Sinema - En Güncel Film Önerileri https://tuyann.com Sat, 01 Oct 2022 07:41:33 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=5.9.9 https://tuyann.com/wp-content/uploads/2020/06/cropped-favicn1-32x32.jpg Sinema - En Güncel Film Önerileri https://tuyann.com 32 32 Blonde Film İncelemesi: Konusu ve Oyuncuları https://tuyann.com/blonde-film-incelemesi-konusu-ve-oyunculari/ https://tuyann.com/blonde-film-incelemesi-konusu-ve-oyunculari/#respond Sat, 01 Oct 2022 07:40:09 +0000 https://tuyann.com/?p=5024 Blonde Film İncelemesi: Konusu ve Oyuncuları Tuyann.com Marilyn Monroe’nun hayatından uyarlanan Blonde filmi incelemesine hoş geldiniz. Birçok kişi şu an bu yazıyı “bu filmi herkes ağır eleştiriyor burada neler var bakalım” diye okuyacak ve bende bu konudaki beklentilerinizi karşılayacak bir yazıyı kaleme almış olacağım. Biz film incelemeleri yaparken, filmlerin birçok noktasına değiniriz ancak bizim en […]

The post Blonde Film İncelemesi: Konusu ve Oyuncuları appeared first on En Güncel Film Önerileri.

]]>
Blonde Film İncelemesi: Konusu ve Oyuncuları Tuyann.com

Marilyn Monroe’nun hayatından uyarlanan Blonde filmi incelemesine hoş geldiniz. Birçok kişi şu an bu yazıyı “bu filmi herkes ağır eleştiriyor burada neler var bakalım” diye okuyacak ve bende bu konudaki beklentilerinizi karşılayacak bir yazıyı kaleme almış olacağım. Biz film incelemeleri yaparken, filmlerin birçok noktasına değiniriz ancak bizim en önemli çizgimiz sinemadır. Blonde eleştirisi bütün olarak düşünebileceğiniz bir yazı ancak yine de öncesinde Blonde film konusu ile başlayacağım. Arkasından Blonde film incelemesi, Blonde film oyuncuları ve Blonde film yorumu yer alacak.

Blonde Film Konusu

Blonde filmi konu olarak Marilyn Monroe’nun hayatından uyarlanıyor ancak hayatının tamamını ele almıyor. Yine de Marilyn Monroe ikonunun yaşamına geniş bir yer verdiğini söyleyebilirim. Aslında yeni filmlerde konularını anlatmadan incelememizi yapıyoruz ancak bu film bir istisna. Çünkü Blonde filmi bir biyografi değil, bir belgesel hiç değil. Blonde filmi zaten Marilyn Monroe’nun hayatını kurgulamış aynı adlı romandan uyarlanıyor sinemaya.

Böyle olunca doğal olarak daha çok kurgu işin işine girmiş oluyor. Filmde şüphesiz geçmişin, bugünün ve yarının ikonu yediden yetmişe bilinen Marilyn Monroe’nun çocukluğuyla başlıyoruz. Burada yukarıda dediğim gibi yönetmen geniş bir yer vermiş Norma Jeane’in hikayesine. Norma olarak çocukluğuna yolculuk ettiğimiz Marilyn Monroe’nun travmalarını ve hayatı boyunca eksikliğini yaşadığı duyguların temellerine iniş yapıyoruz. Norma’nın babası yok ve annesi bu durum yüzünden psikolojik olarak çökmüş durumda. Şayet kendisi de bu durumdan daha küçük bir çocukken etkileniyor ve sorunlu bir annenin elinde olmanın gerilimini yaşatıyor film.

blonde-film-konusu

Sonrasında atlanmamasını umduğum ancak atlanmış olan bir bölümün başına tanıklık ediyoruz. Marilyn Monroe’nun yetimhaneye verilmesinden sonra filmde bir zaman atlaması gerçekleşiyor ve Hollywood’da şöhret basamakları için nelere katlandığını görmeye başlıyoruz.

Bir baba figürünün eksikliğinin onun üzerindeki travmalarını, sevgi arayışı ve erkeklerin sürekli ondan faydalanmaya çalışmasını görüyoruz. Hayat mücadelesinde Marilyn Monroe için kaba tabirle neredeyse herkes tarafından sömürüldüğünü görüyoruz. Zaten “Sarışın Bomba” olarak Hollywood’da yükselen Monroe, dönemin en büyük seks sembollerindendi. Filmde bunu açık açık gözler önüne seriyor.

Buradan sonrası seyir zevkini bozacak spoiler olabileceği için konuyu kesiyoruz ve esas önemli kısım olan inceleme bölümüne geçiyoruz.

Blonde Film İncelemesi

Blonde filminin hikayesini yorumlayacak olursam birazcık şaşırdığımı söylemem lazım. Bu hikayenin kötü işlenmesinden ya da yönetmenin anlatımından kaynaklı bir şey kesinlikle değil. Ortadaki hikayeyi filmin yönetmeni Andrew Dominik mükemmel işliyor. Şaşırdığım nokta Marilyn Monroe gibi bir ikonun bu kadar güçsüz olması. Evet Marilyn Monroe gerçekten zor bir hayat yaşadı ancak yaşadığı dönemden bugüne kadar hala ikon bir isim. O dönemde Marilyn Monroe’nun resmen sömürüldüğünü söylersek yalan olmaz. Çünkü hem seks sembolü olarak ön plana çıkıyor hem de hayatına girip çıkan insanların ondan faydalanma biçimi de bir sömürü. Bunda zaten hemen hemen herkes aynı fikirde ve bu film içinde bu durum geçerli. Bu filmde Norma ve onun yarattığı Marilyn Monroe’nun farkını görebiliyoruz.

Norma, daha basit ve düzgün bir yaşam istiyor ve travmalarından dolayı oldukça zayıf diyebiliriz. Norma Jeane olduğunda daha farklı bir kadın olan Monroe, filmde özellikle entelektüel ve etik yönlerden ön plana çıkıyor. Daha duru bir yaşam tarzını benimsemek istiyor ve normal bir insan olmayı diliyor. Hayatındaki insanlardan ve bu ortamlardan kurtulmak isteyen birisi ancak yeni kimliği olan Marilyn’den de kurtulmak istiyor çünkü olmak istediği kişi o değil.

Marilyn Monroe ise onun tam olarak işini yapamayan kalkanı, şov dünyasına çıkarttığı başka bir benliği gibi adeta. Ancak bu iki benlik arasındaki net farkları görsek de Marilyn yine güçlü bir karakter olarak karşımıza çıkmıyor. Bence gerçekte Marilyn güçlü bir figür olmalı ancak bu noktada fazla durmak istemiyorum.

Tam olarak hakim olmadığım Marilyn Monroe’nun hayatının detaylarıyla ilgili birçok belgesel, kitap, yazı mevcut. Bana kalırsa Marilyn Monroe’nun hayatını detaylı bir şekilde doğrulanmış şekilde öğrenmek isteyenler bu kanıtlı şeylere bakmalı. Çünkü Blonde filmi bir belgesel değil bir uyarlama.

blonde-film-incelemesi-konusu-oyunculari

Blonde Analizi: Yönetmen Andrew Dominik

Filmin yönetmen koltuğunda oturan Andrew Dominik hakkında söyleyebileceğim çok şey var ancak kesin bir şey var ki bu adam film çekmeyi iyi biliyor! Blonde, sarsıcı, etkileyici ve kimi zaman insanı yorabilen bir film olmasına rağmen yönetmenin anlatım dili harikaydı. Çekim tekniklerinden bahsetmek ne kadar doğru bilmiyorum ancak ben Andrew Dominik’i çok özgüvenli buldum bu filmde.

Yönetmenin özgüvenine değinmişken, anne karnındaki bebek sahneleriyle bir özgüven patlaması yaşadığını görüyoruz ki bu sahnelerin filme iyi kötü yedirilmiş olması durumu kurtarmaya yetiyor diyelim.

Kürtaj sahnelerinin uzun olması filmin kötü bir yanı. Zaten film bazı kısımlarda gereksiz uzuyor ancak genel anlamda filmin yapısında bir bozukluk oluşturmuyor. Ama söylemeden geçmeyeceğim, Marilyn Monroe’nun ilk evliliği ve yetimhanede yaşadıklarına değinilmesi, bu uzun sahnelerin kısaltılmasıyla belki biraz mümkün olabilirdi.

Filmin bazı kısımlarını renkli bazı kısımlarını siyah beyaz izliyoruz. Benim gibi siyah beyaz filmleri sevenlerdenseniz ayrı bir seyir zevki tadacaksınız. Bir yandan da Marilyn Monroe efsanesinin yer aldığı filmin bazı bölümlerinin siyah beyaz olması bence çok hoş olmuş.

Andrew Dominik, Blonde filminde güzel teknikler kullanıyor. Filme metaforik anlatım yardımcı olurken yönetmenin çekim teknikleriyle sinema açısından leziz diyebileceğim bir iş ortaya çıkıyor. Zaten uzun süresine rağmen sıkmayan akıcı bir film olan Blonde’nin şüphesiz en keyifli tarafları görsel olarak ön planda olması. Görüntü yönetmeni ve yönetmenin filme değer katmak için epey uğraştığı açık ve net ortada.

Ayrıca filmin müzikleriyle birleşen kasvetli atmosferi seyirciyi olayın içine çekiyor. Anlatılanların doğruluğu, yanlışlığını bir kenara bıraktığımızda bu film sinema severlerin beğeneceği kalitede bir film olmuş.

blonde-film-incelemesi

Blonde Filmi Oyuncuları:

Ana de Armas – Marilyn Monroe
Adrien Brody – Arthur Miller
Bobby Cannavale – Joe DiMaggio
Xavier Samuel – Charles Chaplin Jr.
Julianne Nicholson – Gladys Pearl Baker
Caspar Phillipson – John F. Kennedy
Sara Paxton – Miss Flynn
Evan Williams – Edward G. Robinson Jr.
Toby Huss – Whitey
David Warshofsky – Darryl F. Zanuck
Micheal Masini – Tony Curtis
Luke Whoriskey – James Dean

Şimdi gelelim Marilyn Monroe efsanesine hayat veren Ana de Armas’a… Şu rol için birçok ismin adı geçmişti ancak Ana de Armas bu film için tam anlamıyla bir nokta atışı. Fiziksel benzerlik, enerji ve karaktere yorumuyla tam anlamıyla harika oynuyor. Ana de Armas muhtemelen Oscar ödülünü kariyerine bu film sayesinde ekleyecek gibi görünüyor.

Ana de Armas’ın yakın zamanda çıkmış filmlerinden birisi olan: Deep Water (2022) Film İncelemesi ve Konusu

Filmin yaklaşık olarak ortalarında karşımıza Arthur Miller olarak çıkan Adrien Brody filme çok güzel bir hava katıyor. Ancak filmin oyuncular kısmında övülmesi gereken kişi tabii ki Ana de Armas.

Blonde Film Yorumu:

“Blonde sarsıcı, kasvetli ve sert yapısıyla Marilyn Monroe’nun hikayesini son derece orijinal bir şekilde işliyor, cesur ve akıcı anlatımıyla sinema dünyasındaki sağlam yerini alıyor.”

Tuyann.com olarak Ana de Armas’ın Marilyn Monroe’yu yaşadığı, Andrew Dominik’in eşsiz yorumunu izlemenizi tavsiye ediyoruz. Ayrıca Netflix kütüphanesini ve orijinal yapımlarını düşündüğümüz zaman Blonde, platformda kolayca sıyrılarak şimdiye kadar Netflix orijinal imzalı işlerin en iyilerinden birisi olarak karşımıza çıkıyor. Bu bakımdan Netflix filmleri için gelişme olduğunu söyleyebilir hatta biraz ilerisine giderek, Blonde filminin Netflix’e güzel ödüller getireceğini söyleyebiliriz.

Blonde film incelemesi yazımız burada sona eriyor ancak ilerleyen süreçti Blonde filmi için spoiler içeren daha geniş bir incelemeye yer vermeyi düşünüyoruz.

 

The post Blonde Film İncelemesi: Konusu ve Oyuncuları appeared first on En Güncel Film Önerileri.

]]>
https://tuyann.com/blonde-film-incelemesi-konusu-ve-oyunculari/feed/ 0
Top Gun Maverick Film İncelemesi – Geç Gelen İnceleme https://tuyann.com/top-gun-maverick-film-incelemesi/ https://tuyann.com/top-gun-maverick-film-incelemesi/#respond Tue, 14 Jun 2022 15:54:28 +0000 https://tuyann.com/?p=4984 Top Gun Maverick Film İncelemesi: 36 Yıl Sonra Top Gun İzlemek Nasıldı? 36 yıl aradan sonra Tony Scott’ın yokluğunda seriya muazzam bir geri dönüş yapılmış. Tom Cruise ve Joseph Kosinski’ye şapka çıkartmak lazım. Tek kelimeyle muazzam film. Şu ana kadar senenin en iyi filmlerin biri olmuş. Hatta son yıllarında en iyi filmlerin biri olmuş diyebiliriz. […]

The post Top Gun Maverick Film İncelemesi – Geç Gelen İnceleme appeared first on En Güncel Film Önerileri.

]]>
Top Gun Maverick Film İncelemesi: 36 Yıl Sonra Top Gun İzlemek Nasıldı?

36 yıl aradan sonra Tony Scott’ın yokluğunda seriya muazzam bir geri dönüş yapılmış. Tom Cruise ve Joseph Kosinski’ye şapka çıkartmak lazım. Tek kelimeyle muazzam film. Şu ana kadar senenin en iyi filmlerin biri olmuş. Hatta son yıllarında en iyi filmlerin biri olmuş diyebiliriz.

Filmi özellikle İmax seyrederseniz heyecan olarak doruklara ulaşabilirsiniz. Sinematografi muazzam, ses miksajı, ses kurgusu gibi önemli teknik detaylarda muazzam olmuş. Jetlerin sesiyle resmen salon ayağa kalkıyordu. Özellikle Soundtrack kısmında Hans Zimmer cidden çok iyi iş çıkartmış. Kendiside hala yıllara ve ilhamına meydan okuyor. Lady Gaga’nın film için yazdığı şarkıda ve diğer kullanılan şarkılarda oldukça iyiydi. Zaten ilk filmin önemli şarkılarından olan Danger Zone’u filmin açılışında duymak mümkün. Ve Top Gun Anthem’i de. Tek eksik Take My Breathe Away’di. Ama o da ilk filme özel olduğu için burda doğal olarak kullanmamışlar. Bence çok yerinde bir karar olmuş

Minimal derecede görsel efekt kullanıldığı için çekilen sekanslar inanılmaz duruyordu. Kamera kullanımı açısından yönetmen Joseph Kosinski gerçekten çok iyi iş çıkartmış. Özellikle jetlerin it dalaşına girdiği ve savaştığı sahneler harika çekilmiş. Çok akıllıca kullanılmış kamera. Muazzam savaş sekansları vardı. Filmin Temposu harika dengelenmiş seyirciyi hiç yormuyordu. Bir parantezde filmin editlenmesine açılması lazım. O kadar jetin dalaşa girdiği sahneler inanılmaz editlenmiş. Muhtemelen oscarda bir çok adaylık çıkartıcaktır Top Gun Maverick.

Bu arada Tom Cruise cidden muazzam bir aktör. Holywood’un açık ara en popüler ve işine en sadık aktörü. Bütün çekilen sahnelerde dublör yerine kendisi vardı yine. 60 yaşında ama hala zirvede kendisi. Her yeni filmle beraber çektiği sahnelerde zirveyi zorlamaya devam ediyor. Bu yaşta bu özveri ve azimle çalışmak gerçekten muazzam bir şey

Filmin konu itibariyle çok sıra dışı olmayan bir konuyu ele alıyor. Ama ele aldığı konuyu inanılmaz aktarmayı başarıyor. Düşman hava sahasındaki radyoaktif silahları ve bombaları imha etmek üzere bir görev alıyorlardı. Bildiğimiz gerçek dünyadaki askeri görevler gibi. Yağ gibi akıyordu anlatılan şey. Ve bunu yaparken ne bir emperyalizm ya da milliyetçilik yapılmıyor. Çok iyi ayarlanmış. Düşmanın kim olduğu hangi ülke olduğu bile geçmiyordu. Gayet yerinde işlenmiş.

Yazar: Çağatay Kaşıkçı.

The post Top Gun Maverick Film İncelemesi – Geç Gelen İnceleme appeared first on En Güncel Film Önerileri.

]]>
https://tuyann.com/top-gun-maverick-film-incelemesi/feed/ 0
The Hunt 2020 Film İncelemesi ve Konusu https://tuyann.com/the-hunt-2020-film-incelemesi-ve-konusu/ https://tuyann.com/the-hunt-2020-film-incelemesi-ve-konusu/#respond Sat, 28 May 2022 23:05:27 +0000 https://tuyann.com/?p=4977 The Hunt 2020 Film İncelemesi ve Konusu The Hunt film incelemesi ve The Hunt film konusu yer alan içeriğimizde spoiler yoktur Pandemi sürecinde birçok filmin ertelendiği hatta çekimlerinin durduğu bir dönemde seyirciyle buluşan The Hunt 2020 yapımlı filminden kısaca bahsedeceğiz. The Hunt (2020) Film Konusu Film son yıllarda ilginin arttığı bir türden çıkıyor. Gerilim Korku […]

The post The Hunt 2020 Film İncelemesi ve Konusu appeared first on En Güncel Film Önerileri.

]]>
The Hunt 2020 Film İncelemesi ve Konusu

The Hunt film incelemesi ve The Hunt film konusu yer alan içeriğimizde spoiler yoktur Pandemi sürecinde birçok filmin ertelendiği hatta çekimlerinin durduğu bir dönemde seyirciyle buluşan The Hunt 2020 yapımlı filminden kısaca bahsedeceğiz.

The Hunt (2020) Film Konusu

Film son yıllarda ilginin arttığı bir türden çıkıyor. Gerilim Korku türündeki filmde, bir grup elit zengin insanın, daha fakir insanları belirli bir araziye toplayarak av partisi düzenlemesini konu alıyor. İnsanları avlayarak bunu bir eğlenceye dönüştürmüş olan zenginler ve avlanan insanlar arasındaki mücadeleyi görüyoruz. Filmin konusunu niye bu kadar kısa anlattığımızı inceleme kısmında anlayacaksınız. The Hunt film konusu kısaca bu kadardı.

The Hunt (2020) Film İncelemesi

The Hunt incelemesi ve analizinden sonra filmin oyuncularını ve tüm künyesini sizlerle paylaştık. Dilerseniz öncelikle oraya gidebilirsiniz. Şimdi incelemeye başlayalım. The Hunt, arkasında güçlü isimlerin olduğu ancak buna rağmen vasatı yakalayamayan filmlerden birisi. Filmin bütçesi 14 milyon dolar, 16 milyon dolarlık bir hasılatı mevcut. Beklenenin bu olduğunu düşünmesem de yapımcıların hatta filmin tüm ekibinin, bu filmden hem kazanç olarak hem manevi olarak bir şey beklemediklerine eminim diyebilirim. Zaten pandeminin başında ortaya atılmasının sebeplerinden birisi de budur.

Bir film yapalım denilip denenmiş arkasından olmadı bu film nap’sak derken, pandeminin patlak vermesiyle, ortaya atalım izleyen izlesin denmiş gibi. Şimdi güçlü isimlerden birisi olan Damon Lindelof ile başlayalım. Kendisini herkes muhteşem TV serisi Lost ile hatırlıyor. Av filminin esas konusunu düşündüğümüz zaman Damon Lindelof bu film için umut veren, harika bir seçenek… Ancak ortada bir hikaye ne yazık ki yok.

The Hunt hikaye anlamında ne kendi türünün iyi bir örneği ne de içinde geçen absürt diyalogların hakkını verecek kadar ucundan karışık eleştiri yapabilecek bir film. İzlerken ne olup bittiğini karakterlerin tuhaf bakışlarını ve bin bir çeşit Amerikan korku-gerilim tarzındaki tuhaf tiplemelerden fayda sağlayamamış bir film. Klişelerden dahi beslenemeyen The Hunt filminde gördüğümüz hiçbir motivasyon yok. Ha var da çok saçma bir yere bağlanıyor desek o da tam değil.

Oyunculukları izlerken ufak çaplı krizler yaşadığımı da söyleyebilirim. Betty Gilpin’in o mimikleri bir süre sonra sinir bozucu bir hale geliyor. Buna ek olarak karakterini havalı yapmak için sokulan kalıpta çok sinir bozucuydu. Kısacası hiçbir hikayesi olmayan, oyunculukların çok kötü olduğu ve ek olarak filmin hiçbir motivasyonunun olmaması, The Hunt’ı benim gözümde vasat altı bir yapım yapıyor.  Birkaç basit kanlı aksiyon sahnesinden oluşan bir skeç gibi düşünebilir, zenginlerin fakirleri avladıkları güçlünün güçsüzü ezdiği bir hikayeyi “Arınma Gecesi” kadar bile anlatamamış olmaları oldukça garip.

The Hunt 2020 Film Oyuncuları:

Betty Gilpin – Crystal May Creasey
Hilary Swank – Athena Stone
Wayne Duvall – Don
Ethan Suplee – Gary

Yönetmen: Craig Zobel
Senarist: Nick Cuse – Damon Lindelof
Müzik: Nathan Barr
Bütçe: 14 Milyon Dolar
Hasılat: 16.3 Milyon Dolar

The post The Hunt 2020 Film İncelemesi ve Konusu appeared first on En Güncel Film Önerileri.

]]>
https://tuyann.com/the-hunt-2020-film-incelemesi-ve-konusu/feed/ 0
Into the Wild Film Konusu ve Yorumu: https://tuyann.com/into-the-wild-film-konusu-ve-yorumu/ https://tuyann.com/into-the-wild-film-konusu-ve-yorumu/#respond Tue, 24 May 2022 17:44:28 +0000 https://tuyann.com/?p=4968 Into the Wild Film Konusu ve Yorumu: Into the Wild film konusu, Into the Wild film yorumu şeklinde iki konuyu değindiğimiz içeriğimizde spoiler yoktur. Filmin seyir zevkini bozacak detaylar yer almamaktadır. Into the Wild film analizi ve film konusu kısmından önce sizlere filmle ilgili bir ön bilgi vermek istiyoruz. Öncelikle ülkemizde “Özgürlük Yolu” olarak bilinen […]

The post Into the Wild Film Konusu ve Yorumu: appeared first on En Güncel Film Önerileri.

]]>
Into the Wild Film Konusu ve Yorumu:

Into the Wild film konusu, Into the Wild film yorumu şeklinde iki konuyu değindiğimiz içeriğimizde spoiler yoktur. Filmin seyir zevkini bozacak detaylar yer almamaktadır.

Into the Wild film analizi ve film konusu kısmından önce sizlere filmle ilgili bir ön bilgi vermek istiyoruz. Öncelikle ülkemizde “Özgürlük Yolu” olarak bilinen film aslında “Vahşi Doğaya Doğru” anlamına gelmekte. 1996 Yılında yayınlanan Into the Wild kitabıyla aynı ismi taşıyor ve aynı şekilde uyarlanıyor. Kitapta filmde muhteşem bir hikayeye dayanıyor, bu hikaye Christopher McCandless’in gerçek hikayesi.

Kitabın yazarı Jon Krakuer filmde de Sean Penn ile birlikte senaryoda yer alıyor. Christopher McCandless’in etkileyici hikayesi hem kitap hem film olarak da oldukça başarılı.

Into the Wild filminin konusunda spoiler yoktur.

Into the Wild Film Konusu

Into the Wild filmi yukarıda bahsettiğim gibi Christopher McCandless’in gerçek hikayesinden uyarlanıyor. Chris, üniversiteden mezun olduktan sonra sürekli düşünülen ama asla gerçekleştirilemeyen bir eylemi gerçekleştiriyor. Birikim fonundaki tüm parayı bağışladıktan sonra tek başına muhteşem bir serüvene atılıyor. Alaska’ya gidip doğada tek başına yaşamak için çıktığı bu serüvende ona eşlik eden en kıymetli eşyaları kitapları.

Chris’in bu yolculuğa çıkma sebepleri ve dünya görüşü filmin kilit noktalarını oluşturuyor. Ailesi yönünden şanssız ve şanslı diyebileceğimiz bir kişi. Ailesi gayet varlıklı ve istediği her şeye neredeyse ona sunabilecek insanlar ancak ailenin sırları onu tüm her şeyden soğutuyor. Baskıcı diyebileceğimiz bir baba figürü yer alıyor hikayesinde ve ek olarak ailenin bazı sırları var. Bunlar spoiler olabileceğinden dolayı sırlara girmiyoruz.

Kısacası Chris, ailesinin istediği gibi üniversiteden mezun oluyor ancak buradan sonrasını devam ettirmek yerine kendi istediği gibi yaşamayı seçerek, vahşi doğada Alaska’da yaşamayı seçiyor. Seçtiği bu yaşama kendisine yeni bir isim koyarak başlıyor. O artık, Alexander Supertramp.

Chris’in yolculuğu sadece Alaska değil, oraya gidene kadar başından geçen tüm her şey hem gerçekten yaşanmış bu hikayeyi etkileyici kılıyor hem de daha bir anlamlı oluyor. Chris, yolda çeşitli insanlarla tanışıyor ve onlarla kısa süreli bazı şeyler paylaşıyor. Böylece serüven boyunca birçok karakterin hikayesine tanıklık ediyoruz.

İlgini Çekebilecek başka bir film önerisi: Gri Kurt Film Konusu

into-the-wild-film-konusu

Into the Wild Film Yorumu

Into the Wild film incelemesi yapacağımız bu kısımda filmle ilgili görüşlerimizi ve bazı detayları paylaşmış olacağız.

Başlangıçta diyebileceğim en net şey bu film benim için gerçek bir film diyebileceğim yapımlardan bir tanesi. Günümüz tarihinden baktığımız zaman biraz eskimiş gibi görünüyor olabilir ancak kesinlikle öyle bir şey yok. Bazı filmler bittiğinde, “Gerçekten bir film izledim az önce.” Diye düşünürüz. Bu film tam olarak o hissiyatı veren filmlerden bir tanesi.

Chris’in yaptığı şeylerin elbette bir anlamı var. Güç, para ve modern insanın modern yaşamının getirdiği hiçbir şey onun için önemli değil. Chris, sevgi eksikliği çeken bir genç ve bunun kaynağı elbette ailesi ve çevresi. Varlıklı bir aileden geliyor olmasına rağmen elinde bulundurduğu güç ve paranın kendisi için hiçbir şey ifade edememesi belki de onun içinde bir sorundu. Ancak hayatın anlamını ya da hayatı yaşamanın nasıl değerli bir şey olacağı sorusu daha önemliydi.

Chris, bu soruyu cevaplamak ve elbette kendisini ifade edebilmek için bu 2 yıllık serüvene atılıyor. Filmin gerçekçiliği sadece hikayeden değil, Sean Penn’inde katkılarıyla sağlamlaşıyor. Abartı olan hiçbir durumun olmadığı gerçekçi ancak bir o kadar sıcak ve güvenilir bir hikayenin zeminleri bu şekilde hazırlanıyor.

Film Chris’in yolculuğunu bölümlere ayırarak sunuyor. Burada kendini gerçekleştirme diyebileceğimiz kısma kadar birçok anlamda insan hayatına paralel giden öğretiler ile birlikte bu genç adamın hikayesine tanıklık ediyoruz. İlk bölümlerde Chris ne istediğine karar veriyor diyebilirim. Ya da bir şeyleri fark ediyor ve hayatın böyle olmaması gerektiğini sorguluyor. Burada kazandığı farkındalığı onun cesaretiyle birleştiğinde bu serüvene atıldığını gözlemliyoruz.

Chris’in yolculuğu doğaya dönüş olarak düşünülse de biraz da kaçış oluyor. Chris, tüm her şeyden, hayatındaki tüm olumsuzluklardan ve kargaşalardan doğaya doğru kaçıyor.

Alaska’ya ulaşmadan yolda yaşadığı şeyler bir o kadar kıymetli. Karşısına çıkan bütün herkes son derece gerçek ve samimi hikayelere sahipler. Tüm bu yan karakterlerin filmi olan katkısı gerçekten çok büyük. Chris’in bu yolculukta onlardan kazandığı birçok öğretinin yanı sıra muhteşem deneyimler tadıyor. Asla yapmasına gerek olmayan ve normal şartlarda yapmayacağı işleri deneyimliyor, yolculuk seçimi olarak kaçak trene biniyor. Tüm bu yeni deneyimler, onun kendisini keşfetmek ya da kendisini aramak için çıktığı bu yolculukta, inanılmaz bir katkı sağlıyor.

İlgini çekebilecek başka bir film önerisi: Kurdun Derisi: Bajo La Piel de Lobo

into-the-wild-film-incelemesi

Into the Wild İncelemesi spoiler bölüm

Chris, mutluluğun anlamını ararken sık sık onun bu konuyla ilgili görüşlerini de izliyoruz. Örnek olarak “her şey mutluluk olabilir, doğada olabilir, mutluluk sadece bu değildir.” Tarzında bazı replikleri var ancak aklıma şu an gelmiyor. Chris, kendini ve mutluluğu aradığı bu yolculuğun son kısmında Alaska’ya uğrayacak. Filmin vahşi doğada hayatta kalma kısmını ilgilendiren bu son sahnede insanların yalnızlığıyla ilgili harika gösterimler mevcut. Yalnızlığı zaten bu yolculuğa çıkarak kendisinin seçtiği aşikar bir şey. Mutlu olma kısmına gelirsek, Chris’in Alaska’da aslında mutlu olduğunu görebiliyoruz ama bu mutluluk elbette sonsuza kadar sürmüyor. Chris, bana kalırsa filmin son bölümünden önce aradığı zaten bulmuştu ve Alaska’ya da mutlu olarak gitmişti. Alaska’ya giderken doğru dürüst hazırlanmadığını biliyoruz ve bunu kendisinin seçip seçmediği biraz karışık. Bu serüvenin son haresi olan Alaska için filmde bazı küçük denemeler yapmıştı, tırmanış gibi. Ancak erzak yönünden yanında sadece doğru hatırlıyorsam 5 kilo pirinç ve birkaç şey daha almıştı. Ek olarak, son otostop çektiğinde kendisini oraya bırakan kişinin dediklerine göre, Alaska şartlarına uygun değildi. Hatta adam ona bir çizme vermişti.

Yani Chris, kıyafet olarak, erzak olarak kesinlikle Alaska’da vahşi doğada hayatta kalmak için hazırlanmamıştı. Ama hikayesinde, kendini arama ve mutluluğu bulma kısmında aslında Alaska için hazırlanıyordu yani en azından ruhen. Hayatındaki mutsuzluğa, ailevi sorunlarına karşı kendisini bu yolculukla ifade ediyordu.

Chris’in yanına aldığı kitaplarda Alaska üzerine okumalar yapmanın yanı sıra Jack London okuduğunu da görüyoruz. Bu muhteşem yazarın da kendisine bir şekilde ilham verdiği zaten açık. Hatta filmde “Vahşetin Çağrısı” kitabını okurken kendisini görmüştük.

Chris’i çağıran vahşi doğa kendisine muhteşem bir hoşgörüyle yaklaşacak değildi ve öyle de oldu. Alaska’da kaldığı 4 ay boyunca yalnızlığı ve mutluluğu üzerine düşünürsek, Christopher gerçekte de bu yolculuğu bitirmek istemiş ancak yapamamıştı. Filmde de bunu görüyoruz zaten. Yeteri kadar bilgisinin olmaması, cesareti ve zekasıyla çıktığı bu yolculuktan dönmesine engel oldu.

“Mutluluk sadece paylaşınca gerçektir.”

Into the Wild Film Oyuncuları

Emile Hirsch – Christopher McCandless
Marcia Gay Harden – Billie McCandless
William Hurt – Walt McCandless
Jena Malone – Carine McCandless
Catherine Keener – Jan Burres
Brian Dierker – Rainey
Vince Vaughn – Wayne Westerberg
Zach Galifianakis – Kevin
Kristen Stewart – Tracy
Hal Holbrook – Ron
Steven Wiig – Ranger Steve Koehler
Jim Gallien – Kendisi

Emile Hirsch’ın filmin çoğunluğunda yalnız başına oynadığından kendisine bir parantez açmak lazım gelir. Emile, bu rolü tam anlamıyla yaşayarak oynuyor. Emile karakterin her bir duygusunu gerçekçi bir şekilde yansıtırken, Christopher rolüne ne kadar iyi girdiğini gösterecek bir özgüvenle oynamış. Özellikle McCandless’in son sahnesine oyunculuğuna bayıldığımı söyleyebilirim.
Yönetmen: Sean Penn
Yapımcı: Sean Penn
Senarist: John Krakauer – Sean Penn
Eser: Into the Wild (Jon Krakauer)
Müzik: Eddie Vedder

Filmin etkili olmasının başlıca sebeplerinden birisi de Sean Penn elbette. Filmde sunulan görsellik harika diyebileceğim türden ve kamera bu filmde çok şey anlatıyor!

Bu tarz film önerileri için: film önerileri

The post Into the Wild Film Konusu ve Yorumu: appeared first on En Güncel Film Önerileri.

]]>
https://tuyann.com/into-the-wild-film-konusu-ve-yorumu/feed/ 0
Doctor Strange in the Multiverse of Madness İncelemesi https://tuyann.com/doctor-strange-in-the-multiverse-of-madness-incelemesi/ https://tuyann.com/doctor-strange-in-the-multiverse-of-madness-incelemesi/#respond Sun, 08 May 2022 18:26:42 +0000 https://tuyann.com/?p=4953 Beklentimin altında kalsa da benim keyif aldığım ve beğendiğim Doctor Strange in The Multiverse of Madness incelemesine hoşgeldiniz. İyisiyle kötüsüyle herşeyini konuşacak ve fikrimi belirtip sonlandıracağım yazıyı. • Öncelikle beklentimizi mcu’nun şuana kadarki en karanlık ve farklı filmini izlemiş olma konusunda karşıladığını düşünüyorum. Filmin korku sahneleri vaat edildiği gibiydi ki zaten biz Disney’in belirli bir […]

The post Doctor Strange in the Multiverse of Madness İncelemesi appeared first on En Güncel Film Önerileri.

]]>
Beklentimin altında kalsa da benim keyif aldığım ve beğendiğim Doctor Strange in The Multiverse of Madness incelemesine hoşgeldiniz. İyisiyle kötüsüyle herşeyini konuşacak ve fikrimi belirtip sonlandıracağım yazıyı.
dr-strange-2-incelemesi
• Öncelikle beklentimizi mcu’nun şuana kadarki en karanlık ve farklı filmini izlemiş olma konusunda karşıladığını düşünüyorum. Filmin korku sahneleri vaat edildiği gibiydi ki zaten biz Disney’in belirli bir sınırda korku ögelerine izin vereceğini biliyorduk. Raimi’nin de bu sınıra kadar çok iyi bir şekilde ilerlediğini ve yapabildiğinin en iyisini yaptığını düşünüyorum.
• Filmin açılış sahnesi çok güzel, sonunda seyirciye açıklama gereği duyulmadan bir filmi başka bir evrende başlatabilmelerine çok sevindim. Hikayenin giriş kısmının başarılı olduğunu düşünüyorum. Snap’in Strange’de bıraktığı etkilere ve yaşadığı duygusal çöküntüye şahit olduk. Karakterlerin duyguları güzel yansıtılmış bence lakin ilerleyen kısımlarda bundan yakındığım olacak.
dr-strange-2-incelemesi
• Strange’in ilk vs sahnesinde kullanılan dekorun Raimi’nin dokunuşlarıyla yapıldığı çok belli oluyor bu da harika bir nostalji yaşatmış, her an iki bina arasından Spider-Man çıkıp gelecekmiş gibi hissettim. Bu açıdan şanslı olduğumuzu düşünüyorum umarım Raimi evrende kalmaya devam eder. Strange’in vs sekanslarını övmeye burada başlayabilirim. Karakter bu açıdan çok güzel kullanılmış ve geliştirilmiş. Özellikle Evil Strange ile attığı vs şuana kadar izlediklerim arasında en iyilere yerleşti. Müzikle kombinasyonu muazzam olmuştu sahnenin. Aynı şekilde zombi Strange’i kullanarak kuralları yıkması, kötü ruhları kontrol altına almasına bayıldım. Yine de bu iki sahne de daha uzun olabilirdi, filmin genel kırıklığı size yaşattığı duyguları hep yarım bırakmasından da kaynaklı bu yüzden.
• Karakterin kullanımından bahsetmişken bu kısımda incelemelerini yapmak isterim. Filme gitmeden önce gördüğüm yorumlardan dolayı Strange’in, Natasha’nın kendi filmi olan Black Widow’da Yelena’nın gerisinde kalışı gibi harcandığını düşünmüştüm. İzledikten sonra abartıdan başka bir şey olmadığını gördüm. Strange nerf yese neyse de, ikisi de güçlü karakter, evet Strange normalde daha tecrübeli ve Wanda ile mücadele edebilir ve alt edebilir karakteri. Ama unuttuğunuz nokta, birinde lanetli bir kitap varken diğerinde yok. Birinin gözü dönmüş ve bütün etik kuralları çiğnemeye başlamışken diğeri halen hero konumunda. Zaten aylar öncesinde Wanda’nın da Strange kadar gözükeceğini söylemişlerdi bunun nedeni de antagonist olması karakterin. Hatırlarsanız Civil War da Cap’in filmiydi ama Tony ile beraber paylaşmışlardı çünkü konu ikisinin ters düşmesiydi. Burada da aynısının daha beter hali var. İkisi de güçlerinin doruklarına çıktı, bu çok harika bir durumdu. İkisinin sorunlarına da çok güzel değinilmişti. Filmdeki çatışmalar bu duygusal savaşlar üzerine kurulmuş, Strange’de Christine, Wanda’da ikizleri gördük. İkisi de bu kişileri kaybettiği zaman aklını kaçırıyor ve filmin sonunda ikisi de bu zayıflıktan vazgeçerek gelişim sağlıyor. Harcanan Strange bu muydu gerçekten… Bir de 60 yıllık karakter olan Wanda’nın sjw kitlesine hizmet ettiğini söyleyenler olmuştu, karakter kadın ve güçlü diye sanırım sjw etiketi, bence gerçekten saçma. Wanda konusunda yapacağım tek eleştiri şu olacak: her ne kadar ben kendisini antagonist olarak izlemeyi sevsem de, bu kötülüğün arkasında çok daha büyük kötü bir güç çıkmalıydı. Çünkü gözü dönmüş Wanda konseptini WandaVision’da da görmüştük zaten.
dr-strange-2-scarlet-witch
• Bu maddenin ardından incelemek istediğim diğer husus da duyguların fazla odak noktası olması. Ben Wanda’nın bir süre sonra güç bağımlısı olmasını isterdim. Mesela “Başka evrenlerde tedavi bulabilmek için Chavez’in güçlerini almalıyım” gibi bir cümledense “Oğullarıma sonsuz evrenler vaat etmek istiyorum” gibi daha güç arzusu barındıran bir cümle kurabilirdi. Tabii bu benim kişisel fikrim sadece.
• Karakterleri America Chavez’i konuşmadan bitirmek istemiyorum, gerçekten şüphelerim vardı üzerinde ama aşırı tatlı bir karakter olmuş. Sinir bozan velet karakterlerden değil, rol de çalmamış gücü de dengeli. Yeni phase’de evrene dahil olan karakterler arasında daha önce Yelena Belova, Kate Bishop ve Sylvie karakterlerinden hiç hoşlanmamıştım. America’nın da böyle çıkma ihtimali beni korkutmuştu, neyse ki sevdiğim bir karakter oldu.
dr-strange-2-amerika
• Şimdi filmde en çok sinir olduğum kısma gelelim: Illuminati. Tamam bu karakterler varyant, ölmüş olsalar bile bir başka varyant veya varyantlarını kesin göreceğiz zaten. Ama böyle potansiyel sahibi bir filmde ve sahnede, bu karakterlerin hakkı neden verilmedi? Peggy Carter, Scarlet Witch ile dakikalarca mücadele edebilirken Black Bolt’un kafasını ezmek neden? Ölümler çok brutaldı, çok kaliteliydi bu konuda haklarını verelim. Ama Wanda’nın zihninde Prof X ve Scarlet Witch’in mücadele ettiğini görebilecekken bu potansiyel neden harcandı? Peggy, her darbeye dayanırken Cap Marvel’ın heykel altında ezilmesi neden? John Krasinski’nin hakkı bu sahne miydi gerçekten… Eğer kesilen sahnenin bir kısmı buradansa ki muhtemelen buradan, eleştirilerim sertleşecek…
• Filmin isminin hakkını vermediğini söyleyenler de çok oldu. Katılıyorum. Filmin reklam süreci, trailerlar teaserlar ve filmin ismi çok daha büyük bir olay vaat ediyordu ancak şunu da söylemek isterim ki bu aynı zamanda bir karakterin devam filmi. Ana karakterin ve kötü karakterin üzerine odaklanmaları çok normal bence. Zaten phase’in başındayız ve ileride daha da çok göreceğiz multiverse konseptini.
• Cameo konusundaki serzenişlerin de bir kısmına katılıyorum. Elbette bu filmde Wolverine, SM (Tobey), Quicksilver ve hatta Blade gibi karakterleri beklemek saçmalıktı. Tüm sevilen karakterleri aynı filmde göstermek gibi bir mantıksızlığı kimse yapmaz. Ayrıca Spider-Man multiverse konseptini daha yeni keşfettiği için filmde olmasının mantıksız olacağını düşündüğümü de daha önceden söylemiştim. Asıl kızdığım cameo muhabbeti elbette ki Tom Cruise. Ultronlar varken Iron Man’in olmamasını kabul edemem ben. Ayrıca Superior Iron Man üzerinden tweet bile atarak promosunu yapmışken ve çıkıp da olmayacak dememişken bu konunun üzerine bu kadar kolay yatamazlar. Eksikliği hissediliyordu karakterin. Kesinlikle olmalıydı, 3 4 dakika oynamam demişse 20 25 dakikalık sahne yazsaydınız. Niye ultronlar vardı o zaman diye sorarlar o zaman. En azından adı geçseydi bari…
• Filmde ayrı ayrı hoşuma giden diyalog ve sahneler çok oldu. Ben bazı filmleri çok boş show kesme sahneleri var hiçbir ağırlığı yok diye eleştiririm, bu filmde o yoktu. Strange’in balkondan atlamasından tut Chavez’in açtığı portallara, oradan Wanda’nın havada süzülüşlerine kadar her aksiyon sahnesinin hakkı verilmişti. Diyalog olarak da Strange’in Wanda’ya “çocuklarını büyüyle yarattın” demesinin ardından Wanda’nın “her anne öyle yapmaz mı” şeklinde cevap vermesine özellikle hayran kaldım.
• Danny Elfman’ı ve Sam Raimi’yi tebrik ediyorum, yine mükemmel bir işbirliği sergilediler. Zaten fark ettiyseniz tüm olumsuz eleştirilerim senaryo ve senarist üzerine oldu. Bazı kısımlar akıp gitmişti ama bazılarında da Loki’nin senaristinin dokunuşları çok belliydi. Keşke böyle sağlam bir yönetmene daha kaliteli bir senaryo verilseymiş. Bakın iyi demiyorum, daha kaliteli diyorum çünkü ben hazırdaki senaryoyu da güzel buldum. Elbette Raimi de müdahale edebilirdi tabii, kendisi zaten kötü ya da yetersiz olmuşsa kabullenen bir yönetmen, eminim ki ilerleyen günlerde film üzerine açıklamalar yaparak aydınlatacaktır bizi.
• Sonuç olarak; film Infinity War’un yanındaki yerini alabilecekken bu saydığım hatalar ve eksikler yüzünde onun altında kalmış. Kötü mü? Hayır, değil. Peki ya iyi mi? Evet iyi. Ama bu mükemmel olması gereken bir filmdi. Çünkü hem ismi çok şey vaat ediyor, hem de yönetmeni çok kaliteli. Filmin güzel yönlerinin konuşulması taraftarıyım, başarılı noktalar varsa göz ardı edilmemeli. Ancak böyle büyük bir event filmini eleştirmeliyiz ki hak ettiğimizi görelim.
• Doctor Strange in The Multiverse of Madness, kaliteli çekim açılarına sahip bir film oldu. En önemlisi de Marvel sinematik evreninin artık karanlık tonlara sahip olması gereken filmlerde, Disney’in izin verdiği müddetçe korkunçlaşabileceğini gösterdi. Umarım ki filmin hak ettiği olumlu daha da önemlisi olumsuz eleştiriler yerli yerinde olur ve seyirciler olarak artık sesimizi şirketlere duyurabilir ve ileride potansiyelinin hakkını veren filmleri izlemeye devam edebiliriz.
dr-strange-2-incelemesi
Puanına gelirsek, 7 ve 7.5 arası bir puan bu film için ideal olacaktır. Yönetmeni Sam Raimi yerine yetersiz ve başarısız birisi olsa ve çekimler de kötü olsaydı bu puan 6’ya düşerdi, bunu da belirtmeden geçemeyeceğim.

The post Doctor Strange in the Multiverse of Madness İncelemesi appeared first on En Güncel Film Önerileri.

]]>
https://tuyann.com/doctor-strange-in-the-multiverse-of-madness-incelemesi/feed/ 0
Deep Water (2022) Film İncelemesi ve Konusu https://tuyann.com/deep-water-2022-film-incelemesi-ve-konusu/ https://tuyann.com/deep-water-2022-film-incelemesi-ve-konusu/#respond Fri, 18 Mar 2022 13:25:30 +0000 https://tuyann.com/?p=4924 Deep Water (2022) Film İncelemesi ve Konusu – Ben Affleck, Ana De Armas Merhaba, bu içeriğimizde Deep Water film incelemesi ve Deep Water film konusu yer alıyor. Amazon Prime üzerinden yayınlanan Deep Water filmi hakkında bütün bilgilere buradan erişebileceksiniz. Geçtiğimiz yıllarda, Deep Water filmi birkaç kez ertelendi ve en son Hulu’da yer aldı ardından da […]

The post Deep Water (2022) Film İncelemesi ve Konusu appeared first on En Güncel Film Önerileri.

]]>
Deep Water (2022) Film İncelemesi ve Konusu – Ben Affleck, Ana De Armas

Merhaba, bu içeriğimizde Deep Water film incelemesi ve Deep Water film konusu yer alıyor. Amazon Prime üzerinden yayınlanan Deep Water filmi hakkında bütün bilgilere buradan erişebileceksiniz.

Geçtiğimiz yıllarda, Deep Water filmi birkaç kez ertelendi ve en son Hulu’da yer aldı ardından da Amozon Prime üzerinden global olarak yayınlandı. Bugün Amazon Prime üzerinden izleyebileceğiniz Deep Water filminin konusu ve oyuncuları aşağıda.

Deep Water Film Konusu

Deep Water film konusu bölümünde spoiler yoktur.

Deep Water, aynı isimli romandan uyarlanan psikolojik-gerilim filmi. Filmde, eşiyle arası pek iyi olmayan Vic Val Allen (Ben Affleck) ve onun sürekli yeni heyecanlar arayan, monoton hayattan sıkılmış eşi Melinda Van Allen (Ana De Armas) hayatlarına konuk oluyoruz. Deep Water filmi konu olarak bu birbirinden farklı insanların hikayesini anlatıyor. Melinda, eşi Vic’e göre oldukça farklı bir kadın. Hatta bu farklılık onun başka erkeklerle birlikte olmasına kadar gidebiliyor. Vic bunlara göz yumar gibi bir imaj çiziyor ve hatta bir nevi göz yumuyor diyebiliriz.

Bu bitmiş durumdaki evliliği kurtarmak isteyen Vic, karısına göre oldukça sıkıcı ve sıradan bir insan. Bunu sürekli vurgulayan Melinda, en sonunda Vic’in sıra dışı taraflarının ortaya çıkmasını sağlıyor. Filmin konusu genel itibariyle, saplantılı bir adam olan Vic’in yaptığı şeyler diyebilirim.

deep-water-film-konusu

Deep Water Film İncelemesi

Deep Water film incelemesi bölümünde, konu kısmında olduğu gibi spoiler yoktur.

Filmin fragmanlarından beri bekleyen birisi olarak aşağı yukarı bu tarz bir iş çıkacağını tahmin ediyordum. Film, psikolojik gerilim ve erotik türünde yer alıyor. Bu tarz filmler ya çok iyi olur ya çok kötü genellikle ortasına az rastlanır. İşte Deep Water, bu ortada kalan yapımlardan birisi olmayı başarmış.

Film için ne kötüydü ne iyiydi diyemem, zaten hikayesi buna elverişli değil. Sonuç olarak hikaye olabildiğince iyi işlenmiş görünüyor. Filmdeki erotizm çok yüksek değil ve gerilim de orta seviyede ilerliyor. Bunun dışında birçok sahnede biz aslında Vic’in psikolojisiyle uğraşıyor gibiyiz.

Film teknik anlamda görüntü olarak güzel görüntüler sunuyor ve filmin yönetmeni, Adrian Lyne tam olarak klişelerden yararlanmamış. Bu da filmin uzun süresinde birazcık sıkıyor. Gerilim filmlerinde şahsi fikrim kamera kullanımının çok önemli olduğu yönünde.

Deep Water’da öyle muhteşem bir anlatımla beni geren sahneler olmadı. Ancak bazı olaylarda gerçekten kameranın kullanımını beğendiğimi söyleyebilirim. Özellikle Ana De Armas’ı kapsayan birkaç sahnede kamera kullanımıyla güzel bir anlatım sergilenmiş. Bunlardan birisi Ana De Armas’ın sarhoş olduğu sahnelerin birisinde yer alıyor.

Kısacası ortalama bir film olan Deep Water, farklı bir tür izlemek isteyenler için izlenebilir. Bu filmde, Ben Affleck’in bazı halleri Gone Girl filmine benziyor. Hatta filmin sonu ve başındaki sekansta onu andırıyor, elbette film asla bir Gone Girl kalitesinde değil.

Gone Girl Film Konusu, buradan ulaşabilirsiniz.

Genel olarak Deep Water film yorumu: Film ortalama bir psikolojik gerilim filmi, bazı sahnelerde bu gerilimi oldukça iyi hissedebiliyoruz, bunun dışında erotik sahnelerde tahmin ettiğim gibi pek cesur olunmamış ancak bu bir eksik değil filmin ana amacı olan gerilim sağlanabiliyor. Bunun dışında filmin müzikleri çok iyiydi hatta bazı noktalarda film bu müzikle doruklara ulaşamadı. Bunun sebebi müziğin filmden daha iyi olması olabilir. Genel bugün farklı bir şeyler izleyeyim derseniz, film sizi üzmeyecektir. Ancak bu tarz ağır ve yavaş filmlerden hoşlanmıyorsanız, uzak durun.

Deep Water (2022) Oyuncular ve Yönetmen

Ben Affleck – Vic Van Allen
Ana De Armas – Melinda Van Allen
Tracy Letts – Don Wilson
Dash Mihok – Jonas Fernandez
Lil Rel Howery – Grant
Finn Wittrock – Tony Cameron
Jacob Elordi – Charlie De Lisle
Rachel Blanchard – Kristin Peterson
Brenden C.Miller – Joel Dash
Kristen Connolly – Kelly Winston

Yönetmen: Adrian Lyne
Senaryo: Zach Helm – Sam Levinson
Uyarlama: Deep Water – Patricia Highsmith
Müzik: Marco Beltrami

Deep Water filmini nereden izleyebilirim?
– Amazon Prime üzerinden izleyebilirsiniz.

The post Deep Water (2022) Film İncelemesi ve Konusu appeared first on En Güncel Film Önerileri.

]]>
https://tuyann.com/deep-water-2022-film-incelemesi-ve-konusu/feed/ 0
Yeni DC Filmleri Vizyon Tarihleri, 2022 DC Filmleri https://tuyann.com/yeni-dc-filmleri-vizyon-tarihleri-2022-dc-filmleri/ https://tuyann.com/yeni-dc-filmleri-vizyon-tarihleri-2022-dc-filmleri/#respond Thu, 10 Mar 2022 08:55:59 +0000 https://tuyann.com/?p=4918 Yeni DC Filmleri Vizyon Tarihleri, 2022 DC Filmleri DC sinematik evrenine dahil olan filmlerin tarihleri değişti. Ertelenen filmlerin yeni vizyon tarihleri içeriğimizde yer alıyor. DC 2022 için oldukça dolu bir takvim sunarken, bu takvimini değiştirerek vizyon tarihlerinin bazılarını öne bazılarını ileri aldı. DC’nin Yeni Çıkacak filmlerinin vizyon tarihleri: Black Adam filmi ne zaman? Dwayne Johnson’ın […]

The post Yeni DC Filmleri Vizyon Tarihleri, 2022 DC Filmleri appeared first on En Güncel Film Önerileri.

]]>
Yeni DC Filmleri Vizyon Tarihleri, 2022 DC Filmleri

DC sinematik evrenine dahil olan filmlerin tarihleri değişti. Ertelenen filmlerin yeni vizyon tarihleri içeriğimizde yer alıyor. DC 2022 için oldukça dolu bir takvim sunarken, bu takvimini değiştirerek vizyon tarihlerinin bazılarını öne bazılarını ileri aldı.

DC’nin Yeni Çıkacak filmlerinin vizyon tarihleri:

Black Adam filmi ne zaman?

Dwayne Johnson’ın Shazam’ın anti-karakteri Black Adam rolüyle karşımıza çıkacağı, Black Adam filmi 21 Ekim 2022 tarihine ertelendi. Böylece Black Adam filmi iki aydan daha ileri bir tarihe atılmış oldu.

Aquaman 2 filmi ne zaman?

Jason Momoa’nın başrolde yer aldığı Aquaman filminin vizyon tarihi 16 Aralık’tan 17 Mart 2023’e ertelendi.

The Flash vizyon tarihi:

The Flash filminin vizyon tarihi Kasım 2022’den 23 Haziran 2023’e ertelendi. Ezra Miller’in senaryosunu kaleme alıp başrolde oynayacağı merakla beklenen Flash böylece çok fazla kez ertelenmiş oluyor.

Shazam! Fury of the Gods vizyon tarihi

DC’nin takviminde uzun görmediğimiz Shazam 2 filmi ise 2022 Aralık’a yerleştirildi. Böylece Aquaman 2 filminin yerine DC’nin Aralık ayı için sunduğu film olacak. Esasında bu vizyon tarihlerini değiştiren Warner Bros.

DC Süper Evciller Takımı ne zaman?

DC’nin süper evciller animasyon filmiyse 20 Mayıs yerine 29 Temmuz 2022’ye ertelendi. Böylece DC tüm takvimini baştan sona değiştirmiş oldu.

DC Filmlerinin vizyon tarihleri neden değişti?

Aquaman 2 filminin vizyon tarihi muhtemelen Disney’in takviminde yer alan Avatar 2 ile kesiştiği için değişti. Ancak burada ortaya büyük bir problem çıkıyor. The Flash filmiyle DC genişletilmiş evreninin düzeltilmesi bekleniyor. Şu an DC Sinematik evrenine çöken belirsizliğin çözümü Flash ne kadar çok ertelenirse genişletilmiş evren gecikmeye devam edecek.

Ayrıca Shazam 2 ortalıkta görünmeyen bir yapımken yine ilk filmi gibi Disney’in büyük gişe potansiyeli filmlerinin önüne atılıyor. Böylece Warner Bros, düşük bütçeli Shazam! filmiyle Aralık ayını boş geçmemiş oluyor. Tuyann.com sitemizde film tavsiyesi almak için: film önerileri 

The post Yeni DC Filmleri Vizyon Tarihleri, 2022 DC Filmleri appeared first on En Güncel Film Önerileri.

]]>
https://tuyann.com/yeni-dc-filmleri-vizyon-tarihleri-2022-dc-filmleri/feed/ 0
The Batman İncelemesi: Hikayesi, Süresi Kadar Büyük Değil https://tuyann.com/the-batman-incelemesi-hikayesi-suresi-kadar-buyuk-degil/ https://tuyann.com/the-batman-incelemesi-hikayesi-suresi-kadar-buyuk-degil/#comments Sun, 06 Mar 2022 10:34:17 +0000 https://tuyann.com/?p=4899 The Batman İncelemesi: Hikayesi, Süresi Kadar Büyük Değil The Batman incelemesi spoilersızdır. Uzun zamandır kavuşmayı beklediğimiz The Batman filmine sonunda kavuştuk. Matt Reeves’ın vizyonunu tamamladığını görmek sevindiriciydi. The Batman film yorumları, The Batman film incelemesi içinde, önce filmi genel hatlarıyla ele alacağız ve sonrasında, Robert Pattinson’ın rolde nasıl olduğuna değineceğiz. Vakti olmayanlar için The Batman […]

The post The Batman İncelemesi: Hikayesi, Süresi Kadar Büyük Değil appeared first on En Güncel Film Önerileri.

]]>
The Batman İncelemesi: Hikayesi, Süresi Kadar Büyük Değil

The Batman incelemesi spoilersızdır.

Uzun zamandır kavuşmayı beklediğimiz The Batman filmine sonunda kavuştuk. Matt Reeves’ın vizyonunu tamamladığını görmek sevindiriciydi. The Batman film yorumları, The Batman film incelemesi içinde, önce filmi genel hatlarıyla ele alacağız ve sonrasında, Robert Pattinson’ın rolde nasıl olduğuna değineceğiz.

the-batman-incelemesi-

Vakti olmayanlar için The Batman film yorumu özeti: Eksisi artısıyla iyi denilecek bir dedektiflik hikayesi, güzel müzikler ve muhteşem bir sinematografi sunuyor. Bunun yanı sıra, Matt Reeves’ın Batman’i ele alış biçimine Robert Pattinson iyi bir uyum sağlıyor. Batman rolüne yakışıyor. Vahşi ve sert dövüşen, karizmatik ve ciddi bir Batman filmde yer alıyor. Gotham, muhteşem tasvir ediliyor ve harika bir atmosfer sunuyor. Bunun yanı sıra hikayenin 3 saatlik süreyle yeterince dolu olmayışı, süreye rağmen kopukluklar olması filmin en büyük sorunlarından birisi. Bu sorunlar öyle ki temelde filmin bütün amacına bir saldırı düzenliyor ve muhteşem sonuçlanabilecek hikayeyi resmen yırtıp atıyor… Matt Reeves’ın yönettiği, Robert Pattinson’ın oynadığı The Batman filminin maalesef hikayesi, süresi kadar büyük değildi…

The Batman Film İncelemesi

The Batman, bize sinemada görmek istediğimiz Batman’i vermek için doğru temelleri atan ancak tam anlamıyla başarıya ulaşamayan bir yapım. Bunu başta belirtmek istiyorum. Filmde Batman’in dedektiflik yönlerine değinileceğini vizyona girmeden önce biliyorduk. Bunun için oldukça heyecanlıydım ancak bu dedektiflik hikayesinin yarı yarıya iyi olduğunu söylemem gerekiyor.

Matt Reeves’ın, The Batman için yazdığı dedektiflik hikayesi, karakterin külliyatına tam olarak uygun ilerlemiyor. Batman, her ne kadar tek çalışmaya yönelik yazılmış olsa da yardım aldığını görüyoruz. Zaten bu beklenmeyen bir şey değil ancak dedektiflik yaparken daha doğru sonuçlara kendi başına daha farklı ulaşması gerekiyordu. Gereken yerlerde yardım alması normal ancak malum bilmecenin inatla o yöne yorumlanması saçmaydı. (izleyenler bu kısmı anlayacaktır, spoiler olmaması için detay vermiyorum.)

Yine de genel anlamda beyazperde de bu şekilde dedektiflik yapan bir Batman görmemiştik, Matt Reeves, karakteri ele alış biçiminde Batman’in bu yönünü ortaya çıkarmış. Standart sinema izleyicisi gözüyle de başyapıt olmasa da güzel bir hikayeye dönüşmüş.

Filmde gördüğümüz Bruce Wayne, şimdiye kadar belki de en depresif yorumdu. Reeves, burada daha cesur adımlar atmaya çalışmış ve milyarder Bruce Wayne’i çok fazla travmayla yoğurmuş. Elbette, Bruce’un travmaları alışık olduğumuz bir şey. Üstünden hiçbir şekilde atmadığını ve bazı hassasiyetlerinin bu çocukluk travmasından kaynaklandığını biliyoruz.

Batman’in karanlık yapısını Bruce üzerinde aşırı travmatik olarak göstermek ve onu bitmek bilmeyen bir bunalıma sokmak, Bruce Wayne’in bazı yönlerinden uzak olmasını sağlamış.

Genel hatlarıyla karakter Batman’e uygun yazılmış olmakla birlikte, Reeves’ın bu konudaki yorumunu beğendim. Sonuç olarak hem Bruce Wayne’e uzanan hem de Batman’e uzanan travmalar ve bu hüzünler, vahşi ve korkunç bir Batman ortaya çıkartıyor. Bu da aslında bizim istediğimiz, karanlıkların adamı, az konuşan çok iş yapan Batman’e dönüştürme yolunun başlangıcı.

The Batman Film Yorumu, Matt Reeves’ın Kötüler Şöleni?

Hikayenin ana hatlarında Bruce Wayne aşırı geri planda kalıp 2 saat 55 dakikalık sürede yeterince işlenmemiş, bunun yerine bolca Batman gösterilmiş. Bu konuda hikayeye yardımcı olması açısından Bruce Wayne’in yararlı olabileceği konular başka şekilde kullanıldı. Bunlarla ilgili birçok fikir üretmek mümkün ancak Reeves’ın vizyonu bu şekilde ilerliyor… Bu sebepten ötürü, neden Bruce Wayne’i böyle kullandın demek yerine, bu şekilde ne kadar verimli olmuş, filmde ne kadar iyi durmuş onu yorumlamak lazım.

Genel hatlarıyla hikaye güzel bir kötü karakter barındırıyor ancak bu noktada karakterden doğan değil, filmin genel motivasyonundan doğan eksiklikler mevcut. Riddler, ilk film için Reeves’ın seçtiği düşman. Düşman seçimi güzel ancak Reeves’ın bize yıllar önce söylediği, “kötüler şöleni…” bunu pek göremedik. Evet, filmde Falcone ve Penguin vardı ancak onları bir suç işlerken ya da gerçekten korkulması gereken kimlikler olarak sığ bile olsa tatmin eden bir yorum yapılmadı.

the-batman-riddler

Bu yüzden Reeves’in kastettiği kötüler şöleninin, Gotham üzerindeki suçluları göstermek olduğunu görmüş olduk. Olsun, Reeves, çocukluğundan beri göstermek istediği Batman’i sunuyordu sonuçta 😉

Riddler’ın motivasyonu ve onun adımlarının sonuçlarıyla ilgili spoiler olmadan konuşmak maalesef mümkün değil. Bu yüzden kısaca aktaracak olursam, Riddler DC için harika bir kötü karakter olma potansiyeliyle açılış yapıyor ancak maalesef sonuca ulaşmıyor.

Hikayenin temel sorunları aslında burada yer alıyor ve Reeves’ın 3 saatlik anlatımı bu yüzden yeterli kalmıyor.

The Batman filmi Teknik Açıdan ne sunuyor?

Filmi teknik anlamda ele alacak olursak film gerçekten muazzam bir sinematografi sunuyor. Bu gerçekten izleyiciyi bazı noktalarda filmin mükemmel olduğuna inandırabilir. Reeves, bolca sinematografi kasmış ve bunun sonucunda, “İşte ben Matt Reeves ve ben gerçek bir film yapımcısıyım.” Demiş Bolca epik sekans barındıran filmin aksiyon sahnelerine gelecek olursak, burada Batman’in 2 yıllık bir amatör olduğunu rahatlıkla görüyoruz.

the-batman-inceleme

The Batman filminde, bildiğiniz üzere Batman’in orijin başlangıç hikayesi anlatılmıyor. Bunun yerine direkt olarak 2 yıllık bir Batman izliyoruz. Aksiyon sahnelerine bu çok yansıyor. Burada dövüş sahnelerini ele alırsak bunlar olabilecek şeyler ancak Batman bir Peter Parker değildir ve bu kadar fazla amatörlüğü kaldırmaz. Reeves, cidden karakterin külliyatına saygıyla yaklaşırken burada bazı hatalar yapmış.

Aksiyon sahnelerinin çoğunluğunda Batman’in vahşi dövüş stilini görüyoruz. Robert Pattinson’un Batman’i bu yüzden aslında sinemada görmeyi seveceğimiz bir Batman portresi çiziyor.

Reeves’ın aksiyon sahneleri çekim tekniği olarak benim hoşuma giden bir tarzda net gösteriliyor. Kamera açısında bu bağlamda bir kaçınma yok ve karanlığın yardımıyla bu sahneler görkemli bir hale geliyor.

Son zamanlarda sinema üzerine konuşan insanların, hangi filmden çıktıklarına bakmaksızın “renk paletleri iyiydi ha” sözlerine katılmakla birlikte ekleme yapmak istiyorum. Reeves, atmosferi yüksek görkemli sahneler çekerken renk paleti konusunda muazzam işler çıkartıyor, bu gerçekten renkleri senaryo yazar gibi konuşturma olmuş. Lakin burada görüntü yönetmenin bu atmosferin yükseltilmesindeki büyük payını ve filme her anlamda kattığı havayı es geçmeyelim.

Dune filminin de görüntü yönetmenliğini yapan, Greig Fraser kariyerine güzel bir iş daha eklemiş…

Teknik ve hikaye anlamında genel özetiyle film asla bir başyapıt değil, bu konuda abartılı yorumlara itibar etmeyiniz. Hikayede birçok boşluk var ve Reeves’in 3 saatlik filmde bu boşlukları doldurmasını beklerdim. Film ikinci yarısı itibariyle, sonuca varırken baştaki stabil gidişatı hızlandırıp bozuyor. Bunun yanı sıra filmle ilgili doruk noktası tartışmasına bir yerde bende katılıyorum. Filmde bir climax olmadığı için değil filmde bu tür sahneler bolca olduğu için, finalde bu doruğu hissetmiyoruz. Film zaten süresi boyunca genel olarak stabil ilerleyip, bir noktada hızlanıyor ancak hızlanmanın sonunda aynı stabil ilerleyiş devam ediyor. The Batman filminde, bolca doruk noktası olduğu için final tam anlamıyla doruklara ulaşamıyor.

Robert Pattinson Nasıl Bir Batman?

robert-pattinson-batman

Robert Pattinson gerçekten rolde güzel duruyor ancak eksik bir şeyler hissediyoruz. Bu konuda karakterin genel olarak yazılış biçimi aslında Robert’in oyunculuğuyla tam anlamıyla uyuyor, herhangi bir sıkıntı yok. Sadece bu film bana bir Ben Affleck etkisi yaratmadı.

Örnek olarak solo bir filmde yer almayan Ben Affleck’in Batman’i izlerken, işte bu gerçek Batman ve en iyisi! Diyorduk. Robert Pattinson için bazı sahnelerde bunu düşünüyor bazen de hayır, hala Affleck daha iyi bir Batman ve Rob’un en az bir filme daha ihtiyacı var diyoruz.

Öte yandan Matt Reeves’ın istediği bu vahşi ve gerilim dolu Batman’i gerçek anlamda güzel canlandırmış ve sinemada gördüğümüz en iyi Batman oyuncularından birisi olmuş.

İLGİNİ ÇEKEBİLİR: Robert Pattinson Kimdir?

Robert Pattinson, Bruce Wayne olarak nasıldı?

robert-pattinson-bruce-wayne

robert-pattinson-bruce-wayne

Bruce Wayne, alışık olduğumuz gibi değildi. Reeves’ın bu konuda cesur ancak tartışmaya açık adımlar attığını söyleyebilirim. Robert’in Bruce Wayne performansı, kendisine yazılandan ötürü de (ki bu kendi tercihiydi Reeves’e bu fikri kendisi vermiş.) Olmamış dedirtiyor.

Dikkat! Bu kısım küçük bir spoiler içeriyor, spoilersız kısım biraz aşağıda devam ediyor!

Matt Reeves’in Thomas Wayne ve Martha Wayne

Matt Reeves, genel olarak Batman karakteri için farklı adımlar atmak istemiş. Bunu Thomas Wayne ve Martha Wayne hikayesinde görüyoruz. Hikayeye göre Falcone, Bruce’a babasının kendisine birisini öldürttüğünü söylüyor. Bu kişinin kim olduğunu izleyenler biliyor ancak spoiler uyarısına rağmen, belki küçük bir tüyo almak isteyenler olur diye belirtmiyorum. Gotham’ın en zengin ve en iyi adamının bu şekilde beyazperde de ele alındığı daha önce hiç olmamıştı. Şaşkınlıklar içinde Thomas Wayne üzerindeki bu hikayeyi merak etmiş ve gerçekten acaba demiştik… Ta ki Reeves, bu konuda vitesi geriye takana kadar.

Bu hikayeyi Falcone’dan sonra bir de Alfred üzerinden dinliyoruz ve Thomas Wayne’in böyle olacağını bilmediğini, öldürmesini söylemediğini görüyoruz. Şimdi düşününce madem cesur adımlar atmak ve hikaye üzerinde ciddi değişimler yapmak istiyorsun, yap. Neden geri adım atıyorsun bu hikayeden? Eğer geri adım atacaksan, bu Thomas Wayne bu kadar akılsız mı? Falcone gibi biriyle işbirliği yapıp farklı bir sonuç mu bekliyor?

Hiç sanmıyorum. Matt Reeves, The Batman filminde “Bakın ben Thomas ve Martha için böyle bir hikaye düşünüyorum ama Batman’in geçmişi yapmama izin vermiyor.” Diyor.

Spoilersız Devam

The Batman filminin müzikleri nasıl olmuş?

The Batman filminin müziklerini Michael Giacchino yapıyor. Film müzik yönünden gerçekten son derece tatmin ediciydi. Batman için seçilen, Riddler’ın iş üstünde kullanılan müzikler gerçekten filme yakışmış. Matt Reeves’ın harika sinematografisiyle buluşan bu müzikler epik anları ortaya çıkarıyor. Müzik konusunda kesinlikle hiç şüphesiz olmuş bu iş.

Zoe Kravitz, Catwoman nasıldı?

the-batman-catwoman

Catwoman hususunda büyük hayal kırıklıkları olduğunu söylemeye gerek yok. The Batman filminde cast seçimlerinin bazıları gerçekten memnun ediciyken Zoe Kravitz tarafından canlandırılan Catwoman için bu geçerli değil. Role daha uygun birisinin oynaması gerekiyordu ve hikayeye sokuluş tarzı da gerçekten içi dolu bir sebep değildi.

The Batman filminde, Catwoman zaten oyuncu seçimiyle birlikte kesinlikle sınıfta kalıyor. Bir kere karakterin kendisini yansıtamayan bir Kravitz mevcut. Öte yandan hikaye bağlamında da Catwoman hiçbir şekilde yeterli değildi. Hikayeye gereksiz bir sebepten giriyor ve Batman’e göstermelik bir yardımda bulunuyor, hepsi bu. Bunun dışında birinci filme bu şekilde gelecekse hiç gelmese de olurdu.

The Batman filminde Gotham nasıldı?

Reeves’ın hakkını sonuna kadar vermek gerekiyor. Gotham için çekimleri başka ülkelerde yaparak kendi çapında filme başka bir boyut kazandırmış. Gotham görüntü ve atmosfer olarak muazzam olmuş. Keşke atmosfer olarak muazzam olan bu Gotham, daha dolu bir hale gelebilseymiş.

The Batman film incelemesi bu kadardı. Filmi izlemeyi düşünüp arada kalanlardan mısın? Batman karakterini seviyorsan mutlaka izlemen gerekiyor. Hayır, ben Batman’i sevmiyorum ancak film izlemeyi seviyorum diyorsan, mutlaka izlemen gerekiyor. Kesin olarak sinemalarda görülmesi gereken bir film olduğunu düşünüyorum.

the-batman-matt-reeves-mektup

The post The Batman İncelemesi: Hikayesi, Süresi Kadar Büyük Değil appeared first on En Güncel Film Önerileri.

]]>
https://tuyann.com/the-batman-incelemesi-hikayesi-suresi-kadar-buyuk-degil/feed/ 1
Teksas Katliamı (2022) Film İncelemesi https://tuyann.com/teksas-katliami-2022-film-incelemesi/ https://tuyann.com/teksas-katliami-2022-film-incelemesi/#respond Sat, 19 Feb 2022 15:24:10 +0000 https://tuyann.com/?p=4891 Teksas Katliamı (2022) film incelemesine hoş geldiniz. İçeriğimizde Netflix imzalı Teksas Katliamı film konusu ve yorumu yer alıyor olacak. Öncelikle bunun bir sequel olduğunu belirtmekte fayda var. Her ne kadar öyle gözükmüyor olsa da film bizim kült orijinal serinin devam niteliğini taşıyor. Netflix’in elini attığı yeri kurutmaya devam ettiği yapımlardan birisi olması ayrı bir konu. […]

The post Teksas Katliamı (2022) Film İncelemesi appeared first on En Güncel Film Önerileri.

]]>
Teksas Katliamı (2022) film incelemesine hoş geldiniz. İçeriğimizde Netflix imzalı Teksas Katliamı film konusu ve yorumu yer alıyor olacak. Öncelikle bunun bir sequel olduğunu belirtmekte fayda var. Her ne kadar öyle gözükmüyor olsa da film bizim kült orijinal serinin devam niteliğini taşıyor. Netflix’in elini attığı yeri kurutmaya devam ettiği yapımlardan birisi olması ayrı bir konu.

Senelerdir Slasher film denildiğinde akla gelen ilk yapım olma özelliğini taşıyan Teksas Katliamı, 2022 yılına geldiğimizde hiçbir şey sunmayan sadece kandan oluşan bir yapıma dönüşmüş.

Teksas Katliamı (2022) film konusu

İlk filmin üstüne seneler geçmiş vaziyette hikaye başlıyor. Teksas’a gelen idealist bir grup genç, burada bambaşka bir yaşam kurmanın peşinde. Bu gençlerin günümüze uyarlanmış halinde bunlar birer fenomen. Fenomenlerin bu kasabayı birazcık restore edip burada şiddetten ve kaotik şehir yaşamından uzakta bir hayat kurma ideaları söz konusu. İlk bakışta gerçekten bir slasher havasıyla başlıyor ancak kasabaya geldikleri ilk anda anlıyorsunuz ki bu film olmamış, olmayacak.

Teksas Katliamı 2022 Film İncelemesi

Film sadece parçalanan insanlar ve kanlı sahneleri günümüz teknolojisinden yararlanarak daha açık ve cesur bir şekilde sunuyor. Bunun dışında Teksas Katliamı 2022 filminde, herhangi bir konu yok desek abartmış olmayız. Filmde diyalog derinliği değil, doğru dürüst diyalog bile yok.

Filmde gerilim söz konusu değil çünkü karakterler o kadar berbat işlenmiş ki hiçbirisine zaten ısınamıyorsunuz. Katilin motivasyonu bu film için olmasa da olur denilecek bir şey zaten buna bir lafım yok. Ancak bu gençlerin tamamını bu kadar aptal yapmak için çok çabalamak gerekiyordu. Filmin senaryosu gerilim yapmak adına kilitleniyor.

Süresi kısa olduğu için dolu dolu bir film izleyeceğinizi düşünüyorsanız yanılıyorsunuz çünkü bu sürenin büyük bir çoğunluğunu oyuncuların katili izlemesi oluşturuyor. 2022 yılında böyle bir işe kalkışılıyorsa sadece kanlı sahneler ve insanların kafalarını kopartmaktan daha fazlasına ihtiyaç var.

Bu filmde gördüğümüz şeyleri bugünün fantastik dizilerinde zaten görüyoruz. Bu şekilde insanları korkutma motivasyonu yeterli gelmiyor ve daha fazla dokunuş gerekiyor.

Netflix, bu dokunuşları yapmak yerine daha çok teknoloji sunarak bu işi kotaracağını düşünmüş olmalı ki ancak böyle bir şey ne yazık ki mümkün değil. Böyle kült bir yapımın günümüze bu şekilde taşınması zaten ayrı bir rezalet.

Şöyle bir baktığımızda bu film gerilim dolu ve bu gerilimden doğan heyecanı yaşatabilecek potansiyeli taşıyan bir yapımdı. Netflix, biz hakları aldık ve zaten ne koysak izlenir mantığını mı izledi yoksa filmi yeterince önemsemedi mi? Burası bilinmez.

Teksas Katliamı 2022 filmi, son zamanlarda izlediğim en kötü filmdi. 2022 Yılında sinema salonları için yapılmış olsaydı çok farklı bir yapımın ortaya çıkacağını düşünüyor ve bu kısa inceleme yazısını bitiriyorum.

Film Önerileri için: Film Önerileri 

 

The post Teksas Katliamı (2022) Film İncelemesi appeared first on En Güncel Film Önerileri.

]]>
https://tuyann.com/teksas-katliami-2022-film-incelemesi/feed/ 0
2021 En İyi Filmler –  2021 Yılında Neler İzledik? https://tuyann.com/2021-en-iyi-filmler-2021-yilinda-neler-izledik/ https://tuyann.com/2021-en-iyi-filmler-2021-yilinda-neler-izledik/#respond Tue, 25 Jan 2022 09:21:52 +0000 https://tuyann.com/?p=4876 2021 En İyi Filmler –  2021 Yılında Neler İzledik? Tekrardan bir yılı geride bırakırken 2021 yılında vizyona giren en iyi filmlerin listesini sizlerle paylaşıyoruz. Filmlerin listelenme sırası bizim kendi görüşlerimizdendir. Listemizde bu defa 10 filme yer verdik. 2021’de Çıkan En İyi Filmler 2021 yılında vizyona giren birçok film oldu. Pandemi olmasına rağmen 2021 yılı sinemanın […]

The post 2021 En İyi Filmler –  2021 Yılında Neler İzledik? appeared first on En Güncel Film Önerileri.

]]>
2021 En İyi Filmler –  2021 Yılında Neler İzledik?

Tekrardan bir yılı geride bırakırken 2021 yılında vizyona giren en iyi filmlerin listesini sizlerle paylaşıyoruz. Filmlerin listelenme sırası bizim kendi görüşlerimizdendir. Listemizde bu defa 10 filme yer verdik.

2021’de Çıkan En İyi Filmler

2021 yılında vizyona giren birçok film oldu. Pandemi olmasına rağmen 2021 yılı sinemanın eksik kaldığı bir yıl değildi. Listemizde 10 filme yer vermiş olsak da listeye giremeyen ancak güzel olan bazı filmlerle başlamak istiyorum.

2021’de çıkan en iyi on film listemize giremese de güzel olan bazı filmler: 2021 en iyi filmler listemiz

Coda filmi listemize giremeyen ancak bizim gözümüzde izlemeye değer yapımlardan bir tanesiydi. Coda, Apple TV+ platformu için yapılan bir drama-komedi filmi. Filmde bize genç bir kızın hayatından kesitler izletiliyor. 17 yaşındaki Ruby’nin ailesinin tamamı işitme engelli ve bu ailede sadece kendisi işitiyor. Genç kızın aile yaşamı güzelce dramatize ediliyor ve sunuluyor. Ailesine yardım eden ve aynı zamanda okula giden Ruby, günün birinde okulda koroya katılıyor ve hayatı değişiyor.

Spencer filmi bir dönem filmi olarak karşımıza çıkıyor. Filmin başrolünde Kristen Stewart yer alıyor. Pablo Larrian’in yönettiği dönem filmi, listemize giremeyen ancak izlemeye değer yapımlardan birisi.

Prens Charles ile evlenen Diana Frances’ın hayatını ele alan filmde, Lady Diana’nın dışarıdan güzel ve görkemli gözüken hayatından şikayetlerini görüyoruz. Diana, Prens Charles ile olan evliliğini bitirme kararı alıyor.

King Richard: Listemize geç izlenmesinin etkisiyle de giremeyen King Richard filmi 2021 yılında izlediğimiz en iyi filmlerden birisiydi. Will Smith’in yer aldığı King Richard filmi Serena ve Venus kardeşleri, tenis konusunda sürekli destekleyen babaları Richard Williams’ı konu ediniyor. Oldukça başarılı bir iş.

2021 en iyi filmler listemize ve buraya almadığımız güzel filmlerde olmuştu.
2020 yılı için yaptığımız bazı film önerileri: 2020 En İyi Filmler
2019 yılı için seçtiğimiz filmler listesi: 2019 En İyi Filmler

2021 En İyi Filmler Listesi:

10- Tick, tick… BOOM!

2021-en-iyi-filmler-tick-tick-boom

10.sırada yer alan filmimiz bir Netflix yapımı. Tick, Tick…Boom! Filminin yönetmen koltuğunda Lin-Manuel Miranda yer alıyor. Andrew Garfield, Bradley Whitford ve Vanessa Hudgens filmin başrollerinde yer alıyor. Jonathan Larson’ın otobiyografik oyunundan beyaz perdeye uyarlanan filmin senaristleri içinde Jonathan Larson’da yer almakta.

Film konu olarak 1990’lı yıllarda geçiyor ve müzik yapmak isteyen, besteler yapan Jon’un hikayesini anlatıyor. Filmde sadece Jon’un girdiği bu yolu değil aynı zamanda kendi hayatı ve kariyeri üzerine yaptığı seçimleri sorguladığını görüyoruz.

9- The French Dispatch – Fransız Postası

2021-en-iyi-filmler-fransiz-postasi

Listenin 9.sırasında yer alan Fransız Postası oldukça farklı bir havaya sahip. Filmin yönetmen koltuğunda Wes Anderson yer alırken, senaryoda da imzası bulunuyor. Filmde kurgusal bir şehrin gazetesinin editörünün ani ölümüyle birtakım olaylar dizesi başlıyor.

8- Nightmare Alley – Kabus Sokağı

nigthmare alley

8.Sırada yer alan filmimiz aynı isimli 1946 yılında çıkan romandan uyarlanıyor. Filmin zengin kadrosu ilk bakışta zaten dikkatleri üzerine çekiyor. Bradley Cooper, Cate Blanchett filmin ana kadrosuna yer alırken, Richard Dale Jenkins ve Willem Dafoe onlara eşlik eden isimlerinden bazıları. İnsanları manipüle yoluyla dolandıran Stan’ın bu işte ileriye gitmesini konu alır film.

7- The Power of the Dog – Köpeğin Gücü

the-power-of-the-dog

Jane Campion tarafından yazılıp yönetilen film bir Netflix yapımı. Netflix yapımları içinde parlayan yıldızlardan birisi olan filmin başrolünde Benedict Cumberbatch, Kirsten Dunst gibi popüler isimler yer alıyor. Son yıllarda Western furyasının sinemaya tekrar göz kırptığı yapımlardan birisi olarak oldukça başarılı bulduğum bir iş.

Çiftlik sahibi iki kardeşten George’un oğlu genç yaşında dul kalan Rose ile evlendikten sonra olan olayları dramatize eder. (İnceleme konu yazısı geleceği için güncellenecek)

6- Licorice Pizza –

licorice pizza-2021-en-iyi-filmler

Paul Thomas Anderson’ın yönettiği komedi-drama filmi 70’lerde geçen içinde bolca mizah ve gönderme bulunan hoş bir hikaye. Sinemanın en sağlam isimlerinden birisi olan Paul Thomas Anderson, bu filminde de bir nevi geçmişe bir yolculuk yaptırıyor ve nostaljik bir aşk hikayesini gözler önüne seriyor. Aynı zamanda filmin senaryosunu yazan yönetmen, filmin yapımcılığını üstlenmekten geri durmamış.

5- House of Gucci – Gucci Ailesi

2021-en-iyi-filmler-house-of-gucci

Ridley Scott imzalı biyografik film bekleneni vermese de yine de güzel bir yapımdı. Maurizio Gucci’nin hayatını konu alan film onun ölümünden sonrasını işliyor. Ridley Scott, bu filmi için benim gözümdeki beklentiyi karşılamasa da filmin 2021 yılında gördüğüm en iyi filmlerden birisi olduğu gerçeği değişmeyecek.

Ailenin parçalanmasını dramatize eden filmin kadrosu tam anlamıyla bir yıldız geçidi diyebilirim. Filmde Al Pacino, Lady Gaga, Jared Leto, Adam Driver, Salma Hayek, Jeremy Irons gibi isimler yer alıyor.

Yıldızların her birini izlemek oldukça keyifli olsa da Jared Leto filme imzasını atmış diyebilirim.

4- West Side Story – Batı Yakasının Hikayesi

west-side-story

West Side Story filmi, modern bir Romeo Juliet hikayesi diyebileceğimiz harika bir işti. Steven Spielberg gibi büyük bir ustanın elinden çıktığı ilk dakikasında belli olan film adeta görsel ve müzikal bir şölen. 1961 Yılında aynı adla sinemaya taşınan eserden sonra oldukça cesur bir konuyu Steven Spielberg’in muhteşem bir şekilde anlattığını görebiliyoruz.

İki genç arasında yaşanan yasak aşkı konu alan film bunun yanı sıra iki farklı çetenin rekabetini bizlere sunuyor. Çeteler arasındaki bölge savaşı günden güne çoğalırken, Maria ve Tony’nin aşkı da büyür. Bu aşk, iki çete arasındaki gerilimi arttıracaktır.

3- The Last Duel – Son Düello

the-last-duel

Yönetmen: Ridley Scott
Yapımcılar: Ridley Scott, Nicole Holofcener, Matt Damon, Ben Affleck
Senaryo: Ben Affleck, Matt Damon ve Nicole Holofcener
Oyuncular: Matt Damon, Jodie Corner, Ben Affleck, Adam Driver

Yine Ridley Scott imzalı bir filmi 2021 en iyi filmler listemize alıyoruz. Ridley Scott’ın bu defa daha düşük bir beklentiyle izlenilen ancak Gucci Ailesine nazaran daha derli toplu ve düzgün bir filmi diyebilirim. The Last Duel filmi 2021’in her anlamda en iyi filmlerinden birisiydi.

İlk etapta bu tarz filmlere açlık duyulan bir dönemde gelmesi ve yönetmenin başarısının yanı sıra büyük bir kadrosunun olması filmi oldukça önemli bir yere taşıyor. Film konu olarak iki yakın dostun başına gelen olayları anlatıyor.

Normandiya’da yaşayan İskandinav ve Frenk kökenli Jean de Carrouges’in katıldığı bir savaştan dönüşü işleniyor. Savaştan dönen şövalyenin hayatı epey değişmiştir. Jacques le Gris isimli Norman beyi karısına tecavüz etmekle yargılanıyordur. Üstelik, le Gris ve Carrouges öncesinde çok yakın iki arkadaşlardır.

Detaylı konu için: The Last Duel Filmi Hakkında

2- Dune: Çöl Gezegeni

dune-2021-en-iyi-filmler

Yönetmen: Denis Villeneuve
Senaryo: Eric Roth, Jon Spaihts ve Denis Villeneuve
Oyuncular: Timothée Chalamet, Rebecca Ferguson, Oscar Isaac, Josh Brolin, Stellen Skarsgard, Zendeya, Dave Bautista.

Şüphesiz 2021’e damga vuran filmlerin başında gelen Dune filmi aynı zamanda yılın en çok beklenen filmlerinden birisiydi. Dune, sinemaya çok önceden daha sağlam adapte edilmesi gereken eserlerin başında gelse de bu fırsat henüz yeni yakalanmış gibi görünüyor. (öncekiler eserin ihtişamı açısından bana göre yetersizdi)

Denis Villeneuve, Dune filmiyle bence mükemmel bir iş çıkardı ve serinin devamı için büyük bir heyecan uyandırdı. Hakkını her zaman alamadığını düşündüğüm yönetmenlerden birisiydi. Böyle uzun soluklu bir serinin kendisine emanet edilmesi oldukça doğru bir karar olmuş. Feodal yapıda imparatora bağlı ailelerin Arrakis’in yönetimi için hazır olduğu bir dönemde, Paul’un ailesi imparator tarafından bu göreve layık görülmüştür.

Arrakis, “baharat” sebebiyle son derece önemlidir. Bu kaynak bütün ailelerin gözünü diktiği Arrakis’in durumunun da sebebidir esasında. Paul ve ailesi son derece dikkatli davransalar da Arrakis için kendilerine kurulan tuzağa düşecekler ve hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.

1- The Tragedy of Macbeth – Macbeth’in Trajedisi

the-tragedy-of-macbeth-2021-en-iyi-filmler

Yönetmen: Joel Coen
Senaryo: Joel Coen
Yapımcılar: Joel Coen, Robert Graf, Frances McDormand
Oyuncular: Denzel Washington, Frances McDormand, Corey Hawkins, Brendan Gleeson

Coen Kardeşler devrinin bittiğini gösteren ilk film olmakla birlikte Joel Coen’in Ethal Coen olmadan yönettiği ilk film. Filmin listemizin birinci sırasında yer almasının sebebi böyle bir eseri bu şekilde yorumlanması… 2021 en iyi filmler listesinin tepesine onu çıkarıyor.

The Ballad of Buster Scruggs – Coen Kardeşler

Öncelikle Denzel için hepimiz endişeliydik çünkü… Neyse, şimdi buralara girmeye gerek yok. Adam oynamış yani ama neyse… Joel Coen, William Shakespeare’in Macbeth’ine o kadar sadık kalmış ki… Defalarca kez sinemada ve oyunlarda gördüğümüz bu hikayeyi bu şekilde anlatabilmek muazzam bir yetenek olsa gerek.

Joel Coen muhteşem bir başarıya imza attı bu filmle. Siyahi Macbeth mi olur? Bu soruyu es geçin çünkü Denzel Washington öyle bir oynuyor ki… Efsane. Film her anlamda ve özellikle eserin bu kadar sağlam ve sadık şekilde uyarlanması konusunda sinema tarihinde asla unutulmayacak bir eser. Şimdiye kadar gördüğümüz en iyi Macbeth, daha iyisi de gelmez gibi duruyor bu eserin üstüne.

Eşsiz bir sinematografiye sahip film bu yılın benim için en iyi filmiydi. The Tragedy of Macbeth için yazı yayınlayacağımız için konusuna ve detaylarına pek girmiyoruz ve listemizi sonlandırıyoruz. Tüm övgüleri hak eden Macbeth’in Trajedisine eşsiz bir yorum getiren Joel Coen, kardeşi Ethal olmadan da güzel işler yapacağını göstermiş oldu.

Liste bizim şahsi görüşlerimizden oluşur ve sıralamanın bizim gözümüzde pek fazla önemi yoktur. Listeye girmeyen birçok güzel film izledik, 2021 pandemiye rağmen sinema için güzel bir yıl oldu.

The post 2021 En İyi Filmler –  2021 Yılında Neler İzledik? appeared first on En Güncel Film Önerileri.

]]>
https://tuyann.com/2021-en-iyi-filmler-2021-yilinda-neler-izledik/feed/ 0