmaz’ın bu seride (diğer seriler içinde geçerli) yaptığı şey bizim kendi mitolojimizin yeterli olduğunu göstermesidir. Ayrıca Börü’nün o karanlık döneme ışık tuttuğu bazı noktalar da vardır.

Börü sizlere çiçekli böcekli bir aşk romanı sunmuyor! Börü, Türklerde kadınlara verilen değeri, mücadeleci ve güçlü karakterleri olan kadınları anlatıyor. Bu savaş romanında kadının erkekten bir farkı yok. İsimle örnek vermeyeceğim ancak birçok popüler serilerde kadınların yeri her zaman kurtarılan ya da aciz olan gibi gösterilirken Börü serisinin bir Aysera Hatunu var. Üstelik sadece Aysera Hatun değil, kadın savaşçı birlikleri de mevcut. Börü dediğimiz gibi bir aşk romanı değil, mücadele ve intikamın kitabı.

Anlatımı net ve yazarın kullandığı dil sade. Oldukça akıcı bir şekilde gidiyor kitap. En başından en sonuna yazar konuyu güzelce işliyor, karakterlerin içini dolduruyor ve okuyucu tarafından sevilmesini sağlıyor. Entrikalar basit değil, gereğinden fazla hiç değil. Savaş sahnelerinin tasvirleri mükemmel olsa da savaş kısımlarının daha uzun olması daha iyi olabilirdi. Çekinmeden betimlenen savaş sahnelerinde akan kan ve o çarpışma gözlerinizin önüne geliyor okurken. Çağlayan Yılmaz’ın betimlemelerini yetersiz bulanlar var ancak bize göre yazarın kaleminde herhangi bir problem yok. Yayın evinden doğan bazı hatalar mevcut ve cümlelerin anlamlarını bazı yerlerde bozabiliyor. Bunda da yazarın bir suçu yok. Yazar anlatmak istediği hikayeyi kendi istediği gibi sade ve akıcı bir dille aktarmış.

Başka bir kitap özeti ve incelemesi için: İçimizdeki Şeytan Kitap Özeti ve incelemesi – Sabahattin Ali

 

Börü Kitap Açıklaması

Kandan ırmakların coşkulu sesine kulak verin! Börü serisi bizim tavsiyemiz!

Börü serisini tavsiye amaçlı ele almak istedik. Yakında, kitapların ayrı ayrı incelemelerini yapacağız. Aşağıdaki kısım, Börü serisinin ilk kitabına ait olan tanıtım bülteni.

Bir intikama kaç taht sığabilir?

Acılı parmaklarla yapılmış kaç gösterişli taç, burçlarından kan taşan sarayların pürüzsüz merdivenlerinden yuvarlanabilir?

Hayat Ağacının köklerinde filizlenen kötülük, acunun direğindeki çatlağı zorluyor. Sürek avı gibi insan avlayan canavarlaşmış kralların tahtları sallanıyor!

Kanının sesini dinleyen ve küllere gömülmüş iki hanedanlık, öç ateşiyle yanıp tutuşanları ordularında birleştiriyor.

Büyük mabedin (Göbeklitepe) ve Agarta’nın üstatları, hep bir ağızdan şu soruyu sordular; “O gün geldi mi? Gökyüzünün üç yılanın üzerine kan rengi uyanacağı zaman. Bakir kar örtüsünün taze kanla ısınıp ırmaklara karışacağı an. Rüzgârın şahit olacağı ateşten bir gazabın altından kumları darmadağın edip, taştan tanrılarına sarılan zavallıların yalvaracağı, öç ateşinin yakıldığı o gün geldi mi?

Beklenen cevap Börü Han’ın dudaklarından döküldü;

“Canavarlaşmış kralların yönettiği topraklarda öç, sadece katliamla alınabilir!”

Acun artık kurt ve aslanın pençeleri arasında…

Kandan ırmakların coşkulu sesine kulak verin!

The post Börü Kitap İncelemesi – Çağlayan Yılmaz appeared first on En Güncel Film Önerileri.

]]>
https://tuyann.com/boru-kitap-incelemesi-caglayan-yilmaz/feed/ 1