En Güncel Film Önerileri

Into the Wild Film Konusu ve Yorumu:

  • 24 Mayıs 2022
Into the Wild Film Konusu ve Yorumu:

Into the Wild Film Konusu ve Yorumu:

Into the Wild film konusu, Into the Wild film yorumu şeklinde iki konuyu değindiğimiz içeriğimizde spoiler yoktur. Filmin seyir zevkini bozacak detaylar yer almamaktadır.

Into the Wild film analizi ve film konusu kısmından önce sizlere filmle ilgili bir ön bilgi vermek istiyoruz. Öncelikle ülkemizde “Özgürlük Yolu” olarak bilinen film aslında “Vahşi Doğaya Doğru” anlamına gelmekte. 1996 Yılında yayınlanan Into the Wild kitabıyla aynı ismi taşıyor ve aynı şekilde uyarlanıyor. Kitapta filmde muhteşem bir hikayeye dayanıyor, bu hikaye Christopher McCandless’in gerçek hikayesi.

Kitabın yazarı Jon Krakuer filmde de Sean Penn ile birlikte senaryoda yer alıyor. Christopher McCandless’in etkileyici hikayesi hem kitap hem film olarak da oldukça başarılı.

Into the Wild filminin konusunda spoiler yoktur.

Into the Wild Film Konusu

Into the Wild filmi yukarıda bahsettiğim gibi Christopher McCandless’in gerçek hikayesinden uyarlanıyor. Chris, üniversiteden mezun olduktan sonra sürekli düşünülen ama asla gerçekleştirilemeyen bir eylemi gerçekleştiriyor. Birikim fonundaki tüm parayı bağışladıktan sonra tek başına muhteşem bir serüvene atılıyor. Alaska’ya gidip doğada tek başına yaşamak için çıktığı bu serüvende ona eşlik eden en kıymetli eşyaları kitapları.

Chris’in bu yolculuğa çıkma sebepleri ve dünya görüşü filmin kilit noktalarını oluşturuyor. Ailesi yönünden şanssız ve şanslı diyebileceğimiz bir kişi. Ailesi gayet varlıklı ve istediği her şeye neredeyse ona sunabilecek insanlar ancak ailenin sırları onu tüm her şeyden soğutuyor. Baskıcı diyebileceğimiz bir baba figürü yer alıyor hikayesinde ve ek olarak ailenin bazı sırları var. Bunlar spoiler olabileceğinden dolayı sırlara girmiyoruz.

Kısacası Chris, ailesinin istediği gibi üniversiteden mezun oluyor ancak buradan sonrasını devam ettirmek yerine kendi istediği gibi yaşamayı seçerek, vahşi doğada Alaska’da yaşamayı seçiyor. Seçtiği bu yaşama kendisine yeni bir isim koyarak başlıyor. O artık, Alexander Supertramp.

Chris’in yolculuğu sadece Alaska değil, oraya gidene kadar başından geçen tüm her şey hem gerçekten yaşanmış bu hikayeyi etkileyici kılıyor hem de daha bir anlamlı oluyor. Chris, yolda çeşitli insanlarla tanışıyor ve onlarla kısa süreli bazı şeyler paylaşıyor. Böylece serüven boyunca birçok karakterin hikayesine tanıklık ediyoruz.

İlgini Çekebilecek başka bir film önerisi: Gri Kurt Film Konusu

into-the-wild-film-konusu

Into the Wild Film Yorumu

Into the Wild film incelemesi yapacağımız bu kısımda filmle ilgili görüşlerimizi ve bazı detayları paylaşmış olacağız.

Başlangıçta diyebileceğim en net şey bu film benim için gerçek bir film diyebileceğim yapımlardan bir tanesi. Günümüz tarihinden baktığımız zaman biraz eskimiş gibi görünüyor olabilir ancak kesinlikle öyle bir şey yok. Bazı filmler bittiğinde, “Gerçekten bir film izledim az önce.” Diye düşünürüz. Bu film tam olarak o hissiyatı veren filmlerden bir tanesi.

Chris’in yaptığı şeylerin elbette bir anlamı var. Güç, para ve modern insanın modern yaşamının getirdiği hiçbir şey onun için önemli değil. Chris, sevgi eksikliği çeken bir genç ve bunun kaynağı elbette ailesi ve çevresi. Varlıklı bir aileden geliyor olmasına rağmen elinde bulundurduğu güç ve paranın kendisi için hiçbir şey ifade edememesi belki de onun içinde bir sorundu. Ancak hayatın anlamını ya da hayatı yaşamanın nasıl değerli bir şey olacağı sorusu daha önemliydi.

Chris, bu soruyu cevaplamak ve elbette kendisini ifade edebilmek için bu 2 yıllık serüvene atılıyor. Filmin gerçekçiliği sadece hikayeden değil, Sean Penn’inde katkılarıyla sağlamlaşıyor. Abartı olan hiçbir durumun olmadığı gerçekçi ancak bir o kadar sıcak ve güvenilir bir hikayenin zeminleri bu şekilde hazırlanıyor.

Film Chris’in yolculuğunu bölümlere ayırarak sunuyor. Burada kendini gerçekleştirme diyebileceğimiz kısma kadar birçok anlamda insan hayatına paralel giden öğretiler ile birlikte bu genç adamın hikayesine tanıklık ediyoruz. İlk bölümlerde Chris ne istediğine karar veriyor diyebilirim. Ya da bir şeyleri fark ediyor ve hayatın böyle olmaması gerektiğini sorguluyor. Burada kazandığı farkındalığı onun cesaretiyle birleştiğinde bu serüvene atıldığını gözlemliyoruz.

Chris’in yolculuğu doğaya dönüş olarak düşünülse de biraz da kaçış oluyor. Chris, tüm her şeyden, hayatındaki tüm olumsuzluklardan ve kargaşalardan doğaya doğru kaçıyor.

Alaska’ya ulaşmadan yolda yaşadığı şeyler bir o kadar kıymetli. Karşısına çıkan bütün herkes son derece gerçek ve samimi hikayelere sahipler. Tüm bu yan karakterlerin filmi olan katkısı gerçekten çok büyük. Chris’in bu yolculukta onlardan kazandığı birçok öğretinin yanı sıra muhteşem deneyimler tadıyor. Asla yapmasına gerek olmayan ve normal şartlarda yapmayacağı işleri deneyimliyor, yolculuk seçimi olarak kaçak trene biniyor. Tüm bu yeni deneyimler, onun kendisini keşfetmek ya da kendisini aramak için çıktığı bu yolculukta, inanılmaz bir katkı sağlıyor.

İlgini çekebilecek başka bir film önerisi: Kurdun Derisi: Bajo La Piel de Lobo

into-the-wild-film-incelemesi

Into the Wild İncelemesi spoiler bölüm

Chris, mutluluğun anlamını ararken sık sık onun bu konuyla ilgili görüşlerini de izliyoruz. Örnek olarak “her şey mutluluk olabilir, doğada olabilir, mutluluk sadece bu değildir.” Tarzında bazı replikleri var ancak aklıma şu an gelmiyor. Chris, kendini ve mutluluğu aradığı bu yolculuğun son kısmında Alaska’ya uğrayacak. Filmin vahşi doğada hayatta kalma kısmını ilgilendiren bu son sahnede insanların yalnızlığıyla ilgili harika gösterimler mevcut. Yalnızlığı zaten bu yolculuğa çıkarak kendisinin seçtiği aşikar bir şey. Mutlu olma kısmına gelirsek, Chris’in Alaska’da aslında mutlu olduğunu görebiliyoruz ama bu mutluluk elbette sonsuza kadar sürmüyor. Chris, bana kalırsa filmin son bölümünden önce aradığı zaten bulmuştu ve Alaska’ya da mutlu olarak gitmişti. Alaska’ya giderken doğru dürüst hazırlanmadığını biliyoruz ve bunu kendisinin seçip seçmediği biraz karışık. Bu serüvenin son haresi olan Alaska için filmde bazı küçük denemeler yapmıştı, tırmanış gibi. Ancak erzak yönünden yanında sadece doğru hatırlıyorsam 5 kilo pirinç ve birkaç şey daha almıştı. Ek olarak, son otostop çektiğinde kendisini oraya bırakan kişinin dediklerine göre, Alaska şartlarına uygun değildi. Hatta adam ona bir çizme vermişti.

Yani Chris, kıyafet olarak, erzak olarak kesinlikle Alaska’da vahşi doğada hayatta kalmak için hazırlanmamıştı. Ama hikayesinde, kendini arama ve mutluluğu bulma kısmında aslında Alaska için hazırlanıyordu yani en azından ruhen. Hayatındaki mutsuzluğa, ailevi sorunlarına karşı kendisini bu yolculukla ifade ediyordu.

Chris’in yanına aldığı kitaplarda Alaska üzerine okumalar yapmanın yanı sıra Jack London okuduğunu da görüyoruz. Bu muhteşem yazarın da kendisine bir şekilde ilham verdiği zaten açık. Hatta filmde “Vahşetin Çağrısı” kitabını okurken kendisini görmüştük.

Chris’i çağıran vahşi doğa kendisine muhteşem bir hoşgörüyle yaklaşacak değildi ve öyle de oldu. Alaska’da kaldığı 4 ay boyunca yalnızlığı ve mutluluğu üzerine düşünürsek, Christopher gerçekte de bu yolculuğu bitirmek istemiş ancak yapamamıştı. Filmde de bunu görüyoruz zaten. Yeteri kadar bilgisinin olmaması, cesareti ve zekasıyla çıktığı bu yolculuktan dönmesine engel oldu.

“Mutluluk sadece paylaşınca gerçektir.”

Into the Wild Film Oyuncuları

Emile Hirsch – Christopher McCandless
Marcia Gay Harden – Billie McCandless
William Hurt – Walt McCandless
Jena Malone – Carine McCandless
Catherine Keener – Jan Burres
Brian Dierker – Rainey
Vince Vaughn – Wayne Westerberg
Zach Galifianakis – Kevin
Kristen Stewart – Tracy
Hal Holbrook – Ron
Steven Wiig – Ranger Steve Koehler
Jim Gallien – Kendisi

Emile Hirsch’ın filmin çoğunluğunda yalnız başına oynadığından kendisine bir parantez açmak lazım gelir. Emile, bu rolü tam anlamıyla yaşayarak oynuyor. Emile karakterin her bir duygusunu gerçekçi bir şekilde yansıtırken, Christopher rolüne ne kadar iyi girdiğini gösterecek bir özgüvenle oynamış. Özellikle McCandless’in son sahnesine oyunculuğuna bayıldığımı söyleyebilirim.
Yönetmen: Sean Penn
Yapımcı: Sean Penn
Senarist: John Krakauer – Sean Penn
Eser: Into the Wild (Jon Krakauer)
Müzik: Eddie Vedder

Filmin etkili olmasının başlıca sebeplerinden birisi de Sean Penn elbette. Filmde sunulan görsellik harika diyebileceğim türden ve kamera bu filmde çok şey anlatıyor!

Bu tarz film önerileri için: film önerileri

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ